Haşmet Babaoğlu

Haşmet Babaoğlu

Mail: jlgjflkd@hotmail.com

Cumartesi Notları: Hani donacaktık niye ısınıyoruz?

"Portekiz'in insanlarının DNA'larına işlemiş tarihsel başarı kültürünü şimdi takımına taşıyor."
Bu lafı işitince TV'nin sesini açıyorum. TRT Spor'un sevimli bir çokbilmişi var, Fenerbahçe Teknik Direktörü Jorge Jesus'u anlatıyormuş meğerse...
"Portekiz'in dünyanın keşfine yaptığı katkıları unutmayalım, dünyanın her yerine ulaştı adamlar" diyor.
Oğlum, diye bağırıyorum kendi kendime, o dediğin sömürgecilik hırsı; dünyanın her yerine ulaşmadılar, sömürge yaptılar.
Futbol yorumuna entel-kültürel sos işi buralara kadar gelmiş demek ki!
Yıllardır "Okullara sömürgecilik dersi koyun, gençlere Batı'nın zenginliğinin arka planını öğretin" diye boşuna yırtınmıyorum işte!

***

"Yeni Dünya Düzeni" dediğiniz şey var ya, nasıl bir şey diyorlar...
Uzun konu ama kısaca şöyle anlatılabilir: Seçkinler yaşayacak, ötekiler hayatta kalacak...
Ama bunun keyifli bir şey olduğu da anlatılacak ve buna razı olunacak. Şimdiden başladılar: Dünya Ekonomik Forumu'nun "Her şeyim kira ama mutluyum" videolarına bak, anla! Sahiplenmenin bir tür "sapıtma" haline geldiği neoliberal iktisat düzeninde Z kuşağını "kira"ya ikna etmek öyle kolay ki! Tuzak şurada: Kiralıyorsun ve ebediyen kölesin!

***

Ne ilginç değil mi?..
Aralık 1973'te meşhur Time dergisinin kapağı "The Big Freeze"di. İklim bilimcilere göre "dünya soğuyordu" çünkü. Aynı başlığı Time dergisi, Ocak 1977'de de attı. Nisan sayılarında "Dünya Buz Çağı'na giriyor" demişlerdi.
Sonra ne olduysa oldu (orası pek karanlık!) ve Time 2001 Nisan sayısında kapağına kızgın tavada yumurta fotoğrafı koydu ve üzerine "Global Isınma" yazdı.
Sonrasını biliyoruz.

***

Nasıl bir dijital iletişim dünyasında yaşıyoruz?
Bir telegram kanalında Ukrayna'daki biyolojik savaş laboratuvarlarından söz ediliyor.
Hemen altına aynı karakterde yazılarla şu reklam ekleniyor: "Sağlık, güzellik, iyi alışkanlıklar ve son trendler için Wellness kanalımızı ziyaret edin."

***

Geçmişteki eylül yazılarıma baktım. Birinde şöyle demişim: "Bedeni coşkuya, ruhu tembelliğe sürükleyen ayların ardından eylül yavaşça gelip içimize yerleşir. Artık hayatın ölüm, ölümün hayat karşısında saygıyla eğilme vakti yaklaşmıştır. Hazırlanmak gerekir."

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar