Yahudi bir aileden gelen Sefarad grubu solisti Sami Levi, İsrail Başbakanı Netanyahu’nun savaş politikasını savunmasının mümkün olmadığını belirterek ekledi: “Cumhurbaşkanımız kadar hiçbir lider Filistin halkına sahip çıkmıyor. Müslüman ülkelerin liderleri çok geri planda kalıyor. Cumhurbaşkanımız insani bir tavır sergiliyor, tutumunu çok beğeniyorum”
Sefarad grubunun solisti Sami Levi, GÜNAYDIN'a çok özel açıklamalarda bulundu. Musevi bir aileden geldiğini söyleyen Levi, "Ailem 500 yıldır bu topraklarda. Beş vakit ezan duyarak büyüdüm. Kendimi buraya ait hissediyorum" dedi. Yahudi bir ailede doğdu diye İsrail'in savaş politikasını desteklemesinin mümkün olmadığını belirten Levi, Filistin halkına sahip çıkan Erdoğan'ın da dik duruşunu da çok beğendiğini söyledi.
Sefarad grubuyla Türkiye'de geniş kitlelere ulaştınız. Müziğinizi nasıl tanımlıyorsunuz?
Babaannelerimizden, dedelerimizden duyduğumuz müziği Türk müziğiyle bir araya getirdik. Ailem 1492'de İspanya'dan kovulanlardan, Osmanlı'ya sığınmış, Musevi bir aileden geliyorum. E-devletten araştırdığımda 5-6 göbek Osmanlı'dan beri bu topraklardayız. Kendimi hiçbir zaman azınlık olarak görmedim. Ben Türk'üm, Türkiye aşığıyım. Aile büyüklerimden duyduğum Sefarad müziğinin Ladino ve Türkçe versiyonlarını keşfettik. Ve yaptığımız şarkılar bu toprakların kültürünü de taşıdığı için çok sevildi. Grubumuz bir süre sonra dağıldı maalesef. Ben solo çalışmalara devam ediyorum ama aynı zamanda oyunculuğa da ağırlık verdim. İkisini bir arada götürüyorum.
HALKI DA DESTEKLEMİYOR
Son günlerde İsrail-Filistin arasında yaşanan savaş hakkında ne düşünüyorsunuz?
Savunmasız insanların ölmesini hiçbir şekilde kabullenemiyorum. Savaşların kazananı olmaz, çocuklar ölüyor. Hastanelerin bombalanmasını nasıl kabul edebilirim ki... İnsanlık dışı tablolara şahit oluyoruz. Yıllardır devam eden yerleşim sorunu var ve bir türlü çözülmüyor. Hastanedeki masum insanlar da öldü, müzik festivaline giden masumlar da... Sürekli ölümler yaşanıyor. Netanyahu'nun savaş politikasını savunmam, desteklemem mümkün değil. Bakın ben Yahudi bir ailede doğdum diye Netanyahu'nun yaptıklarını olumlu görmem, onaylamam mümkün değil. Ben çok inançlı bir Museviyim ve bizim dinimizde de, Müslümanlıkta da, Hristiyanlıkta da "Öldürmeyeceksin" diyor. Buna rağmen insanların öldürülmesini kabullenmem veya onaylamam mümkün değil. Bana sosyal medyadan, 'Kahrolsun İsrail desene, siz Yahudiler' diye yazanlar oluyor. Netenyahu'nun savaş politikasını tasvip etmem mümkün değil, bunun Yahudilikle hiçbir ilgisi yok. Zaten Neteanyahu'yu İsrail halkının da desteklediğini düşünmüyorum. İsrail bunu yerleşim yeri yüzünden de yapmıyor bence, bunun temelinde doğal kaynaklar yatıyor. Para için bu kadar insan öldürülüyor. Rusya ve Ukrayna savaşında da benzer amaçlar yatıyor. Emperyalist devletlerin desteğiyle İsrail bu politikayı yürütüyor ama çok yanlış. Bakıyorum, dünyada da Cumhurbaşkanımız Erdoğan kadar hiçbir lider Filistin halkına sahip çıkmıyor. Müslüman ülkelerin liderleri geri planda kalıyor. Cumhurbaşkanımız çok dik bir tavır sergiliyor, onun bu duruşunu çok beğeniyorum. Cumhurbaşkanımızın birçok politikası gibi bu politikasını da çok destekliyorum. Filistin halkının yanında, vicdanlı ve insani bir duruş sergiliyor.
İSRAİL HALKI DA SAVAŞTAN DOLAYI ÇOK MUTSUZ
Ailenizden İsrail'de yaşayan var mı?
Ablam ailesiyle birlikte İsrail'de yaşıyor. 2 tane yeğenim var. Ablam şu anda o kadar huzursuz ki... Ablamdan biliyorum, İsrail halkı savaştan dolayı çok mutsuz. Her gün sirenler çalıyor. Hatta geçen gün çocukları dışarıdayken sirenler çalmış, ablam büyük kaos yaşadı. Çok üzgün, resmen kısıtlanmış bir hayatları var. Ablam çok mutsuz savaş ortamından dolayı. Halkta da benzer bir ruh hali var. İsrail zaten hep gergin bir yerdir ama hiç bu denli boyutta yaşanmamıştı. Benim orada başka arkadaşlarım da var, onlar da bu yaşananlardan dolayı büyük bir huzursuzluk yaşıyor. İyi ki Türkiye'deyim diyorum. Ben hiçbir zaman İsrail'de yaşamayı düşünmedim. Buraya aitim, buradaki huzur hiçbir yerde yok. Türkiye'yi terk etmem. Bu ülkeye aşığım ben. Dinimi de, kimliğimi de özgürce ifade edip, yaşıyorum.
DİNİ KİMLİĞİMDEN DOLAYI AYRIMCILIĞA UĞRAMADIM
Kendinizi hiçbir zaman azınlık olarak görmediğinizi söylediniz, açar mısınız?
Kesinlikle görmüyorum. Küçükken mahallede bana "İsrail'e gidin" diyenler olurdu, onlara "Benim vatanım burası" derdim. Ne İsrail'i, ben Türkiyeliyim. Ailem 500 yıldır bu topraklarda. Kendimi buraya ait hissediyorum. Ben beş vakit ezan duyarak büyüdüm ve bundan büyük bir huzur alan insanım. Museviyim ama bir işe başlarken 'Bismillah' diyerek başlarım. Eşim Müslüman. Benim için hayatta en önemlisi şey, iyi insan olmaktır. Hiç kimseyi din, dil, ırk üzerinden ayırmayan, sadece iyi ve kötü insan diye ayıran biriyim. Çocuklarımı da böyle yetiştiriyorum. Şunu da söyleyeyim, Türkiye'de hiçbir zaman dini kimliğimden dolayı ayrımcılığa maruz kalmadım.
Yorum Yazın