Yaşımızın ilerlemesinden midir yoksa gerçekten öyle midir bilinmez, sanki dünyamızdan eskisine nazaran daha fazla yıldız kayıyor.
Yakın zamanda tiyatro sanatçısı Turgay Yıldız’ı kaybettik. Takip ettiğim bir sanatçıydı. Mizahı bir eleştiri vasıtası olarak kullanıyordu. Ama kendisinin de ifade ettiği gibi kimseye iftira atmıyor, hakaret etmiyor sadece gördüğü yanlışlıkları abartı sanatını kullanarak komediye dönüştürüyordu. Kendisi bir televizyon röportajında “Bilerek ve isteyerek kimseye hakaret etmem, kötü bir cümle kurmam. Zaten zekâm buna müsaade etmez. Zekamla küfretmeden de söyleyeceğimi söylerim” demişti.
Bildiği doğruları korkmadan mizahın inceliklerini kullanarak ortaya koyuyordu. Bunu onurlu yaşamanın bir gereği olarak görüyordu. Yine bir söyleşi de “"Bir haksızlık ve yanlışlık varken bunu görüp susmak zoruma gidiyor. Ben onurumu korumaya çalışırken cesur gibi görünüyorum." Demişti.
Sadece bir komedi sanatçısı değil, aynı zamanda entelektüel bir kimliğe sahipti. Güldü, gülümsetti, güldürdü, düşündürdü, güzelleştirdi ve bir yıldız gibi gök kubbemizden kaydı ve geride hoş bir sada bıraktı. Allah rahmet eylesin. Mekânı cennet olsun.
Gök kubbemizden yakın zamanda kayan bir diğer yıldız çok değer verdiğim, sevdiğim Ali Rıza Gözler hocamdı. Ali Rıza Gözler sağlık camiasının sevilen sayılan bir ismidir. Sağlık Meslek Lisesinde hocamızdı ve idarecimizdi. Milliyetçi vatanperver biriydi. Bize her zaman iyiliği, doğruluğu, aklı selimi öğretti. Sadece sözüyle değil, hayatıyla da doğru bir örnek oldu.
Bazı insanlar vardır. Görünüşte somut bir eser bırakmazlar. Ancak öyle bir hayat yaşarlar ki hayatları şaheserdir. Düzgün yaşamışlardır. Hayata noktayı koyarken geride anılacak güzel anılar bırakmışlardır. Ali Rıza Gözler hocamdan da hep güzel anılar kaldı. Allah rahmet eylesin. Mekânı cennet olsun.
NESNE ÇÜRÜR, AĞAÇ KURUR, İNSAN ÖLÜR
Ömür, sonu mezarlık olan bir yokuş
Can, kafeste çırpınıp yorulan bir kuş
Hayat böyle işte, bir varmış bir yokmuş
Nesne çürür, ağaç kurur, insan ölür
**
Gün olur boş telaşlardan yoruluruz
Meçhul bir dinginliği bekler dururuz
Sonra bir bilinmeze yolcu oluruz
Nesne çürür, ağaç kurur, insan ölür
**
Bilmem nedendir, bu koşuşturma bu hız
Nasıl gökte parlayıp kayarsa yıldız
Aynen bizler de ölmeye yazgılıyız
Nesne çürür, ağaç kurur, insan ölür
**
Renkler ve sesler ölümle çekilir gider
Tükenir dünyadaki gam ile keder
Bir tek dost duası bizi teselli eder
Nesne çürür, ağaç kurur, insan ölür
**
Cümle güzel olursa nokta da güzel
Hayatın düzgün ise hoş olur ecel
Kim bilir ki nere sıla nere yadel
Nesne çürür, ağaç kurur, insan ölür
Yorum Yazın