29 Ekim'in, Cumhuriyet'in ne demek olduğunu, ilk derslerimi aldığım Kilis Müftüsü Muharrem Efendi'den, sonra, savaş tehlikesi geçtikten sonra, Çaldıran'a giderken beni yanına alan babam Teğmen Fuat Uluç'tan öğrendim.
İlk coşkuyu da Bandırma Birinci İlkokulu'na başladığım yılın ilk 29 Ekim'inde, bahçede toplanan tüm okul arkadaşlarımla birlikte bağıra bağıra söylediğim Cumhuriyet Marşı ile yaşadım.
O marşı bugün sizlere sunarken, Cumhuriyet'i kuran Atatürk'üme ve onu bugüne getiren herkese teşekkürlerimi sunuyorum bir kez daha..
Bütün ulusuma kutlu olsun!.
*
Türkler bugün Cumhuriyet temeli kurdular
O temelin çamurunu kan ile yoğurdular
Hem düşmanları boğdular hem sultanları kovdular
Kutlu olsun ey ulus varlık bayramımız bugün
Tarihte yoktur böyle gün,
En büyük bayram bugün
Bozkurtlara örnektir dernektir Atamız
Karanlıktan kurtulduk biz aydınlığa hâkimiz.
Kutlu olsun ey ulus varlık bayramımız bugün
Tarihte yoktur böyle gün
En büyük bayram bugün!.
(Söz-Müzik: TBMM 2., 3., 4., 5. ve 6. dönem Malatya Milletvekilli Dr. Hilmi Oytaç (1879-1942)
***
NE OLUYOR BU ÜLKENİN İNSANLARINA...
Sabah neşeyle kalktım.. Her zamanki gibi kahvem ve masama yayılı gazetem.. Şöyle bir göz atarken keyfim kaçtı..
Öyle çok cinayet haberi var ki.. Daha fecisi, hem de yurdun dört bir yanında öyle eften püften sebeplerle öldürmüşüz ki..
Birinci sayfada bir haber.. Apartmanın otoparkına park ettiği arabasındaki çizik yüzünden kapıcıyı öldürmüş biri.
Bir tane daha.. Genç kadın ayrılmak istemiş, sevgilisi de gırtlağını kesip öldürmüş..
Düğünde iki maganda silaha sarılıp havaya ateş etmeye başlayınca, damat ve kardeşleri düğünü bırakıp magandaların üzerine gitmişler.
Silahlı çatışma.. İki kişi vurulmuş..
Hem de benim sayfada, "Musiki Derneği'nde kanlı kavga: 2 ölü, 2 yaralı.." Yahu musiki derneği, yani en keyifli sanat dallarından birini yapmak için, aylar, belki yıllardır toplananlar birbirlerini vurur olmuşlar..
İşin kötüsü.. Dün de böyleydi gazetem, evvelki, daha evvelki gün de.. Her gün tonla cinayet..
Sağlık Bakanı her gün Kovid rakamlarını açıklıyor. İçişleri Bakanı da cinayet rakamlarını açıklamalı..
Çünkü Kovid'den beter bir mikrop dolaşıyor, bulaşıyor ve salgına dönüşüyor.
"Üf" diyorsun, dannn!.
"Püf" diyorsun, dunnn!.
Ortada, gözün üzerindeki kaş sebebi bile yok ama cinayet var!.
Bir toplumsal kriz yaşıyoruz, farkında olan yok mu bu ülkede..
Hadi işleri güçleri birbirlerine sövmek olan siyasileri geçiyorum. Bürokrat, sorumlu (güya) olanları hiç hesaba katmıyorum..
Yahu bu ülkede üniversiteler yok mu?.
Bunların toplum psikolojisi uzmanı hocaları yok mu?. Türk Tabipleri Birliği diye bir sivil toplum kuruluşu yok mu?.
Bunların ağzına tıkaç mı tıkandı?.
Nedir o öyle köşelerine çekilmiş, "Bana dokunmayan yılan bin yaşasın" halleri..
Her gün tonla insan hem de, o dediğiniz de değil, "hiç yoluna" niyazi olurken, herkes, ama herkes, medya dahil, nasıl "Görmem..
Duymam.. Söylemem" üç maymunlarını oynar?.
Bir toplumsal çılgınlık yaşadığımız açık.. Sebebi?. Ben uzman değilim ama, sebebi ülkenin her ama her konuda bölünmesi sanki.. Kutuplaşması ve kutupların, spordan sanata, tabii en başta da siyasete, karşı tarafa her ama her Allah'ın günü sövmeleri..
Medyanın da, kendi yer aldığı kutba göre, bu sövmeleri manşete çekmesi..
Efendim Netflix'in Kore dizisi Squid Game çok zararlıymış, çocuklar seyretmemeliymiş..
Çocuklara asıl gazete okutulmamalı, ana haber izletilmemeli o zaman.
Çünkü dizideki olaylar hayali.. Bizim ülke her gün gerçek Squid Game'i oynuyor..
Üstelik game, yani oyununu değil, gerçeğini..
Hadi, birisi, birileri konuşsun artık, bu kitlesel çılgınlığa karşı..
İçişleri, Sağlık ve Aile bakanları ortak açıklama yapsınlar..
Şu elbirliğiyle kopacak derecede gerdiğimiz ipi birazcık gevşetelim..
İnsanlar gülümseyen yüzler görsün ekranlarda, resimlerde.. Gülümseten haberler okusunlar, dinlesinler haberlerde..
Var.. Öylesi var. Daha da çok var..
Muhteşem şeyler oluyor ülkemizde..
Onları konuşalım. Onları yazalım, onları anlatalım.. Onları tartışalım, kavga küfür orucuna girip, mesela bir haftalık.. Görelim bakalım ne oluyor?.
İşte bugün, en büyük bayram!.
Bugünü kavgasız, küfürsüz geçirsek mesela..
Gülümsesek!.
Sana söylüyorum, bu satırları okuyan..
Hadi, gülümse..
"Mevsim değişir, Akdeniz olur" diye umut et, hayal kur da..
Hadi gülümse..
***
FATİH TERİM'DEN İTİRAF!..
Dün spor sayfamızda, Galatasaray'ın o rezil, o utanç verici, o rezil futbolunun kaynağının Fatih Terim olduğuna dair bir haber vardı. Yorum değil.
Haber.. Kaynak da Terim'in kendisi.. Yazarı Mehmet Özcan..
Beşiktaş maçındaki yüz karası futbolu bu defa hemen herkes eleştirdi ya.. Terim suçu gene ve hâlâ futbolculara atma telaşında ya.. Haber bu telaşın ürünü.
"Vodafone Park'ta ilk derbilerine çıkan Galatasaray'ın genç oyuncuları Berkan (23), Cicaldau (24) ve Morutan (22) beklentilerin uzağında kaldı. Berkan 13, Cicaldau 9 pas hatası yaparken, Teknik Direktör Fatih Terim'in kenardan 'Ayağa pas yapın.
Acele etmeyin ve uzun oynamayın' uyarıları işe yaramadı. Genç yıldızlar baskıyı kaldıramadı." Bu nasıl yorum dolu haberdir, anlamadım ama, bir şey açık.. Bu haber bir itiraf..
Galatasaray sahip olduğu topu yüzde 80 kendi yarı alanında 2 stoper, Muslera üçgeninde çevirip duruyor, santrayı geçmeden ortalama 300 pas yapıp, 90 dakikanın neredeyse yarıdan fazlasını ziyan ediyor ya.
Bu rezillik aynen Fatih'in emri..
1. Ayağa pas yapın.. Yani koşan adamın önüne değil, ayağına atın.. Gol akını yapmayın sorun değil. Yeter ki top bizde kalsın.
2. Uzun top atmayın.. Yani rakip savunmanın arkasına atıp, asist yapma heveslerinden vazgeçin. Ben gol değil, topun bizde kalmasını istiyorum. Top bizdeyken gol yemeyiz çünkü.
3. Acele etmeyin.. Üçüncü sınıf rakipler bile topu kapar kapmaz 3 pasta Muslera'ya şut atarken, Galatasaray 12 pasta niye santrayı geçemiyor, niye hızlı hücum etmiyor, niye kontratak yapmıyor da o seyredenleri sıkıntıdan, Galatasaraylı iseler utançtan deliye döndüren "Futbolu öldür" oyunu oynuyor, onun itirafı da bu..
Galatasaray Başkanlığı'nı fiilen Fatih Terim'e teslim edip "Benim işim onun dediklerini yapmaktır" diyen Burak Elmas kardeşimin gözünden kaçmış olabilir diye haberi yeniden yazdım..
Levent Tüzemen de okumuştur, o da yorumlar belki.. Spor sayfamızın Galatasaray, pardon Fatih Terim yorumcusu o ya!.
***
TEŞEKKÜRLER EMİNE HANIM!..
Teşekkürlerim, First Lady'miz Emine Hanım'a.. Sessiz sedasız, kendisi dahil hiç kimse ve hiçbir şeyin reklamını yapmadan öyle güzel yerlere dokunuyor ki..
Dün gene posta pulu gibi bir resimle koymuşlar haberini..
İyi haber ya.. O zaman küçült.
"Her şey çok güzel olacak" diye gelen, ama iki senede "güzel" tek şey yapmayı beceremeyip, ona oy verenleri "Her şey eskisi gibi kalsa keşke"ye razı eden Ekrem İmamoğlu'nu, hem de pandemi döneminde en büyük işletmeler bile çökme krizine girerken, aile geçindiren, çocuk okutan, kâğıt toplayıcılar var ya, onlara "Haçlı Seferi" açar gibi baskın düzenleyen Ekrem İmamoğlu'nu hatırlarsınız.
Çevre ve İklim Koruması gibi dünya çapında bir olaya el atan ve "Sıfır Atık Projesi" ile kâğıt, plastik, cam gibi geri dönüşebilecek atıkları toplama kampanyası başlatan Emine Hanım, "Atık toplayan emekçilerimiz, Sıfır Atık Projesi'nin doğal paydaşlarıdır.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızın atık toplayan emekçilerle işbirliği yapmasını kutluyor, bu davranışın örnek olmasını diliyorum" demiş..
Bir minik bilgi.. 2017'de atık geri dönüşüm oranı yüzde 13 iken, "Sıfır Atık Projesi"nden sonra, bugün yüzde 22'ye yükselmiş..
Hedef yüzde 35..
İmamoğlu!.. İmamoğlu.. Gölge etme yeter!. Senden başka beklentimiz yok..
Gözlerini karartan Cumhurbaşkanı olma ihtirasın yüzünden İstanbul'a kötülük dışında hiçbir şey yapmıyorsun çünkü..
Yapıyor musun?. Hadi söyle.. Sana aylardır söylüyorum bu köşede.. "Her şeyden vazgeçtik. İki senede yaptığın tek iyi şeyi söyle, bu köşede yazacağım.."
***
AH DENİZ AH!..
Deniz Akaya, Halloween (Cadılar) Bayramı bahanesiyle Tavşan Kız kılığına girip seksi pozlar veren Eren Talu'nun küçük kızı Derin Talu için çok sert konuşmuş.. Ve "Hanfendinin ufacık kızının o kafasında taktığı şey fetiş malzemelerin satıldığı o mağazalar var ya orada. Ben ufacık kızın Cadılar Bayramı ayağına bu kadar cinsellik çağrıştıran... Bilinçaltına oynayan malzemeler bunlar. Tavşan kulağını hangi derginin kapağı kullandı yıllardır? Erkek dergisinin simgesidir" demiş.
Dediği dergi Playboy. Derin'in girdiği kılık da, o derginin ve onun erotik kulüplerinde müşteri eğlendiren Tavşan Kızlar'ın kılığı..
Deniz Akkaya'nın gözünden kaçan bir şey var.. Günümüzde hemen her gün Deren ve Derin'in birbirleriyle yarışan dekolte resimleri çıkıyor.. Durmadan sosyal medya ile yayıyorlar çünkü. Sosyal medya ve gazeteler de, beleş ve anında ellerinin altında bu erotik resimlerin hepsini kullanıyor.
Orası tamam Deniz..
Ama sen bugüne dek, herhangi bir Deren ya da Derin'in açık saçık resmini, resim altında annelerinin adı geçmeden gördün mü?. Okudun mu?.
Eren Talu babalığını unutmuş gık demezken, anne, kızlarından çok kendi reklamını yapan bu resimlerden çok mutlu, hatta dağıtıcı ve teşvikçi sanki, değil mi Deniz?.
***
TEBESSÜM
Kadınlara 5 ipucu!.
1- Erkeğin işinin olması ve evde de size yardım etmesi önemlidir.
2- Erkeğin sizi güldürmesi önemlidir.
3- Erkeğin güvenilir olması ve size yalan söylememesi önemlidir.
4- Erkeğin sizi sevmesi ve şımartması önemlidir.
5- Bu dört erkeğin birbirlerini asla tanımaması önemlidir.
***
SEVDİĞİM LAFLAR
Minnettarlık, aşk ya da temiz hava gibidir. Çok fazla alamazsın.. Danielle LaPorte
Yorum Yazın