Ne Muharrem İnce'nin adaylığı, ne ittifakların genişlemesi, Türkiye iki gündür bu haberi konuşuyor!
GÜNAYDIN muhabiri Evren Abdullahoğlu, ünlü şarkıcı Selami Şahin'in Etiler'deki ünlü bir AVM'nin önünü mesken tutup yoldan geçen kadınları sürekli ofisine davet etmesini ve bunun çevredekileri insanları rahatsız etmesini haber yaptı.
GÜNAYDIN eki de olmasa magazin basınında atlatma, özel haber okuyamayacağız. Evren'i kutluyorum.
Haberden sonra çok şey yazıldı, söylendi. Sanatçı cephesinden "Selami Şahin yıpratılmaya çalışılıyor" gibi bir açıklama geldi.
GÜNAYDIN ekinin, Şahin ile ne alıp veremediği olabilir? Durup dururken "Hadi Şahin'i yıpratalım" mı dediler yani! Hiç güleceğim yoktu.
Görüntüler, deliller ortada. Şahin yolda gördüğü kadınlara, genç kızlara resmen yapışıyor. Kadınların elinden tutuyor, bırakmıyor! "Hadi gidelim" der gibi hareketler yapıyor. Hem de bunu işlek bir cadde yapıyor.
İrem Derici'nin ahı mı tuttu acaba? Yaşlılık da zor!
Videoda çevredeki insanlar rahatsız olsalar da bu duruma alışmışlar, "Yine kızı ofisine davet ediyor!" diyorlar.
Asıl ilginç olan ise haberden sonra birçok kadının sosyal medyada Şahin'le olan nahoş anıları üzerine yorum yapmalarıydı.
"Filanca zamanda bana askıntı oldu", "Markette elimi tuttu", "Fotoğraf çekilirken belime sarıldı" diyenler oldu.
Bugüne kadar biri de çıkıp şikayetçi olmayınca, adam yürümeye devam etmiş!
Böylesine ünlü bir sanatçının işlek bir caddede hiç tanımadığı genç kızları durdurup, elini tutup, "Hadi ofisime gidelim" demesi normal değil. Şahin'in demans sorunu yaşadığını iddia edenler de var. Bu iddia bana da mantıklı geldi.
Sosyal medyada Didem Şahin'in oğlunun çapkınlıklarıyla ilgili sorulara "Horozumu saldım çayıra, tavuğu olan düşünsün' der, geçerim" diye yanıt vermesine atıfta bulunup, "Didem Hanım peki, sizin kart horozu ne yapacağız" diye espriler de yapıldı.
Espriler yapılıyor ama bu olay ABD'de yaşansa 'MeToo' hareketini savunan feministler Şahin'in peşine düşerdi!
Bu haberden sonra birileri çıkıp Şahin'e taciz davası açarsa da hiç şaşırmam!
***
TERİM, SERGEN, AVCI BOŞTA BEKLİYOR!
Hırvatistan maçı öncesi Zlatko Dalic'e "Hırvatistan'da neden genç oyuncular göremiyoruz?" sorusu yöneltildi.
O da "Yeni oyuncu üretmek çok zor. Biz 3,5 milyonluk bir ülkeyiz, siz 80 milyon nüfusa sahipsiniz. Sizde daha kolay yeni oyuncu çıkabilir fakat 3,5 milyonluk ülkede her an kaliteli oyuncu çıkması biraz daha zor.
Bursa 3 milyonluk bir şehir, biz ülke olarak 3,5 milyonuz. Biz Dünya Kupası'nda üçüncü olduk" diyerek topu doksana attı!
Takımı da Türkiye'yi fazla zorlanmadan 2-0 yendi!
Fatih Terim, Abdullah Avcı, Sergen Yalçın hazır boştayken... Bu kötü performansla Stefan Kuntz'u o koltukta oturtmazlar artık!
Zaten şimdi bazı köşe yazarları boştaki hocalar için 'PR' çalışmalarına başladı!
Kim gelirse gelsin, mevcut futbol sistemiyle başarıya ulaşamayız. 80 milyondan, 3,5 milyonluk Hırvatistan'ı yenecek takım çıkaramamak tamamen yapılanma ve sistemle alakalı bir sorun!
Önce yabancı kuralı değişmeli. Sonra da futbol kulüpler dernek statüsünden çıkarılmalı.
***
GÜRÜLTÜ KİRLİLİĞİ SUÇTUR!
İstanbul-Galata Kulesi Meydanı'nda hastaneye giden yolun trafiğini araçla keserek yüksek sesli müzikler eşliğinde halay çeken 3 kişi, gözaltına alındı.
3 kişiye toplam bin 744 lira idari para cezası uygulandı.
Adam başı 581 TL ceza çok az!
Otomobilde yüksek sesle müzik dinleme barbarlığı Beyoğlu, Beşiktaş ve Kadıköy ilçelerinin temel sorunu haline geldi.
Yazları bu sorun daha da artıyor! Orta gelirli insanlar artık alkolü bar ve eğlence mekânlarda değil sokaklarda ya da arabalarda içiyorlar ve eğleniyorlar.
Örneğin Beşiktaş-Nüzhetiye ve Şair Nedim caddelerinde alkol satan marketlerin önünde cuma ve cumartesi geceleri sanki sokak partileri veriliyor!
Araçlarda da yüksek sesli müzikler dinleniyor. Yoldan geçen polis ve bekçiler ise bu durumu umursamıyor!
Oysa insanları rahatsız edecek şekilde gürültü çıkarmak suç!
Nüzhetiye Caddesi'nde bir otel zemin katında bar işletiyor. Gürültü yüzünden her hafta sonu kavgalar yaşanıyor. Mahalle sakinleri uyuyamadığı için imza topladı. Belediyeye, polise şikayetler ediliyor ama o işletmeyi kimse engelleyemiyor!
Neden acaba?
Sadece İstanbul değil diğer büyük şehirlerde de gürültü kirliliği sorunu inanılmaz boyutlara ulaştı. Buna bir çözüm bulunmalı!
***
PİTBULL SAHİPLERİ YANDI!
Pitbull cinsi köpeğini husumetlisi Erol Tosun'a saldırtıp, yaralanmasına neden olan Mehmet Murat Ö. ile oğlu Eyüpcan Ö., 'Silahla kasten nitelikli şekilde yaralama' suçundan yargılanırken, tasarlayarak kasten adam öldürmeye teşebbüs ile yargılanmaları için ağır ceza mahkemesine havale edildiler.
Geçtiğimiz yıl da Ankara'da dört kişiyi yaralayan pitbull köpeğin sahibi Umut Batuhan Y. için de 'Olaydan önce köpeğin tasmasını çıkardığı' gerekçesiyle 'Olası kastla silahla yaralama' suçundan tutuklama kararı verilmişti.
Özetle artık pitbull silah sayılıyor! Pitbull sahiplerinin elimden kaçtı, bağlıydı gitmiş haberim yoktu gibi mazeretleri davalarda umursanmıyor!
Eğer pitbull bakıyorsanız, herhangi bir saldırıda suçlu sizsiniz!
***
BOTOKS BEYNİ ETKİLİYOR MU?
Botoks yaptıran bazı insanların kaşlarını çatamaz hale geldiklerini, mimiklerini kaybettiklerini görüyoruz, duyuyoruz.
Peki, üzüntü, öfke, sevinç gibi duyguları botoks yüzünden yeterince yüz kaslarımıza yansıtamamanın beyne bir etkisi oluyor mu?
İşte bu sorunun yanıtını arayan California Üniversitesi'nden bir grup araştırmacı, 10 kadın katılımcı üzerinde botoks enjeksiyonları kullandıkları bir çalışma yaptı.
Ve botoksun beynin duyguların işlenmesinden sorumlu bölgelerindeki aktivitenin bozulmasına yol açtığı ortaya çıktı.
Bu sorunun başka insanların duygularını okuyamama durumuna bile yol açabileceği öne sürüldü.
Botoks yaptırırken sadece yüz güzelliğinizi değil, beyninizi de düşünün!
Yorum Yazın