Okan Müderrisoğlu

Okan Müderrisoğlu

Mail: dfdgdgd@hotmail.com

Ekolojik terör ve uzantısı sosyal medya terörü...

Ciğerlerimizi yakan, "Yeşil Vatanı" duman ve küle boğan yangınlar, toplumca şapkayı önümüze koyup düşünmemizi ve bir dizi gerçekle yüzleşmemizi zorunlu kılıyor.
Birincisi"ekolojik terör!" Terör örgütü PKK ve yabancı istihbarat örgütlerinin karıştığı karanlık faaliyetler. Bilhassa turizmi baltalama planı. Tam da bu nedenle şüpheli şahıslara ilişkin yakın dönem giriş-çıkış kayıtları, binlerce saatlik kamera görüntüleri ve her türlü iletişim tespit yöntemi üzerinden yoğun bir çalışma sürdürülüyor.
İkincisi, orman yangınlarının farklı nedenleri... Ev yeri veya tarım arazisi açmak için yakılan alanlardan, eskimiş trafolardan kaynaklanan yangınlara kadar değişik durumlar söz konusu. Ama Manavgat ve Marmaris yangınları "örgüt kaynaklı kundaklamanın" izlerini taşımakta.
Üçüncüsü, orman yangınları ile mücadele işinin artık daha profesyonelce ve belli maliyetlerine de katlanılarak ele alınması. Ki Tarım ve Orman Bakanlığı bu yönde çalışma içinde. Kayyum eliyle yönetilen, borç batağından kurtarılması için uğraş verilen, envanterindeki uçakların uçamadığı Türk Hava Kurumu'na bel bağlanması zorunluluk değil. Bakanlık, Türkiye'deki orman yangınlarının yoğunlaştığı mevsimi, riskli bölgeleri, yangın karakteristiklerini dikkate alarak, ağırlığı helikopterlere verdiği bölgesel filolarla bu meseleyi kökten halledebilir. Helikopterler, yangın söndürme işlevinin yanı sıra dönemine göre gerekirse çok maksatlı olarak da kullanılabilir. Belli sayıda yangın söndürme uçağı ise 3 aylığına çevre ülkelerden kiralanabilir.
Dördüncüsü, ekolojik teröre eklenen "sosyal medya terörüdür!" Yangına müdahale kabiliyeti ve teknik imkanlarla ilgili soru sorulması başka şeydir. Yangın fırsatçılığı yaparak, dezenformasyonla toplumu manipüle etmek ve merkezi hükümete karşı kışkırtmak bambaşka şeydir. Dikkatli gözler görüyor ki...
Türkiye, son dönemde belirgin şekilde hassas noktalar üzerinden sürekli uçlara savrulmak isteniyor. Bir rektör ataması, sel felaketi, orman yangını veya aşı tedariki zamanlaması gibi başlıkların her biri şu ya da bu şekilde milletin sinir uçlarına basılmak üzere kullanılabiliyor!..

***

Bununla birlikte, "toplumsal duyarlılık ve dayanışma hasletimiz" ise şükür ki dimdik ayakta. Dün, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'ndan başlanarak gerek Ankara'da gerekse ülkenin farklı şehirlerindeki konserler ertelendi. Köyleri, evleri, seraları, traktörleri yanan yurdumun güzel insanlarının acısı, hepimizin gözünü yaşarttı.
Bugünden tezi yok...
Spor karşılaşmalarından konserlere, sponsorluktan gönüllü bağışlara kadar en geniş yelpazede, "yeşillendirme seferberliği" için harekete geçmeliyiz. Ağaç dikim sezonuna kadar yanan alanlar temizlenmeli ve her birimizin birer fidanı olacak şekilde Manavgat, Marmaris, Bodrum, Akseki, Mersin, Adana, Kayseri veya Osmaniye'de... Memleketin her bir yerinde, "Milli Birlik ve Beraberlik Ormanları" kurulmalı.
Siyasetten bağımsız olarak biliyoruz ki...
Bin yıldır bu coğrafya, her türlü acı ile sınandı. Bu büyük meydan okumalara karşı konularak Türk milleti kimliği yoğruldu, bugünlere geldi.
Özetle...
Bu güzel vatana, dedelerimizden miras diye bakmaktan ziyade, torunlarımıza bırakacağımız emanet olarak sahip çıkmalı, daha iyisini ve güzelini gelecek nesillere bırakma mükellefiyeti altında olduğumuzu unutmamalıyız.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar