AK Parti ve Erdoğan siyaseti, bu ülke tarihinde kendine son derece ayrıcalıklı bir yeri şimdiden edindi. Zaten 20 yıldır sürekli halktan muazzam destek alışının nedeni de budur.
Erdoğan çok iş yaptı. Ama iki tanesi devrimci niteliğe sahiptir ve diğer değişimlerin altında yatan sebeplerdir. Birincisi Erdoğan bu ülkede millet-devlet kucaklaşmasını sağlayan isimdir. İkincisi, devleti ve devlet kapasitesini yeniden inşa eden muazzam reformların da kurucusudur. Bu ikisi bir araya gelince güçlü ve bağımsız bir devlet ortaya çıkıyor.
Böylesi büyük değişimler tabii ki sancılarla olur. Zaten o sancıları sıkça yaşadık. Yaşanan devasa değişimlerde kendi çıkarlarının zarar gördüğünü düşünen her kim varsa bu nedenle muhalefet blokuna teker teker düşüyor. Bu blokun hem içeride hem dışarıda paydaşları var.
İçeride milletin gerçek iktidarı sağlandı. Bürokratik vesayet son buldu. Normalde asıl görevi seçilmiş hükümetle uyum içinde çalışmak olan fakat önceki dönemlerde ceberut bir işlev gören çeşitli anayasal kurumlar gerçek işlevlerine geri döndü.
Bir yandan devlet içinde bu tür düzenlemeler yapılırken bir yandan da devletin-milletin huzur ve güvenliğine tehdit oluşturan birçok yapı tasfiye edildi. Devlet güçlendikçe özgürleştiğinden güvenlik kurumları terör örgütlerine karşı daha başarılı mücadele vermeye başladı.
Son beş yılda PKK'nın sıkışmışlığı bunun en güzel örneği. Devletin içine onlarca yıl boyunca sızmış olan FETÖ gibi bir örgütün devletten tasfiyesi de bu süreçte önemli bir merhaleydi. Zaman zaman devletin bazı kurumlarındaki kritik kişiler üzerinden devleti kendi çıkarları için kullanan suç örgütleri de temizlendi. Zaten bu nedenle dikkat ederseniz, hepsi aynı dili kullanmaya başladı.
Devlet milletle kucaklaştıkça güçlendi. Güçlendikçe temizlendi. Temizlendikçe bağımsızlaştı. Bu bağımsızlaşmanın sonucu olarak da dış baskılara maruz kaldı. Bu nedenle mafya liderinin biri Birleşik Arap Emirlikleri'nden, FETÖ elebaşı Amerika'dan, PKK Kandil'den saldırıyor. Ama başarısız oluyorlar. Hepsi aynı dili kullanıyor. Bakın Alman Der Spiegel gazetesi ne diyorsa, Biden da onu diyor. FETÖ'cüler de, PKK'lılar da, suç örgütleri de aynı safta buluşuyor. Türkiye'yi kontrol etmek isteyen dış merkezler, Türk devletini on yıllarca güçsüz bırakan bu tür organizasyonların hepsine destek veriyor.
Bütün bu olup biten süreçlerin sonunda hep bunu düşünüyorum. Devlet düzeni yeniden inşa ediliyor. Ve çok da iyi oluyor. Zor ama başarılırsa büyük ve bağımsız bir devlet çıkacak ortaya.
"Daha önce devlet yok muydu?" diye düşünmeyin. Tabii ki vardı. Ama bu derece benimsenmiş ve bu derece güçlü değildi. "Devletlik" kavramı biraz öyledir. Aşamaları vardır. Zayıf ve düzensiz yapılardan, çok daha güçlü ve düzenli yapılara doğru yürüyüş olarak tanımlanabilir. Mesela, Türkiye'yi Ortadoğu rejimleriyle mukayese edin. Mesela, bugünü doksanların Türkiye'si ile mukayese edin. Devlet olma kapasitesinin artışına şahit olursunuz.
Düşündünüz mü hiç? Neden son beş yılda faili meçhuller yok? Neden son beş yılda PKK hareket edemez hale geldi? FETÖ nasıl sökülüp atıldı? Darbeler nasıl savuşturuldu? Savunma sanayii nasıl gelişti? Son beş yılda yurtdışında altı askeri operasyon nasıl yapıldı?
Bence bunun tek cevabı var: Erdoğan'ın önderliğindeki millet iktidarı ve onun güçlendirdiği devlet kapasitesi.
Yorum Yazın