Meclis'in kapalı oturumunda söylemişler, açık edildi.
HDP sözcüsü, "Türkiye'nin 25 eyalete bölünmesini" istemiş...
"Barış ve demokrasi" şekerine bulanıp Türk aydınlarına kaskallanan niyet budur. Bilgi Üniversitesi'nin bazı hocaları da buna çoktan yattılar. Eh, "Cihangir" de sıcak bakıyor...
Ama Ankara yemez.
25 ayrı eyalet demek, böyle bir şeyi yüz yıldır aklından geçirmemiş olan bölgelerin vatandaşlarını bile kışkırtmak demektir. Durduk yerde maraza çıkmasına yol açmak demektir.
25 eyalet demek, 25 ayrı meclis, hükümet ve başbakan demektir! "Yerel bazda" ayrı ayrı kanunlar demektir.
Bu eyaletlerin polisi de farklı olacaktır, üniformaları bile. (Amerika'da kuzey polisi lacivert, güney polisi kahverengi giyiniyor. Bu bir "iç savaş günleri" kalıntısıdır.)
Bu Amerikan modeli. Hadi Alman modeli oldu diyelim, daha yumuşağı, ama sonuç değişmez.
İmparatorluk toprakları elde kalsaydı, yani Mısır, Arabistan, Filistin, Arnavutluk, Sırbistan falan, bu bir çözüm olabilirdi, en az yüz yıl önce.
Daha iyisi, iki yüz yıl önce.
İmparatorluk 1830'larda fiilen bitmişti. Oksijen çadırında (Tanzimat) seksen doksan yıl kadar daha yaşatıldı.
O zaman bir federasyona gidilebilseydi...
Ne Osmanlı yöneticilerinde bunu düşünebilecek çap vardı, ne de gemi azıya almış azınlıklarda bunu kabul edecek göz...
O zaman olmadı, şimdi artık hiç olamaz.
Bunun gerçekleşmesi için (maç anlatan spiker ağzıyla konuştum!), bir kere Türk ordusunun kesin ve ağır bir yenilgiye uğraması şarttır.
Yenilmek şöyle dursun, Türk ordusu yakaladığının canına okuyor.
1918'de uğradığı ağır yenilginin bile altından kalktı, darmadağın olmuştu, küllerinden doğdu, şimdi mi boyun eğecek?
İkincisi, "merkezi sivil otoritenin" iyice zayıflamış hatta tamamen ortadan kalkmış olması gerekir...
Meclis'i bombaladığınız zaman dağıtabilmiş olsaydınız, Tayyip Erdoğan'ı da öldürebilmiş olsaydınız, eh belki şerefsiz herifler...
HDP bu önerisinin provasını da yaptı, önce 5 il merkezinde ve 21 ilçede "özyönetim" ilan etti, 35 ilde de maraza çıkardı...
Bastırıldı.
Yarın gene bastırılır.
***
Haaa, bunu kim sağlayabilir?
Fetullah.
Fetullah "gelirse" Türkiye de bölünür, ayrılıkçı Kürtler de muratlarına ererler.
Kafayı çekip Saint-Antoine Kilisesi'ne giden Müslüman evladını da kilisenin kapısında derdest ederlerse ağzımla gülmem.
Ben Fetullah dedim, siz Amerika anlayınız.
Ünal Çeviköz'e soralım da bize "Türkiye'de eyalet sistemi" üzerine düşüncelerini anlatsın... Günün birinde nasıl olsa anlatacak...
Siz de seçimde oyunuzu verirken, neye verdiğinizi, ne seçtiğinizi bilin.
Yorum Yazın