Türkiye Yüzyılı'nın ilk kabinesi hafta sonu açıklandı. Dün de Anıtkabir ziyaretinin ardından ilk toplantısını yaptı. Kabinenin neredeyse tamamı (iki bakan hariç) yenilendi. Aslında yeni kabineyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, iki turda biten mayıs ayındaki seçimlerde, seçmenin 'değişim' mesajını aldığını gösteriyor. Kabinede teknokrat, işinin ehli, popülizme uzak isimler yer alıyor. Hepsinin CV'sini uzun uzun anlatmaya gerek yok. Belli ki, seçilen isimlerle, yeni dönemde dünyayla entegrasyon daha da güçlenecek.
Burada parantez açmak istediğim üç alan var.
Nedir bunlar derseniz; ekonomi, enerji, dış politika…
Aslında bu alanların hepsi birbiriyle ilintili…
Malumunuz, Hazine ve Maliye Bakanlığı görevini devralan Mehmet Şimşek'in önündeki en önemli başlık enflasyonla mücadele… Bir tarafta küresel enflasyonist süreç devam ediyor. Maliyet enflasyonun ön planda olduğu, enerjide dışa bağımlı Avrupa'da, Rusya-Ukrayna savaşının ardından henüz işler rayına girmedi. ABD'de pandemide basılan karşılıksız paraların yarattığı bir enflasyon patlaması yaşandı. Enflasyonu düşürmek için kullanılan yolun sonunda da başka sorunlar ortaya çıktı. Güçlü istihdam piyasası verilerine rağmen ABD'de durgunluk beklentisi hep var. Avrupa'nın en büyük ekonomisi teknik resesyona girdi. Türkiye'nin de enflasyonu tek haneye indirmesinin öyle bu günden yarına olmayacağı çok açık… Topyekün bir mücadeleye girişmek gerekiyor. Bu mücadele alanlarından birisi belki de en önemlisi enerji… Enerjinin kaptan köşkünde, liyakatından kimsenin şüphe etmeyeceği bir isim olan Alparslan Bayraktar'ın oturması bu açıdan önemli…
Bayraktar'ın 2017'den bu yana çizilen 'Enerjide Tam Bağımsız Türkiye' idealinden taviz vermeden ilerleyerek, yeni dönemde enerjide dışa bağımlılığı azaltma hedefi kapsamında doğal gaz ve petrol arama faaliyetlerine ağırlık verip, nükleer, yenilenebilir enerji gibi kaynak çeşitliliği sağlamaya dönük adımları atacağı, bugüne kadar sürdürdüğü enerji diplomasisini de devam ettireceği şüphesizdir. Enerjide 'dışa bağımlılığı' azaltmaya yönelik atılacak her adım da ekonomide başta enflasyon olmak üzere cari açığa fayda sağlayacaktır.
Ayrıca…
Devletin enerji bağımlılıklarından kurtulması sadece ekonomi alanında değil dış politikada da güçlü bir duruş sergileyebilmesinin önünü açacaktır. Bu ise şimdiye kadar Türkiye'nin global faaliyetlerine yön veren MİT'in başından Dışişleri Bakanlığı'na getirilen Hakan Fidan'ın da dış politikada hareket alanını daha bağımsızlaştırarak, hamlelerini kısıtlayacak bir faktör olmaktan çıkaracaktır.
Velhasıl, demem o ki…
Enerji politikaları, enflasyonla mücadelenin de Kıbrıs, Doğu Akdeniz, İsrail, Irak, Suriye, Arap ve Türk dünyası merkezli dış politikanın da anahtarı olabilir.
Yorum Yazın