Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gizli seçim planını Kılıçdaroğlu açıklıyor. Erdoğan’ın yerine cumhurbaşkanı adayı olacak isimlerin listesini muhalif medya yayınlıyor.
Ne diyeyim? Ağam eğlenir bizimle.
Kılıçdaroğlu erken seçim için tarih bile veriyor. 6 Kasım ya da 27 Kasım diyor.
Meral Hanım düzenli olarak her yılın haziran ayında erken seçim olacağını iddia ederdi. Artık o bıraktı bu işi. Kemal Bey, kasımcı.
Meral Hanım vazgeçmese iyi olurdu çünkü gelecek seçim haziranda. Hiç olmazsa birinde tuttururdu.
BABACAN’IN ÖNGÖRÜSÜ
Ali Babacan ise alternatifli oynuyor. Kasım ya da nisan diyor. Kendisi sağlamcıdır. AK Parti’deyken Erdoğan’ın adaylığı için imza verip Abdullah Gül’ün seçilmesi için çalışmıştı.
Ali Babacan çift cüzdan taşır. Her iki cüzdanında da eşit miktarda para vardır. İki kimlik kartı vardır. Bir yurtdışı gezisinden dönüşte kendisi anlatmıştı. “Siz devletin bakanısınız, buna niye gerek duyuyorsunuz?” diye sorduğumuzda ise, “Olur ya, cüzdanımın birini kaybedersem diğeri yanımda bulunsun ki mağdur olmayayım” demişti.
Çok sağlamcı biriydi. Ama siyasette yanlış ata oynadı.
KILIÇDAROĞLU’NUN ERDOĞAN İDDİASI
Kılıçdaroğlu’nun haberlerinin kaynağı neresi bilmiyorum ama “AKP kulislerinden aldığım bilgiye göre” diye yazan muhalif medya çoktan Erdoğan’ı cumhurbaşkanı adayı yapmıyor. Onun yerine isim listesi hazırlamışlar.
Ama onlar Kemal Bey’den daha insaflılar. Kılıçdaroğlu, “Kasım ayında erken seçime gidilecek. Erdoğan aday olmayacak” diyordu. O arada bir de “Kaçacak” dedi. Ama sonra ona kendisi de inanmadığı için bir daha telaffuz etmedi. O da biliyor ki Erdoğan kaçacak diyenlerin hepsi kaçtı, Erdoğan duruyor.
Sakın Kılıçdaroğlu’nun, “Kasım ayında erken seçime gidilecek. Erdoğan aday olmayacak” sözünü espri amacıyla yazdığımı düşünmeyin. Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan’ın aday olamayacağını ciddi ciddi söylediğine dair tanıklarım var.
B PLANI YOK
Şimdi gelelim AK Parti içinde Erdoğan yerine cumhurbaşkanı adayı olacak isimlere.
Böyle bir şey yok. Erdoğan aday olmazsa diye yapılmış bir B planı yok. C planı da yok. Hatta alfabenin 29 harfini de saysanız ‘Erdoğan’sız bir formül yok.
Cumhur İttifakı’nın tek adayı var: Cumhurbaşkanı Erdoğan.
Gerisi ise algı operasyonu yapmaktan, zihinleri bulandırmaya çalışmaktan ve fitne sokmaktan başka bir şey değil.
AK Parti’yi kurduğu günden beri iktidarda tutan ve girdiği her seçimi kazanıp muhalefet liderlerinin tamamının oy oranını toplasanız Erdoğan’a yetişmediği bir dünyada, Erdoğan yerine cumhurbaşkanı adayı olarak başka isimler neden düşünülsün?
AK Parti’nin A planında da B planında da, hatta Z planında da Erdoğan var. Başka bir plan yok. Erdoğan’dan başka bir ismin adaylığı gündemde değil.
BAŞÖRTÜLÜ ‘VALİ’DEN BAŞÖRTÜLÜ ‘BAŞSAVCI’YA
CUMHURBAŞKANI Erdoğan, başörtüsü konusunda hiçbir zaman rövanşist bir duygu içinde hareket etmedi. İnsan hakları sorunu olarak gördü. Partisine kapatma davası açılması pahasına başörtüsü yasağını kaldırmak için mücadele etti. Bugün Erdoğan’ın yürekli mücadelesi sonucunda bir dönem Meclis’ten atılan başörtülüler bugün milletvekilliği yapabiliyor.
Başörtülülerin pasaport almak için yurtdışındaki büyükelçiliklerimize müracaat ettiğinde, elçilik binasının içine sokulmadığı günlerden başörtülü büyükelçilerimizin Türkiye’yi temsil ettiği günlere ulaştık.
Başörtülü bakanlarımız oldu. Afyon Valiliği’ne atanan Kübra Güran Yiğitbaşı başörtülü ilk valimiz oldu.
Başörtülüler hakkında iddianameler düzenleyen başsavcılardan, Gümüşhane Cumhuriyet Başsavcılığı’na başörtülü Tuba Ersöz Ünver’in atandığı günlere kavuştuk.
SAKINCALI PERSONELDİLER
Bu isimler sadece başörtülü oldukları için bu görevlere getirilmediler. Onlar zaten mesleki başarılarıyla kendilerini ispat etmişlerdi. Ama önceden başörtülü oldukları için bu görevlere getirilmiyorlardı. Bırakın başörtülü milletvekili, bakan, büyükelçi, vali, başsavcı olmayı... Ailesinde başörtülü olan erkekler, bürokraside bir görevlere atanacakları zaman, güvenlik soruşturmaları sakıncalı geliyordu. Devletin sakıncalı personeliydiler. Anayasa Mahkemesi üyeliğine atanacak isimlerin eşleri başörtülü mü diye kapıcılara soruluyordu.
ÜNİVERSİTELERDEKİ BAŞÖRTÜSÜ ZULMÜ
Askerlerin eşlerine sağlık karnesi çıkaracağı zaman verdiği başörtülü fotoğraf kabul edilmiyor, fotoğrafçılarda peruk bulunduruluyordu. Üniversitelerdeki başörtüsü zulmünü ise hatırlatmaya gerek var mı? Başörtülü olduğu için üniversite kapılarından çevrilip ikna odalarına alınan kız öğrencilerle ilgili ayıbın üzerinden bir asır geçmedi. Daha çok yeni.
CUMHURBAŞKANININ EŞİ
Abdullah Gül cumhurbaşkanı seçildiği halde eşi başörtülü diye 367 kararı çıkarılıp 27 Nisan e-Muhtırası verilmedi mi? Başbakan Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın başörtülü olduğu için GATA’da Nejat Uygur’u ziyaret etmesine izin verildi mi?
Bugün Erdoğan düşmanlarının alkışladığı Bülent Arınç’ın eşi başörtülü olduğu için Meclis Başkanı olarak verdiği resepsiyona komutanların katılması sorun olmadı mı? Abdullah Gül cumhurbaşkanı, Bülent Arınç meclis başkanı, Erdoğan başbakan olarak uzun süre eşlerini resepsiyonlara götürebildiler mi?
PARTİLER KAPATILDI
Bu ülkede başörtüsü mücadelesi nedeniyle irticai faaliyetlerin odağı olma iddiasıyla siyasi partiler kapatıldı. AK Parti bir oyla kapatılmaktan kurtuldu. Refah Partisi’nin kapatılma gerekçelerinden biri de başörtüsü değil miydi? Başörtüsü mücadelesi nedeniyle Erbakan’ı başkanlıktan indirip partisini kapatıp kendisini siyasi yasaklı hale getirmediler mi? Erdoğan olmasa Erbakan’ı 85 yaşında hapse atacaklardı.
SAADET PARTİSİ NEDEN RAHATSIZ
Siyaset ne kadar tuhaf bir iş.
Bir yanda başörtüsü yasağını kaldırıp başörtülülerin önünü açan Erdoğan var. Onun karşısında ise merhum Erbakan’ın devamı olduğu iddiasındaki Saadet Partisi yer alıyor.
Hadi Erbakan, “Başörtüsü zulmü sona erecek” diyordu, Erdoğan başörtüsü zulmüne son verdi demiyorum. Hadi Erbakan “Ayasofya’ya vurulan zincirler kırılacak” diyordu, Ayasofya’yı açan Erdoğan oldu demiyorum. Taksim’e cami Erbakan’ın hayaliydi ama Erdoğan yaptı demiyorum.
Ya ne diyorum? Bu hizmetleri yaptığın için büyüksün Erdoğan diyorum. Bir de soruyorum, merhum Erbakan’ın devamı olduğu iddiasındaki Saadet Partisi, bu yapılanlardan neden rahatsız oluyor?
Başörtülü vali, başörtülü başsavcı Saadet Partilileri heyecanlandırmıyor mu?
Hadi Kılıçdaroğlu’nu anlıyorum ama Temel Karamollaoğlu, Erdoğan’ı tasfiye etmek için neden çalışıyor?
Yorum Yazın