Bizim "intelligentsiya" Erman Toroğlu'nu küçümser ve sevmez, çünkü Erman Hoca Türkçe konuşur.
Direk gibi dosdoğru adamdır, ben severim.
Kitabı çıkmış, "Oynadım, Oynattım, Oynatalım"... Turkuvaz Yayınları... Hemen getirttim, okumaya başladım. (Parayla aldım.)
Daha ilk sayfalarda esaslı bir tokat...
Talat Aydemir'in ikinci darbe girişimini anlatıyor. 20 Mayıs 1963... Erman on beş yaşında. Bendeniz on bir.
Aydemir'in kandırıp kışkırttığı Harbiye öğrencilerinin bir kısmı teslim olmuş, bir kısmı çarpışmaya devam ediyor...
İnönü radyodan "Teslim olmazsanız Eskişehir'den jetleri kaldıracağım" diyor.
Nitekim kaldırmış. Jetler alçaktan uçup Akay Yokuşu'ndaki bütün evlerin camlarını kırmışlar.
Bunun ne olduğunu bilmeniz için 15 Temmuz 2016 gecesini hatırlamanız yeterli.
Erman Hoca diyor ki: "Meclis ile İçişleri Bakanlığı arasında kalan bölgede, yerlerde çok sayıda ceset vardı!"
Bunu bilmiyorduk.
Üzerleri gazete kâğıdıyla örtülüymüş.
O kadar çokmuş ki, "Üzerlerine basmamak için büyük bir dikkatle yürüyordum" diyor...
"Bu kanlı olaya şahit olmuştum ama garibime giden, daha sonra bu yerlerdeki ölülerden hiçbir şekilde bahsedilmemesiydi."
Ne haberlerde çıkmış ne de daha sonra herhangi bir kaynakta.
Hadi kim yalanlayacaksa buyursun yalanlasın bakalım.
***
Bize böyle öğretilmemişti.
Bu girişimin "kansız" olduğunu sanıyorduk.
O gece çok sayıda ölü olduğunu hiç duymadık, hiçbir yerde okumadık.
Erman'ın gördüğü cesetlerin "hangi taraftan" olduğunu da bilmiyoruz.
"Hükümet kuvvetleri" mi, Harp Okulu öğrencileri mi?
Bu gerçekler niçin saklanıyor?
Bilinmesinin kime ne zararı vardır?
Kıbrıs Harekâtı'nda kendi gemimizi batırdığımızı da rahmetli Mehmet Ali Birand yazmasaydı öğrenemeyecektik...
Bu ne biçim ülkedir be?
***
Türkiye'nin saklı gerçeklerini sıralamaya kalksak gazete sayfaları yetmeyecektir.
Başımı derde sokmaktan da yorulmuş bulunuyorum artık.
Küçük bir örnek verip geçeyim:
Ali Rıza Bey'in fotoğrafı vardır ya, Atatürk'ün babasının... Herkes tanır...
O adam Ali Rıza Bey değildir!
Atatürk bakmış bakmış da "Bu bizim peder değil" deyivermiş.
1876 Anayasası kutlamalarına katılan birliklerden birinin fotoğrafından bulmuşlar. Yağız, yakışıklı bir adam. Yakıştırmışlar.
Kazmaların yeni küfürlerini bekliyorum.
Yorum Yazın