Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni bir siyaset inşa ediyor. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’le birlikte yeni bir siyasi zemin oluşturuyor. Çünkü 31 Mart 2024 yerel seçimleri yeni siyasi dengeler oluşturdu.
Erdoğan, siyasi süreçleri doğru okuyup ona göre politikalar üreten bir siyasetçi. O nedenle 22 yıldır girdiği seçimleri kazanıyor ve Cumhuriyet tarihinin en uzun süreli iktidarına imza atıyor.
YENİ SİYASİ DENGE
2023 Cumhurbaşkanlığı seçimleri 5 yıl ülkeyi yönetme yetkisini Erdoğan’a verdi. 2024 yerel seçimleri ise CHP’yi birinci parti yaptı. AK Parti tarihinde ilk kez ikinciliğe geriledi.
Yeni bir siyasi gerçeklik oluştu. Erdoğan seçim gecesinde bunu gördü. Seçimden sonra oluşan siyasi tablonun ruhuna uygun olarak yeni bir siyaset geliştirdi. 2028 seçimlerine kadar Türkiye’nin önünde 4 yıllık bir süre var. Bu 4 yılda Türkiye’nin çözülmesi gereken devasa sorunları var. Bu 4 yıl kavgayla geçmez. 4 yılın yönetilmesi gerekiyor.
Özgür Özel’in de sandıktan çıkan mesajı doğru okuması Türkiye açısından bir şans oldu. Gömleğin ilk düğmesi doğru iliklendi. Demirel, “Siyaset yanlışı kaldırmaz” derdi. Siyasette geçmişten ders çıkaran kazanıyor. Ama süreçleri doğru okuyamayanlar tasfiye olup gidiyor. Örneğin Meral Akşener gibi.
ÖZGÜR ÖZEL’İN ELİNİ HAVADA BIRAKMADI
Özgür Özel, diyalog için elini uzattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan da uzatılan eli havada bırakmadı. Böylece diyalog zemini oluştu. İki liderin görüşmesi kamuoyundan büyük destek gördü.
Siyasi tarihimiz kavgalar tarihidir. Çok ender zamanlarda diyaloğu sağlayabildik.
MENDERES-İNÖNÜ KAVGASI
Menderes, Londra’da uçak kazasından sağ kurtulup Türkiye’ye döndüğünde Ankara Garı’nda karşılayanlar arasında İsmet Paşa da vardı. Bir gece de Menderes, İsmet Paşa’nın koluna girmiş bir süre sohbet ederek yürümüşlerdi. İnönü ile Menderes arasındaki diyalog siyasi iklimi değiştirmişti. Ancak ne yazık ki sürdürülemedi. İnönü ile Menderes çok sert kavgaya girdi. Diyalog iklimi korunsa 27 Mayıs olur muydu?
DEMİREL İLE ECEVİT EL SIKIŞMIYORDU
1980’den önce Demirel ile Ecevit cenazede bile el sıkışmıyorlardı. Oysa 12 Mart döneminde askerler Faruk Gürler’in cumhurbaşkanı adaylığını dayattıklarında iki lider işbirliği yapmış, askerlerin dayatmasına rağmen Cumhurbaşkanı seçtirmelerini engellemişlerdi.
12 Mart’ın tasfiyesi Demirel ile Ecevit’in işbirliği yapıp Fahri Korutürk’ü seçtirdikleri gün başlamıştı. Ama iki lider 80’den önce Cumhurbaşkanlığı seçiminde ve erken seçim konusunda aynı dayanışmayı sergileyemediler. Sonuç 12 Eylül oldu.
Kötü çağrışımlar peşinde koşmaya meraklı değilim. Diyalog yerine kavgadan medet umanlar rahatsız olabilir ama bunlar siyasi tarihimizin gerçekleri.
EZBERİ BOZDULAR
Erdoğan ile Özgür Özel arasındaki diyalog siyasi ezberleri bozdu. Yeni bir siyasi zemin oluşturdu. Tabii bundan herkesin memnun olmasını beklemek mümkün değil.
Erdoğan çok güçlü bir lider. Partisine hâkim. AK Parti adına dışarıdan konuşanlar ise AK Parti’nin görüşlerini yansıtmıyor. AK Parti’nin Sözcüsü Ömer Çelik var. Görevini çok başarıyla yapıyor. AK Parti’nin genel başkan vekilleri, genel başkan yardımcıları, grup başkanı ve grup başkanvekilleri var. Partinin görüşünü onlar açıklar.
ERDOĞAN’I SUÇLUYORLAR
AK Parti adına konuştuklarını söyleyenler ise zırvalıyorlar. Erdoğan’ı anlamıyorlar. Hatta Erdoğan’a hakaret ediyorlar. Amerika’nın istekleri bitmez diyorlar. Bugün Kavala yarın Demirtaş diye konuşuyorlar. Sorarım size Erdoğan, Amerika’nın istekleri doğrultusunda hareket eden bir lider mi? Erdoğan gerektiğinde ABD’ye kafa tutan bir lider. Erdoğan’ı Amerika’nın sözüne göre hareket eden birisi olmakla itham ediyorlar.
ÖZGÜR ÖZEL’İN ZORLUKLARI VAR
Özgür Özel’in ise bazı zorlukları var.
1- Ekrem İmamoğlu, Erdoğan-Özgür Özel görüşmesinin kendisine karşı yapılmış bir operasyon olduğunu düşünüyor. Bu konuda ilginç kulis bilgilerini önümüzdeki günlerde paylaşacağım.
KILIÇDAROĞLU RAHATSIZ
2- 1 Nisan’da olağanüstü kurultay için düğmeye basmayı planlayan Kemal Kılıçdaroğlu’nun tüm hesapları alt üst oldu. Kılıçdaroğlu, Erdoğan-Özgür Özel diyaloğundan rahatsız. Zaten, “Sarayla müzakerede edilmez mücadele edilir” diye tweet atarak tavrını ortaya koydu.
Şimdi karşı çıkıyor ama Kılıçdaroğlu da geçmişte bu yönde adımlar attı. İki başarısız deneyim yaşandı.
Biri 7 Haziran seçimlerinden sonra CHP ile AK parti arasında istikşafi görüşmeler yapıldı. Kılıçdaroğlu’na göre istense CHP-AK Parti koalisyonu kurulabilirdi.
TÜRKİYE İTTİFAKI ÖNERMİŞTİ
İkincisi ise 2019 yerel seçimlerinden sonra Kılıçdaroğlu, “Türkiye ittifakı” önerdi. Türkiye İttifakı kapsamında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bir çağrı yapmaya hazırlanıyordu. Çubuk’ta karanlık bir saldırıya uğradı. Böylece o zemin Çubuk’ta sabote edildi.
Erdoğan ile Özgür Özel arasındaki diyalog zeminini ortadan kaldırmak için Çubuk benzeri bir provokasyon yaşanır mı? Endişe ederim. Dilerim yaşanmaz. Ama bizim siyasi tarihimizde bunun örnekleri yok değil.
ELİ GÜÇLENDİRİLMELİ
Özgür Özel’in karşı karşıya olduğu güçlüklere işaret ettim. Erdoğan’la görüşmesini sürdürebilmesi için Özgür Özel’in elinin güçlendirilmesi gerekiyor. Bunun için de cezaevindeki 28 Şubat paşalarının affedilmesi ve Gezi mahkumlarıyla ilgili yeniden yargılanma talebinin değerlendirilmeye alınmasında yarar var.
OSMAN KAVALA MESELESİ
Herkesin şunu iyi anlaması lazım. Mesele Osman Kavala meselesi değil, mesele Türkiye meselesi...
AİHM kararlarını uygulamayan bir Türkiye, Anayasa Mahkemesi kararlarına uymayan bir Türkiye, Avrupa Konseyi tarafından yaptırım tehdidi ile karşı karşıya olan bir Türkiye... Peki bu kime yarar? Bizim Avrupa Konseyi üyeliğimiz sadece 12 Eylül darbesinde askıya alındı. Türkiye’nin Osman Kavala yüzünden Avrupa Konseyi’nde yaptırıma uğraması kime ne fayda sağlar? Türkiye’nin görünümünü nasıl etkiler?
ÖZGÜR ÖZEL’İN TESPİTİ
Özgür Özel, Avrupa Parlamentosu’nda Türk heyetini ziyaret ettiğinde, “Bize burada adım attırmıyorlar. Saati sorsan, Sen önce Kavala’yı çıkar’ diyorlar” diye tabloyu ortaya koydu.
TUĞRUL TÜRKEŞ’İN SORULARI
AK Parti Ankara Milletvekili Tuğrul Türkeş, Osman Kavala konusunda çok önemli bazı sorular sordu.
“* Türkiye’nin uluslararası arenada haksız ithamlardan kurtulması mı?
* Düşünmek bile istemiyorum ama; acaba konunun iç hukuk ile çözülmesi ihtimali mi bazı çevreleri rahatsız ediyor?”
Bu soruları soran Tuğrul Türkeş’in Avrupa Konseyi parlamenter Meclisi Başkanı olduğunu bilmem hatırlatmama gerek var mı?
TÜRKEŞ’TEN DAHA MI MİLLİYETÇİSİNİZ
Siz Türk milliyetçiliğinin lideri Alparslan Türkeş’in oğlu olan Tuğrul Türkeş’ten daha çok mu milliyetçisiniz?
Erdoğan ile Özgür Özel’in inşa etmeye çalıştığı diyalog zemininin Türkiye’nin lehine olduğuna inanıyorum. Osman Kavala başta olmak üzere Gezi mahkûmlarının yeniden yargılanmasının Türkiye’deki iklimi ve dışarıdaki görünümümüzü olumlu etkileyeceğini görüyorum.
Yorum Yazın