Aşı bulundu mu?
Bulundu bulundu..!
Aaaa, kim buldu?
Kim olacak, Çin..!
Başka başka..? Almanya..!
Tüh...!
Ne oldu?
Biz yine mi bulamadık arkadaş?!
Benim, asıl zoruma giden de bu..!
Arkadaş, tam 1000 yıl önce1020’de, dedemiz İbni Sina bu salgınlarla önlem paketini, mücadele şeklini belirlemiş de bizler 1000 yılda , dünyayı geçtim kendimize yetecek aşıyı bulamadık yine!
Merhum Sultan II. Abdülhamid Han vakti zamanında, kuduz aşısı için Pastör’e 10 000 altın göndermiş, hatta dünyanın ilk hayvan hastanelerinden biri de bizim devletimiz Osmanlı’da kurulmuştu!
Peki, 1885’den bu yana bir arpa boyu yol katetmedik mi biz?
Tabi ya!
Kaç darbe gördük , her darbededeen çok bütçe ayırdığımız genç nesli, ya Mamak C5 ‘te işkenceye yatırdık ya sakat bırakıp kamu hizmetlerinden yasaklı yaptık!
Ya astıkya da bu arada en zekilerini birileri sessiz sedasız apardı götürdü!
Hakkaten yaaa!Hiç kimseler kaçamazken,bu insanları kim kolayca kaçırdı?
28 Şubat...
Derken PKK, derken dersane ayağına FETÖ temsilcileriyle birileri, içimizde iyice apardı!
Vay anam vay!
Ne keleğe gelmişiz!
Haa....Bir de 1000 yıl önce dedemiz İbni Sina’nın salgın önlemi aldığını kaç kişi biliyor?
1000 yıldır nesillere neden anlatılmadı?
Ya da neden anlatılamadı?
Neden..?
Neden..?
Neden..?
Eğer, biz gelecekte bu nedenlerin üzerine nedenler eklersek, bugün destan yazan İHA ve SİHA’ lar da olduğu yerde kalır.
Bu da iyiye ve kötüye dair yalanların hikayesinin yazılması, anlatılması ve geleceğe yönelik hikayelerin yazılmasıyla olur.
Unutmayalım, biz bir hikayenin parçasıyız ve bugün iyi ve kötüye dair ne yaşıyorsak, aynısı vakti zamanında dayaşanmış!
Sorun, bizim bizden öncekilerin neler yaşadığını bilemeyip, yaşadıklarımızla harmanlayıp geleceğe dair senaryoları yazamayışımızdır!
Bunu gerçeklestirmenin adı da sanattır!
Ülke olarak sanat kurumlarımızı önce yaşatıp, sonra yapılandırıp, salgın sonrası yeni dünyaya hazır hale getirmeliyiz!
Yoksa, dilsiz kalırız, dersimizi çağın dilinde anlatamayıp, bunun bedelini de ağır öderiz!
Unutmayın ki, Ermeni komitacıları tarafından yüz binlerce insanımız katledilmişken, elin adamı, “Gece Yarısı Ekspresi “ sinema filmiyle, birçok tiyatro festivallerinde tiyatro oyunlarıyla, katil olduğu halde mazlum oldu!
Dilsiz kalmayalım!
Yorum Yazın