14. yüzyıl Arap sosyoloğu İbni Haldun, "Ulusların kaderini coğrafya belirler" der. Bu yargıya Socrates'ten başlayıp bütün eski düşünürlerden yararlanarak varmıştır.
Hafta sonunda bir polisin aracının altına patlayıcı konulduğu zaman gözler hemen Fetullah Gülen'e döndü. Sanki bu bölgenin coğrafyası, Fetullah Gülen isimli haini bize kader olarak getiriyordu.
Farkındaysanız bitmeyen bir şekilde poliste, adliyede, güvenlikte, istihbaratta, orduda sürekli Fetullahçılar tutuklanıyor.
Acaba İbni Haldun sağ olsaydı FETÖ liderinin bu coğrafyadaki yerini ne şekilde tanımlardı?
BELADAN KURTULACAĞIZ
Oysa gerçekte bu coğrafya Fetullah Gülen'e değil Mustafa Kemal'e giden yolları aydınlatıyor.
Bir gün Humeyni gibi gökten inip Amerikan dürtüsüyle Türkiye'de teokratik bir devlet kurmak bu coğrafyaya uygun değildir.
Biz Türklerin uzak ve yakın tarihine baktığımız zaman yobazca tutumların devletlerin yönünü belirlediğini hiç görmeyiz.
En muhafazakâr padişahlar bile müzisyendir. Dünyada modernite adına ne varsa hepsi Osmanlı'dan başlayarak Anadolu'ya getirilmiştir.
Yani bir anlamda coğrafya bizim değil ama o Fetullah'ı içine alan Amerika'nın kaderi olmuştur. Bu beladan kurtulmak konusunda kararlıyız.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hiç taviz vermeden Fetullahçılarla mücadelesi de bu coğrafyanın kaderidir.
YOK EDİLECEKLER
Civar ülkelerdeki kadersizlikleri görüyoruz. Örneğin, Afganistan'daki Taliban ya da İran'daki Humeyniciler bunlara çok iyi örnektir.
Yaşadıkları coğrafyayı buralardaki insanlara cehennem haline çevirmişlerdir.
Biz, Türkiye Cumhuriyeti olarak kaderimizin coğrafyadan kaynaklandığına inanıyoruz. Ama bizim coğrafyamız özgürlüğe, uygarlığa ve dünyaya açık bir coğrafyadır.
Bombalarla, suikastlarla bu coğrafyanın kaderini değiştirmeye kalkışan FETÖ'cüler mutlaka yok edileceklerdir.
Yorum Yazın