Hukuk herkese lazım, tamam! Ya adalet? Adalet yoksa, dünya var, düzen var ama gerçekten o dünyada bir yerimiz, yurdumuz var mı?.. Geçen hafta birden bir video sosyal medyaya sürüldü, biliyorsunuz. Ataşehir halinde kasa kasa kabak sebzesini çöp kamyonuna döken bir garibanın görüntüleri... Ortalık birbirine girdi. Pahalılığın suçlusu bulunmuş gibi yapıldı... Derken haber geldi: İki ton kabak çürükmüş, o yüzden atılmış... Olayın olduğu işyeri sahibine para cezası kesilmiş, kabakları kamyona döken "yabancı uyruklu kişi" (öyle deniyor resmi dilde) de sınır dışı edilmiş. (Ekmeğinin peşindeki bu garibanın suçu olmadığını çocuklar bile bilip anlar değil mi?) O günden beri bu haber doğru olmasın istiyorum ama istemekle olmuyor.
***
Adaletin bir parçası hukuktur. Ama tümü değil. Biz adalet isteriz. Düzen hukuk verir. Yetmez, yetemez!
***
Bizim iç gündemimizin değişmez patırtısı kamuoyunun dünyadaki gelişmelere dikkat etmesini önlüyor. Yıllar geçiyor ama biz hep aynı konuları tartışıyoruz. Haber ve bilgi talebimiz de tabiri caizse, demode... Oysa Microsoft Başkanı Bradford Lee Smith diyor ki: "Sürekli Orwell'in 1984 romanı konuşuluyor, bu uzak bir gelecek değil ki, insanların yapay zekâya karşı korunması için önlem alınmazsa, 2024'te Orwell'in anlattıkları gerçek olacak!" Dikkatinizi çekerim... 2024 diyor Smith, üç yıl sonrası...
***
Bizler, "Kılıçdaroğlu yine ne dedi?" meselesiyle ilgilenirken, manşetler bunlarla doluyken dünya siyaset terminolojisine yeni deyimler ekleniyor: "Demokrasiler ile totaliter rejimler arasında yapay zekâ rekabeti."
***
İstanbul sınırları içinde son deniz seferim... Ağva halk plajında şezlong kiraladım, şemsiyeyi açtırdım, limonlu bir soda söyledim. Esmer bir genç, özenli bir kibarlıkla yardımcı oldu. Sodamı buzlu bardakta isteyip istemediğimi sordu. Daha önceki gelişlerimde rastladığım görevli gençlerin kabalıklarını hatırlayınca durdum. Pek yapmadığım bir şeyi yapıp sordum: "Nerelisin?" Ürktü. Serin bir rüzgâr esti sanki. Gülümsedim. Gencin ağzından çıkan sözü zorlukla duydum: "Afganistan abi!" Sustum. Uzun bir süre sustum.
***
Geçen gün Kanlıca'da fark ettim. İstanbul renklerini kaybetti. Her şey bana siyah-beyaz bir film gibi geliyor. Hayırlısı!
Yorum Yazın