Ahmet Yenilmez

Ahmet Yenilmez

Mail: shjbjdsk@hotmail.com

Deli Yürek'ten Diriliş'e Diriliş 'ten Kuruluş Osman'a..!

Öncelikle şunu arz edeyim ki, birazdan yazacağımı, firma ve şahıslarla birebir tanıştığım ya da adı geçen projelerin bizzat içerisinde olduğum için yazmış değilim.

Bazen iyiye ya da kötüye dair yaptıklarınızı, ileride karşınıza nasıl çıkacağını bilmeden yaparsınız.

Ne bileyim, birine bir iyilik ya da kötülüğünüz dokunmuşsa, ileride o iyilik ya da kötülük bir şekilde karşınıza çıkar ve gördükleriniz karşısında şaşakalır, ''Ya, böyle olacağını hiç düşünmemiştim'' dersiniz!

Çünkü, hayatın bir, "Zimem defteri" vardır ve iyiye ya da kötüye dair yaptıklarınızın karşılığını bir şekilde önünüze koyar.

Hele hele iletişimin artık ses hızını aşıp, ışık hızından da geçip, yepyeni bir hız kazandığı bu zamanda, bu tür bir tecrübeyle karşılaşmanız an meselesidir.

Aslına bakarsanız, bendeniz bu tür anları çok sık yaşamış birisi olmama rağmen, geçen günlerde Azerbaycan'da yaşadıklarım karşısında gözyaşlarımı tutamadım!

Azerbaycan Uluslararası Haydar Aliyev Havaalanı'nda pasaport kontrolü için sıraya girmiştim ki, ön sıralardan bir Azerbaycan Türk'ü eliyle maskemi indirmemi istedi! Doğrusu, biraz tedirgin şekilde, maskemi hafifçe çektim, bir anda karşımdaki o ciddi simada güller açtı sanki! İki kolunu açtı ve ''Sabri ağabey'' diyerek, beni sımsıkı sardı!

''Aman kardeş Covid maske mesafe'' diyecektim ki, ''Gusura galmayasın, men sizin dizilerinizle böyüdüm! Sizi garşımda görünce ..."diyerek sözü ağzımdan aldı!

Bir baktım, sıradakilerin tümü kenara çekilmiş, bana en ön sırayı veriyorlar!

Pasaport kontrolü bittiğinde, aynı kardeşimiz kendisini tanıttı.

Kendisi, Karabağ gazisiymiş!

Karabağ'da yazdıkları destanı anlatırken, sanki karşımda Yusuf Miroğlu konuşuyordu!

O kahramanlıklarını anlatırken, Deli Yürek Dizisi'nin zamanında, nasıl da itibarsızlaştırılmaya çalışıldığı geldi aklıma!

Tüm itibarsızlaştırma çabalarına karşı, Sayın Osman Sınav'ın canhıraş bir şekilde, ''Bu dizi asla bir mafya dizisi değil, bu dizi bir Dadaloğlu, bir Köroğlu dizisidir'' demişti!

Aradan tamı tamına 23 yıl geçmiş ve ben Köroğlu diyarı Azerbaycan'da, o yıllarda 15'inde şimdilerde 38 yaşındaki kardeşimden Yusuf Miroğlu yasalarını dinliyorum!

Gezimin ikinci gününde Bakü'de, "Azerbaycan Uşaqları İctimai Birliyi Uşaq Sığınacağı- Reinteqrasiya Markazi" ni ziyaret ettik! Yetim evlatlarımızla oyun oynarken salondaki hoparlörden Sayın Osman Sınav hocanın talebesi Sayın Metin Günay'ın yönetmenliğini, -kendisi de bir Deli Yürek nesli sayılacak olan- Sayın Mehmet Bozdağ 'ın yapımcılığını yaptığı Diriliş dizisinin Dombra müziği gelmeye başladı! Derken, bir odun parçasını at, bir odun parçasını da kılıç yapmış 6 yaşlarındaki Zaur, "Men Osman, galk Davut..." diyerek içeri girmez mi?

Gözyaşlarımla, içimde ne kadar gam varsa, aktı gitti!

Deli Yürek'ten Diriliş'e, Diriliş 'ten Kuruluş Osman'a..!

Bu duyguları yaşamama vesile olan, Dallas dizileriyle yetişen nesillerden, bir Köroğlu neslinin yetişmesini sağlayan Sayın Osman Sınav Hocama, Köroğlu neslini Ertuğrul Gazi dedesi ile buluşturan can kardeşim Sayın Metin Günay'a ve yapıyı ustada bırakmayıp daha öteye taşıyıp, bugün Osman Gazi dedesiyl buluşturan canım kardeşim Mehmet Bozdağ'a teşekkürler ediyorum!

Rabbime hamdolsun!

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar