Ekonomideki dönüşüm süreci, "destek-köstek" sarkacında ilerliyor. Sıcak paraya ve yüksek faize dayalı kur kapanından çıkış iradesine destek verenlerle, Türkiye Ekonomi Modeli'nin teklemesini bekleyen, hatta isteyenler arasındaki ayrışma giderek netleşiyor.
Hali hazırda, "kur oynaklığı" kontrol altına alındığı ve döviz fiyatları belli bir istikrar kazandığı için, piyasaya negatif enerji pompalayanların en önemli argümanı olarak "enflasyon yorumları" dikkati çekiyor.
Öncelikle şunu kayda geçirelim...
Enflasyon, açık bir gerçek. Yani, herkes gelirine ve harcama kalıbına göre, farklı düzeylerde hayat pahalılığını yaşıyor. Oysa burada kritik konular çok yönlü...
Dar ve sabit gelirlilerin enflasyona ezdirilmemesi, fahiş fiyatla mücadele, kurdan enflasyona geçişin sınırlanması ve fiyatlar genel seviyesindeki artış eğiliminin kırılması.
Bu açılardan bakıldığında...
Asgari ücretten emekli aylıklarına, memur maaşlarından sosyal içerikli ödemelere kadar en geniş yelpazede gerçekleştirilen düzenlemeler, halkı enflasyona ezdirmeme kararlılığının somut göstergesi.
Piyasa bozucu stokçulukla ve rasyonel temele dayanmayan fiyat oyunlarıyla mücadeleyi hedefleyen yasal ve idari adımların yanı sıra fiili denetimler de -anlayana- çok belirgin mesaj niteliğinde...
Gelelim bam teline...
Ocak ayını istisnai konuma getiren kamu kaynaklı yönetilen ve yönlendirilen fiyatlara dayalı düzeltmelerin, enflasyonu yukarı yönlü etkileyeceği biliniyor. Burası tamam...
***
Ancak; Türkiye'deki piyasa tecrübesi, fiyatlama davranışında, kurların suni biçimde fırladığı seviyenin baz alındığını teyit ediyor. Yani, Aralık ayında oluşan fiyatlar zaten hormonlu ve risk primini içinde barındırıyor. Haliyle bundan sonra fiyat artışlarını mazur gösterecek bahanelerden ziyade, fiyatların geri gelmesini sağlayacak faktörler söz konusu olacak. Kaldı ki enflasyonun karakteristiğine bakıldığında "talep kaynaklı" değil, "arz yönlü şoklardan" bahsetmek mümkün. Ve iddia edildiğinin aksine, dar ve sabit gelirlilere yönelik mali destekler, bırakınız enflasyonist etki yaratmayı, aksine satın alma gücünü korumaya odaklı.
Özetle...
Enflasyonun bileşiminde kur etkisi kadar, dövizi de aşan fiyatlama fırsatçılığı, küresel enerji maliyetleri, emtia fiyatlarındaki artış, gıda kaynaklı birikimli yükler söz konusu.
Enflasyonun düşürülmesi çok boyutlu ve sistemli çalışmayla birlikte mikro önlemleri de gerektirdiği için bugün yapılanların özeti de budur...
Yorum Yazın