Sözü dolandırmaya gerek yok. Türkiye, "ekonomisi ile siyaseti ile dış politikası ve toplumsal duyarlılığı ile" aynı anda büyük bir sınamadan geçiyor. Tabiri caizse "Milli Bağışıklığı!" bir kez daha test ediliyor.
Bugünlerde ekonomi sahası, özel dikkati ve özeni gerektiriyor. Ülkemize karşı yürütülen stratejik hedefli kampanyalar, iktisadi model değişikliğine yönelik dirençler, kurgulanmış kur atakları, petrol ve doğalgaz şokları, ithalatla dengelenen tarım ürünleri üzerindeki spekülasyonlar... Hakikaten yönetimi kolay olmayan bir tablo. Elbette, her kesim geçim düzeyine, hatta ideolojik yaklaşımına göre farklı veya derinlemesine yorumlar yapabilir. Kendince nedenleri sıralayıp, kusurlu tarafı ilan etmeye de yeltenebilir.
Gel gör ki...
Günün sonunda içerideki dertlerimizi, dışarıdaki gerçeklerden ayrıştırarak ele almamız artık imkânsız.
***
BASİT AMA "AYDINLATICI" ÖNERİ!
Bizim milletimiz fedakâr olmasına fedakârdır da böyle zamanlarda devlet dairelerinden de aynı hassasiyeti göstermesini bekler.
Malûm... Gerek kuraklığa bağlı olarak hidroelektrik kapasitesinin yetersizliği gerekse kur ve enerji maliyetlerindeki artışlar nedeniyle elektrik fiyatları yukarı yönlü güncellendi. Yani faturalara zam geldi. Ki hane halkları ve esnaf için bu yükü azaltacak bir dizi tedbiri de bizzat Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan açıkladı.
Ama Ankara'da hava karardı mı bakıyorsunuz birçok kamu kurumu ışıl ışıl. Yanlış anlaşılmasın, mesai nedeniyle değil! Olmuş gecenin bir yarısı binaların dışı avize gibi parlıyor. Elektriğin bu kadar pahalandığı bir dönemde, kamu idareleri sadece ilgili kurumun isminin bulunduğu levhayı aydınlatsa (ona bile gerek yok ya neyse...) neye yetmez?
Bunun istisnası "güvenlik" gerekçesi ile çevre aydınlatması olabilir.
Bir de... Bina hatlarının ışıklandırılması sadece sembolik birkaç merkez ve en üst temsil makamı ile sınırlandırılabilir.
***
CENAZE ADABI
İhlas Medya Grubu Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar'ı genç yaşta kaybettik. Milli, manevi değerlere bağlı, beyefendi bir insandı. Genç denilebilecek bir yaşta, daha 52'sinde Hakk'ın rahmetine kavuştu. Allah rahmet eylesin. 6 Mart günü ikindiyi müteakiben Batuhan için cenaze namazı kılındı. Cenaze ortamları ağırdır. Fakat ilk nefesle son nefes arasındaki hayat yolculuğunun herkes için bir özetidir. Cenaze namazına gelenlerin, hiç değilse bir yarım saatliğine de olsa, ayaküstü dünyevi işleri konuşmaktan, bir kenarda sigara içip günlük sohbete dalmaktan, neredeyse musalla taşının yanına kadar çakarlı araçlarla gelmekten imtina etmesi en büyük dileğim.
Nur içinde yat Batuhan kardeşim. Allah geride kalanlarına sabır, sağlıklı, hayırlı ömür nasip etsin.
***
ONLAR...
Her 8 Mart yani Dünya Kadınlar Günü, şu güzel sözler dilime dolanır...
Dünyaya getiren onlar. Besleyip büyüten onlar. Baş tacımız onlar. Kadınlarımız onlar...
*
Ninniler söyleyen onlar. Sevgiyi öğreten onlar. Kalbimizde onlar. Gönlümüzde onlar...
*
Dertli günümüzde onlar. Her sevincimizde onlar. Arkamızda onlar. Tek ağlayan onlar...
(Neco'nun 1975'te seslendirdiği eser)
***
Bu vesile ile bundan 39 yıl önce henüz 42 yaşında rahmetli olan annemi dua ile yâd ediyor, evimizin direği sevgili eşime şükranlarımı sunuyor, bilhassa şehit annelerinin ellerinden öpüyor, Diyarbakır Anneleri'ni de saygıyla selamlıyorum.
Yorum Yazın