Azerbaycan yıllar sonra işgal edilmiş topraklarını kurtararak büyük bir zafere imza attı… Zaferini de vura vura savaş meydanlarında kazandı. Ermenistan, Azerbaycan’a saldırdığına saldıracağına bin pişman oldu. Bundan bir yıl önce “Azerbaycan işgal edilmiş topraklarını kurtarır mı?” diye düşünsek belki hayalimize bile gelmezdi. Fakat Azerbaycan askeri, stratejik ve diplomatik olarak gerçekten çok başarılı bir sınav verdi. Türkiye’nin de Azerbaycan’ın yanında tavizsiz duruş sergilemesi, Azerbaycan-Ermenistan savaşından önce Türkiye-Azerbaycan arasında gerçekleşen görkemli tatbikatla hazırlık yapılması, Türkiye’nin uluslararası ilişkide ön alan açıklamaları, Dağlık Karabağ’da 44 gün süren çatışmaların Azerbaycan’ın lehine sonuçlanmasında ve savaş sahasında Ermenistan’a karşı üstünlük kurmasında silahlı ve silahsız insansız hava araçlarının (İHA-SİHA) etkin bir şekilde kullanmasının önemli rol oynaması bir bütün düşünüldüğünde zaferle sonuçlanan bir netice alındı.
Ama Türkiye’deki bazıları da bu zaferi gölgelemek için her türlü kurnaz propagandayı yapmaktadır. Türkiye’nin Azerbaycan topraklarının işgalinden kurtulmasına yönelik etkisini, Cumhur İttifakı’nın tavizsiz ve kararlı bir şekilde Azerbaycan’a sahip çıkmasını, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Azerbaycan konusunu milli bir mesele yapmasını sulandırmak ve zaferdeki payını gölgelemek için her türlü kelime oyununu oynuyorlar.
HDP’nin Ermeni milletvekili Garo Paylan bunlardan biridir. Bu konuda “İki musluğu da Ruslar elinde tutacak, Ermenistan üzerinde de hâkimiyet kurmuş oldu, Azerbaycan üzerinde de hâkimiyet kurdu. Ruslar oyunu kurdu, maalesef iki halkı birbirine düşürdüler, iki halka da büyük yıkım yaşattılar” yorumunda bulunarak aklınca Türkiye’nin etkisiz kaldığını ima ediyor. Türkiye etkisiz kaldıysa toprakları işgalden kurtarılmış Azerbaycan halkı niçin günün 24 saati Türkiye’ye minnet ve şükranlarını sunuyor. Azerbaycan işgal edilmiş topraklarının %80’ini kurtardıysa bu nasıl Türkiye’nin ve Azerbaycan’ın zaferi olmuyor? Nahçıvan’dan Azerbaycan’a koridor açılması ve Türk dünyasının artık birbiriyle o koridor üzerinden rahat ilişki kuracak olması mı başarısızlık oluyor?
HDP milletvekili Garo Paylan bu konuşmasını Meclis Plan ve Bütçe Komisyonunda yapmıştı ve orada yine “Barışçı politikaları zorlamalıyız. Bunun için de ırkçı, milliyetçi, mezhepçi bakıştan çıkmalıyız. Biz çok kimlikli, çok kültürlü bir imparatorluğun bakiyesiyiz” konuşmasını yapmıştı. Sanki Azerbaycan’ın topraklarını Ermenistan işgal etmemiş yahut Azerbaycan, Ermenistan topraklarını işgal etmiş gibi barış sözcükleri yumurtluyor.
HDP milletvekili Garo Paylan’ın o konuşması sırasında MHP Genel Başkan Yardımcısı İzzet Ulvi Yönter de bu ikiyüzlülüğe karşı o komisyon toplantısında “Terörist Ermenistan” diyerek tepkisini göstermişti.
Türkiye’deki muhalefet sırf “Hükümete ve Cumhur İttifakı’na zafer paydası yazılmasın” diye zaferi Rusya hanesine yazacak kadar gerçeklerden uzak propaganda yapmaktadır.
Geçtiğimiz günlerde MHP Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir’in “Yazıya bakarsanız Karabağ’da Rusya’nın yazdığı senaryo hayata geçmiş! HDP’li Garo Paylan da aynını söylüyor! Türklüğün Kafkasya’daki zaferini böyle okuyan varsa zavallıdır... Hakikat açık: Azerbaycan, Karabağ’da bileğinin hakkıyla şanlı bir zafer kazanmıştır!” şeklindeki sosyal medya paylaşımını görünce Sadi Somuncuoğlu’nun okumadığım o yazısına bakma ihtiyacı hissettim. Yazıyı okuyunca karşıma yine bu tarz bir propaganda çıkmıştır.
Son seçimlerde CHP’ye çalışmış olan Yeniçağ yazarı Sadi Somuncuoğlu da ittifak ortaklarının milletvekili olan HDP’li Garo Paylan’ın söylediklerine yakın “Dağlık Karabağ kurtarılmak üzereyken Ruslar araya girdi. Her şey önceden hazırlanmıştı, üçlü mutabakatla ateşkes sağlandı” cümlelerini yazmış. Niçin hükümetin, Cumhur İttifakı’nın ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın milli duruşu ve tavrı görmezden geliniyor? Sadi Somuncuoğlu her stratejiyi niçin Rusya’ya bağlama ihtiyacı hissediyor?
Batı ve Türkiye’nin düşmanı tüm ülkeler “Bu Türkiye’nin zaferidir” yorumu yaparken, bu aşağılık kompleksi niçindir?
Azerbaycan zaferi diplomasi masasında değil, savaş meydanlarında kazanmadı mı? Ermeni teröristlerin başına yağan silahlar, Türkiye’nin ürettiği İHA ve SİHA’lar değil mi?
Kaldı ki Sadi Somuncuoğlu’nun partisi CHP’nin Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Başdanışmanı Ünal Çeviköz “Türkiye’den Azerbaycan’a silah yardımı yapıldığı ve cihatçı grupların da Azerbaycan’a gönderildiğini” söyleyerek hem Türkiye’yi suçlamış, hem de uluslararası arenada Türkiye’nin haklı Azerbaycan davasına desteğini lekelemeye çalışmıştı. Yine Sadi Somuncuoğlu’nun partisi CHP bir bildiri yayınlayarak Azerbaycan’ın haklı davasına verilen desteği “Başta AK Parti iktidarı olmak üzere, Türkiye’nin savaş yanlısı çevreleri, uluslararası hukuk ve diplomasiyi harekete geçirmek için çalışmak yerine siyasi rant uğruna, hamasi askeri nutuklar atıyorlar” sözleriyle gölgelemeye çalışmıştı. Zaferden önce bu girişimleri yapan CHP-HD(P)KK, zaferden sonra da Türkiye’yi bu zaferle yan yana getirmemek için bir propaganda mücadelesine giriştiler.
80 yaşına merdiven dayamış Sadi Somuncuoğlu, artık CHP’nin ihanet politikaları elinde oyuncak olmayı bırakmalıdır. Hayatının her dönemi MHP’den intikam almayı öncelikli misyonu olarak görmesi ona bir şey kazandırmamış ve bu yaştan sonra leke dışında geride kendi adına bir şey bıraktırmayacaktır. Türkiye’nin milli politika çizgisini ifade etmesi, belki bugüne kadar gerçekleştirdiği siyasi günahlarına kefaret olacaktı… Ama o yine MHP’nin de içinde olduğu Cumhur İttifakı’na zafer payı vermemek için klasik misyonunu sürdürmüştür.
Başbuğ Türkeş, Sadi Somuncuoğlu’na yıllar önce “Somuncuoğlu yanlış tavır içindedir” demişti… Yıllar geçse de yanlış tavırları değişmiyor.
Yorum Yazın