Geçen hafta atv Hafta Sonu Kahvaltı Haberleri'nin sunucusu değerli dostum İbrahim Sadri'nin bir paylaşımını köşeme taşımıştım. Bir caminin girişine asılı tabela şöyleydi: "Cemaatin dikkatine: Bu camide çocukların dokunulmazlığı vardır. Çocukların hafızasına kötü iz bırakacak şekilde müdahale edecekseniz, lütfen namazlarınızı evinizde kılınız. Camide namaz kılarken gülüşen, koşturan çocuk sesleri yoksa gelecek nesiller adına korkun."
Yazı büyük ilgi gördü. Köşemizin devamlı okurlarından, değerli meslektaşım Mevlüt Aydın da hem kendi anılarıyla yazıya destek vermiş hem de takdir duygularını iletmiş:
"Yüksel kardeşim, ben Erzurum'un bir dağ köyünde 80 sene önce dünyaya gözlerimi açmışım. O yıllarda malum, Ela ablamızın oyuncakları gibi oyuncaklarımız olmadığı gibi, TV ve radyo da yoktu. 5-6 yaşlarında babalarımızla Teravih namazlarına gitmekten çok mutlu olurduk. Rahmetli babam da beni Teravih namazlarına götürürdü. Malum, çocuk her yerde çocuktur. Büyüklerimiz namazlarını kılarken, bizler de oynardık. Namaz kılanların sırtlarına atlar, namazlarını bozmayı oyun zannederdik. Hatta evden iğne getirenler olurdu ve namaz kılanlara batırırdık. Babam yaramazlık yaptığımız için artık beni camiye götürmeyeceğini söyleyince, 100 yaşın çok üzerindeki rahmetli ninem Hidayet Hanım babama kızarak, 'Çocukları camiye götürün. İsterse yaramazlık yapsınlar. Zamanla onlar mabetlerin kutsal mekanlar olduğunu anlarlar. Aksi taktirde kutsal mekanların kutsallığını anlayamazlar' diye ikaz etmişti.
Köşene taşıdığın İbrahim Sadri'nin bu güzel paylaşımı eminim benim gibi çok kişiyi eskilere götürmüştür. İkinize de sonsuz teşekkür ediyorum. İyi ki 45 yılımı verdiğim mesleğimin sizin gibi değerleri hâlâ var. Selamlar..."
Zehirleniyoruz!..
Okurumuz Aydın Kaboğlu, geçen hafta kaleme aldığım ve bir ay içinde 6, bir yıl içinde 29 kadının kuşkulu şekilde yüksekten düşmesini analiz eden yazıma atfen, kendi görüşünü dile getirmiş:
"Yüksel Bey düşen kadınlarla ilgili yazınızı okudum. Bu kadınların bazıları evli, bazıları çok taze, bazıları maceracı! 17 yaşında bir kızın, tanıştığı kişi ile hemen evine gitmesi ne demek? Torunlarım var, ödüm kopuyor. Aileler, çocuklardan çok kopuk. Bunun en büyük sebebi de zengin olduğunu bildiği biri ile olması. Bilhassa bazı ihtiraslı cahil anneler böyle bir tercih kullanıyor. Sonuçta iyi ve şefkatle yetiştirilmemiş bir nesilden bahsediyoruz. Tabii TV kanalları ve gazete magazin eklerinin de bunda rolü var. Mesela şu 'Aşk yaşıyor' tanımlaması... Başka gün başka biri ile aşk yaşamak... A- Kişinin şöhretinden, parasından dolayı. B- Evde bulamadığı ilgiyi kart bir zamparada bulma sevdası. Burada medyanın negatif rolü de önemli. Yani size düşen görevler de var. Selamlar..."
Bir gariplik yok mu?
Köşemizin en eski okurlarından, mizah yüklü satırları ile Yakından Kumanda'ya renk katan sevgili dostum Hakan Eracun bu kez de bir reklama takılmış:
"Bir kripto para reklamında Haluk Levent stüdyoda ünlü İtalyan futbolcu Balotelli ile karşılaşınca başlıyor seri bir şekilde İtalyanca konuşmaya... Balotelli bu konuşmadan sadece firmanın adını anlıyor. Diğer dediklerini anlamıyor ve gülüşüyorlar.
Kafama takılanlar; ayaküstü o stüdyoda işleri ne? Balotelli bile bu İtalyancayı anlamıyorsa Haluk Levent bu kadar kötü İtalyanca ile neden konuşuyor? Sonunda anlaşılmadığını anlayınca neden üzülmüyor da kahkaha atıyor? Ya da Balotelli'yi görünce neden durduk yere firma isminden bahsediyor? Yoksa her önüne gelene bu firmanın ismini söylemek zorunda mı bırakılmış? Bu nasıl bir kurgu, nasıl bir metin? Koskoca firma; Haluk Levent'i, Balotelli'yi bağlamış ama sonuçta önüne gelen bu filmi nasıl kabul etmiş?"
Gaf kürsüsü
Okurumuz Mehmet Benli'nin tespiti: Yalnız Kurt dizisinde Esra'nın mezarı açıldığında cenazenin sol yanına yatırılarak defnedildiğini gördük. Bizim bildiğimiz Müslüman cenazesi sağ yanına yatırılarak defnedilir.
Ne demiş?
Gülüş estetiği operasyonu haberi için sokaktaki vatandaşa mikrofon tutan atv muhabiri, bir ağabeyimize sordu: "Dişlerinizi ve gülüşünüzü görebilir miyim?" Vatandaş mahcuptu: "Dişlerimi gösterirsem, bütün Türkiye güler."
Zap'tiye
Metaverse, paralel evren... Sonunda merdiven altında dünyanın da sahtesini yaptılar!
Yorum Yazın