Artık iyice emin oldum, dolandırıcıları mıknatıs gibi çekiyorum.
Son maceramı geçen hafta yaşadım. Sarıyer'deki bir banka şubesinde eşimin işlem yapmasını beklerken telefonum çaldı. Karşımdaki kişi emniyet müdürlüğünden aradığını söyleyerek "Son 6 ay içinde kimliğinizi kaybettiniz mi?" diye sordu. Beni inandırmak için de kolaylıkla edinilebilecek doğum yerimi ve doğum tarihimi söyledi. (Biyografim her yerde var) Fonda da telsiz sesi efekti kullanmayı ihmal etmemişlerdi. Sakince dedim ki: "Kardeşim bu tür bildirimleri polis telefonla yapmaz." Karşımdaki hazırlıklıydı tabii. "Size adımı ve sicil numaramı vereyim, isterseniz 155'e sorun." Belli ki bir polis memurunun kimlik bilgilerini de ellerine geçirmişlerdi. Cevap verdim: "Siz dolandırıcı mısınız? Eğer öyleyseniz, boşuna zahmet etmeyin. Bizim aile dolandırıcımız var, yabancıyla çalışmıyoruz."
Telefon anında kapandı tabii...
Salla başı al maaşı
Şu fenomenlik işi resmen sektöre dönüşüp içi boş bir mesleğin adı haline geldi. Memlekette hiçbir şey olamayan, fenomen oluyor.
Bunun son örneği Atv'nin sevilen bilgi yarışması Kim Milyoner Olmak İster'de yaşandı. Yarışmacı Osman Yılmaz, sunucu Kenan İmirzalıoğlu'nun "Ne işle meşgulsünüz?" sorusuna "Fenomenim" cevabını verdi. İmirzalıoğlu meraklandı: "Ne yaparak fenomen oldunuz?" Fenomen Osman "Sadece kafa sallayarak" deyince herkes şaşırdı.
Evet, Osman Yılmaz, tek kelime etmeden, sadece dişlerini gösterip kafasını aşağı yukarı sallayarak dünya çapında 1 milyar 400 bin kez izlenmiş, iki farklı platformda 2 milyon 600 bin takipçiye ulaşmıştı.
Peki yarışmada ne oldu? Fenomen Osman ilk soruda seyirci jokeri kullandı, 5 dakika geçmeden de elendi. Bana da "Millet kimlerin peşine takılmış" diye hayıflanmak kaldı.
Saygın tutumunuz batsın!
Olayı haber bültenlerinden hatırlarsınız. Sapığın biri, 15 yaşındaki lise öğrencisi kızı apartmanının asansöründe kıstırmış, boynuna bıçak dayayıp tecavüze yeltenmiş, kızın feryadına koşan anne, evladını son anda kurtarmıştı.
Olayın davası sonuçlandı. Ceza: 11 yıl hapis. Çünkü cezada indirim var. Nedir indirimin gerekçesi? "Sanığın duruşmalar sırasındaki saygın tutumu..." Belli ki bizim sapık, mahkemede takım elbise giymiş, kravat takmış, saçına briyantin sürmüş. Muhtemelen mahkeme heyetine de "Sayın" diye hitap edip, bol bol "Efendim" filan demiş. Üstelik bu arkadaşın 5 ayrı suçtan da sabıkası varmış.
İddia makamının başka sözü yok. Sanık sizindir...
Montella farkı
Yanarım, yanarım Stefan Kuntz ile harcanan zamana yanarım. A Milli Futbol Takımımızın çehresini bir ayda değiştiren İtalyan çalıştırıcı Vincenza Montella, takıma önce "ruh kazandırılması" gerektiğini çözmüş ve kadroyu ona göre dizayn etmişti. Son iki maçta iki galibiyet alan Bizim Çocuklar, böylelikle Almanya vizesini de kapmış oldular.
Diyeceğim o ki, Milli Takım'ın sorunu tamamen mentaldi. Donuk, silik, heyecansız Kuntz ile takımı "Akdeniz güneşi" gibi ısıtan Montella arasındaki fark da buydu.
Gaf kürsüsü
BBC muhabiri, Gazze'den yaptığı canlı yayında "Burada fosfor bombası kullanıldı" deyince apar topar yayından alındı.
Zap'tiye
Fenomen Dilan Polat'ın üç şirketi "naylon" çıkmış. Eh, millete sürekli "plastik estetik" öneren birinden başka ne beklenebilirdi ki?
Ne demiş?
"Duygularımı sessize aldım. Artık sadece cebimi titretiyorlar." (Ben dedim) (Dizi senaristleri ve aforizma düşkünleri kullanabilir, telif istemem)
Yorum Yazın