Doğu Türkistan’da Uygur Türklerine yönelik olarak Çin devleti tarafından uygulanan zulüm, uzun süreden beri sistemli bir şekilde devam ettiriliyor.
Çin’de yaşayan Kazak, Kırgız ve Uygur Türklerine uygulanan zulüm, bir devlet politikası olarak benimsenmiş olup, Çin merkezi hükümeti hür dünyadan bu konuda gelen tepkileri dikkate almamakta direnmektedir.
Doğu Türkistan’da yaşayan Uygur Türkleri, Çin Halk Cumhuriyetinin kurulduğu 1949 yılından bu yana siyasi ve iktisadi açıdan tam bir abluka altında bulunmaktadır.
Çin’in Doğu Türkistan politikası uluslararası topluma da yansımış olup, İnsan Hak ve Hürriyetleri açısından yapılan zulüm Birleşmiş Milletlerce yayınlanan 1 Eylül 2022 tarihli ‘Uygurlar Raporunda, yer almış bulunmaktadır.
ÇİN’İN İNSANLIK SUÇU
İnsan hak ve hürriyetlerini dikkate almayan Merkezi Çin hükümeti; keyfi tutuklama, bir milyonu aşkın Müslümanı kamplarda tutma, baskı, kaçırılma, fabrikalarda zorla çalıştırma ve ayrımcı politikası ile dünya genelinde tepkileri üzerine çekmeye devam etmektedir.
Hatırlanacağı üzere Çin’de 01.10.1949 tarihinde kurulan Çin Halk Cumhuriyeti, tek parti yönetimine dayanmaktadır. Çin Komünist partisinin 90 milyon civarında üyesi olduğu ifade ediliyor.
Çin merkezi komünist partisinin demokrasiden uzak, insan hak ve hürriyetlerini dışlayan, Uygur Türklerine yönelik soykırım politikasıyla hür dünyayı karşısına almış bulunuyor.
DOĞU TÜRKİSTAN’DA NELER OLUYOR?
Çin resmi rakamlarına göre 15 milyon, gerçekte 25 milyon civarında bir nüfusu barındıran Doğu Türkistan, stratejik öneme sahip olup buradaki Uygur Türkleri 1,5 asra yakın bir süredir varlık mücadelesi vermektedir.
İslam Dinine mensup Uygur Türkleri, Panislamizm suçlamasına maruz kaldılar ve bu suçlamayla yüzbinlerce Müslüman Türk öldürüldü.
Zaman zaman Türkiye Cumhuriyeti cumhurbaşkanları ile başbakanların resmi ziyareti sonucu Uygur Türkleri bir rahatlama dönemi yaşamış olsalar da bu durum kalıcı bir rahatlamaya neden olamadı. Ziyaretten kısa bir süre sonra zulüm politikası kaldığı yerden devam ettirildi.
Komünist Çin hükümeti; Türk dilini, dini nikah kıyımını, camii inşasını yasaklamakta, göstermelik mevcut camilere girişleri de izne tabi kılmaktadır.
Türklere karşı ceza yasaları ağırlaştırılmakta, dini terimlerin kullanılması ile çocuklara Türkçe isim verilmesi yasaklanmaktadır.
Uygur Türk çocuklarına kendi öz kültürleri yasaklanarak, bir Çinli vatandaş gibi yaşamaları istenmektedir.
Bugün Doğu Türkistan’da yaklaşık 100 ü bulan kamplarda; yurt dışına dini faaliyet için gidenler, şüpheli ve milli duyguya sahip insanlar, aydınlar, sanatçılar ile iş insanlarının tutulduğu tahmin edilmektedir.
Bu yapılanların insan hak ve hürriyetlerini dışlayan bir soykırım politikası olduğunu hür dünya kabul etmiş durumdadır.
DOĞU TÜRKİSTAN İÇİN NELER YAPILABİLİR?
Aslında yapılması zorunlu olan Uygur, Kırgız ve Kazak Türklerinin kendi öz vatanlarında, insan hak ve hürriyetlerini temel alan özgürce yaşama koşullarını sağlamaktır.
Türk dış işleri; Çin hükümeti ile olan ilişkilerde Uygur Türklerine uygulanan soykırım politikasını sonlandırmaya yönelik girişimlerde bulunmalıdır.
Birleşmiş Milletler tarafından yayımlanan raporla insanlık suçu işleyen Çin’e karşı hür dünya tarafından yürütülen politika desteklenmelidir.
Doğu Türkistan davası, Türk dünyasının da davası olmalı, ortak kültüre sahip çıkılmalı, eğitim ve sivil toplum kuruluşlarında, Uygur Türklerinin özgür yaşam mücadelesine destek çıkılmalıdır.
Bugün dünya genelinde Marksist- Leninist ideolojiye dayalı 4 sosyalist ülke olarak; Çin, Laos, Küba ve Vietnam kalmıştır. Bu ülkelerde sosyalist odaklı piyasa ekonomisi uygulanmaktadır.
Tek parti rejimi ile yönetilen bu ülkelerde, insan hak ve hürriyetlerini yok sayan, bir anlayışın hakim olması endişe vericidir.
İnsanlık özgürlükleri yaşatan, Tam demokrasiyi merkeze alan, insan odaklı bir rejimin tesisi yolunda gerekli çabayı gösterebilmelidir.
Yorum Yazın