Kaderin döndüğü anlar vardır. Siz, bir irade ortaya koyarsınız. Ondan sonraki gelişmeler çoğu zaman kendi hükmünü icra eder. Yani, kaderin üstündeki kader de sözünü söyler. Tıpkı, 15 Temmuz 2016 gecesinde olduğu gibi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, hain darbe girişimini yerle yeksan eden çağrısı, milletin sahaya inmesi Türk demokrasisi açısından bir dönüm noktasıdır. O gece ne kadar zor idiyse sonrası da o kadar zorlu geçmiştir, hatta geçmektedir. Darbenin önlenmesinin ardından verilen mücadele bugün hâlâ önceliğini korumaktadır. 15 Temmuz'un anlamı, o gece canlarını feda edenlerin aziz hatıralarına sahip çıkılması ve bir daha darbelere teşebbüs edilemeyecek demokratik tahkimatın yapılması ile birebir ilintilidir. Yani, büyük mesafe kat edilmiş olsa da vesayetin her türlüsünü bir daha başını kaldıramayacak şekilde tarihe gömme işi tam olarak bitmiş değildir!
20 Aralık 2021 tarihi de Türkiye ekonomisi için kritik bir eşiktir. Son üç aydır ağırlıklı olarak döviz kurları üzerinden operasyona maruz kalan ülkemizin, -tabiri caizse- makûs talihinin döndüğü anlar yaşanmıştır. O gün Kabine'de çok şey konuşulmuştur da netice, her türlü tahmin ve beklentiyi aşmıştır. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamasının daha ilk satırlarından itibaren, önlemler dizisinin birinci maddesi anlatıldığı sırada dahi, piyasada yaşananlar, ekonomi biliminin sınırlarının ötesinde cereyan etmiştir. Türkiye ekonomisinin gerçekleri ile uyumlu olmayan kur balonu inerken, günlerdir kabuğuna çekilen pek çok politik ve ekonomik aktöre yeniden güven gelmiştir.
***
Hayatın her alanında olduğu gibi ekonomide de her daim büyük mucizeler beklemek, gerçeklikten kopmak demektir. Ama mucizevi gelişmelerin varlığı inkâr edilemez. Her mucize; öncesindeki büyük gayretin, iyi niyetin ve inancın eseridir. "Büyük fikir, büyük teşkilat, büyük lider" olmadan, büyük sonuçlar elde etmek -neredeyse- imkânsızdır.
Şimdi, mucize etkisini kalıcı kılma zamanıdır. 20 Aralık'ta ekonominin bir cephesindeki muharebe kazanılmıştır fakat ekonomik bağımsızlık/kurtuluş savaşı bitmemiştir. Bu nedenle aşırı özgüven, güvenin düşmanı olarak düşünülmelidir. Noel tatilindeki malûm piyasaların, yeni yılla birlikte 20 Aralık'la hesaplaşmaya girmesi şaşırtıcı sayılmamalıdır. Bugün bile "yılsonu hesaplarını kapatma bahanesi" ile kurları, ufak ufak ileriye ittirme denemeleri gözlenmektedir. Aynı şekilde, kur korumalı mevduatın ilk dönüş tarihi de -muhtemelen Mart 2022- bir takım piyasa testlerine tabi tutulacaktır.
Türkiye'nin, TL'den dövize yönelim eğilimini, tasarruf sahiplerinin gönüllü katılımı ile durdurması, başlı başına bir derstir. Gel gör ki döviz tevdiat ve altın hesaplarının da TL'ye yönelmesi, TL yatırım araçlarına reel getiri sağlayacak alternatif enstrümanların bir an önce devreye girmesi de mühimdir.
Türkiye ekonomisi üretim ve ihracat dinamiklerini korumaktadır. Bu canlılığa, yeni yatırım hamlesinin eklenmesi ve katma değerli yatırımların görünür hasılasının elde edilmesi ise seçimlere kadar geçecek kısıtlı zamanın önemini artırmakta, risklerle fırsatları eş anlı olarak bünyesinde barındırmaktadır.
Özetle...
Türkiye ekonomisi her türlü hava ve yol şartlarında geleceğe yürüyüşünü kesintisiz sürdürmek zorundadır.
Yorum Yazın