Durdu Güneş

Durdu Güneş

Mail: durdugunes@hotmail.com

EĞİTİMDEN EĞİK MANZARALAR

Sadece ders kitapları okumuş, sadece test çözerek başarılı kabul edilmiş, ama okuma alışkanlığı olmayan, kültürel kitaplar okumamış kişilere bir konuyu anlatmak zordur. Konuyu anlatıyorsunuz, ama bağlamını kavramakta zorluk yaşıyorlar. . Örneğin konu açıklığa  kavuşsun diye bir konuyu fıkra ile pekiştiriyorsunuz. O kişi sizin fıkra anlatığınızı sanıyor. “Bir Temel bir fıkrası da ben anlatayım hocam” diyor. Anlatılan fıkranın konuyla ilgisi olmuyor. Artık “Bir fıkra da be anlatayım” diyenlere “Ben fıkra anlatmıyorum, ben ders anlatıyorum” diye karşılık veriyorum.

Aristo’nun bir sözü var. “Erdeme yol açmayan eğitim boş bir çaba ve aldatmacadır.” Onun için sık sık erdemli olmanın öneminden dem vuruyorum. Tarihten örnekler veriyorum. Sonunda “sorusu olan var mı?” diye sorduğumda,  “ Hocam sınavda çıkacak sorulardan bize birkaç soru verecek misin?” diye soranlar oluyor. Ben “yazık oldu anlattıklarıma” diyorum.

Hani adam oğlunu Avrupa’ya göndermiş.  Uzun bir tahsil döneminden sonra memlekete gelen çocuk, ailecek balkona çıkmışlar, çay içiyorlar. Bu arada  gökyüzü açık, dolunay çıkmış. Çocuk, dolunayı görünce, “Aaa baba bu ayın aynısından Avrupa’da da var” diyor. Baba ellerini dizine vuruyor. “Yazık oldu paracklarıma” diyor. Benim “yazık oldu anlattıklarıma” dediğim gibi.

Anayasadan siyasi hakları anlatırken, memura siyaset yasağından bahsedip 657 sayılı DMK “Kanuna göre bir siyasi partiye üye olan memuriyetten atılır” diyorum. “Sorusu olan var mı?” diye sorduğumda, “ Hocam biz bunun zararını değil faydasını görüyoruz. Neden kanun öyle yazıyor ki!” diyenler çıkıyor. 

Hani Şeyh sohbet sonrasında  “sorusu olan var mı” diye sorarmış. Pek söz almayan müride sormuş. “Senin sorun yok mu?” demiş. “Var şeyhim” demiş Mürit, Şeyh  “Nedir?” diye sorduğunda “Şeyhim oruç ne zaman açılır?” diye sormuş. “Güneş battığında” demiş şeyh. Mürit bu kez,“ya güneş batmazsa” demiş. Şeyh “Sen susmakta isabet etmişsin ben konuşturmakta kabahat etmişim, sen en iyisi sus” demiş.

“Hüner ehlini anlamak da bir hünerdir.” 1970 yıllarda TRT Aşık Veysel’le ilgili bir program yapar. Spiker Aşık Veysel’in karısına sorar: “Eşiniz sazıyla sözüyle Anadolu insanın gönlünde taht kurdu. Siz ne düşünüyorsunuz. Duygularınızı alabilirmiyiz”  Veysel’in karısı “ Ne bileyim ben, birşeyler tıngırdatıyor işte” der.

Anlatmak ve anlaşılmak, pinpon maçı gibidir. Bir taraf bilmezse diğer taraf ne kadar usta olursa olsun, iyi  bir maç olmaz.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar