Ahmet Yenilmez

Ahmet Yenilmez

Mail: shjbjdsk@hotmail.com

Clubhouse‘da var mısınız?

Bir zamanlar, bir araya gelemeyenler, alışkanlıklarını sosyal paylaşım sitelerinde devam ettiriyorlardı.

Mesela, kahvehanelerde okey masasında ya da tavlada yıllardır yenişemeyenler, hatta kumarbazlar bile hesaplaşmalarını, cep telefonlarından ya da bilgisayarlarından oyun sitelerinde devam ettiriyorlardı!

Ne yalan söyliyeyim, uzun turne yolculuklarında benim de tavla oynamışlığım olmuştur.

Siz bu uygulamalarda oyun performansınıza göre para kazanırdınız, lakin bu paralar öyle cebinize koyup harcamalık cinsinden değil, şimdinin adıyla sanal paraydı.

Dahası bazı oyunlarda, kredi kartınızı verip, gerçek parayla bu paralardan bir miktar almadan oyuna devam edemezdiniz.

Bugünlerde anladık ki, bize şimdinin sanal paralarına alışalım da bugünlerde zorluk çekmeyelim diye, antrenman yaptırmışlar!

Etrafımda kim varsa, elinde telefon, kimi Bitcoin kimi bilmem ne coin alıp satıyor!

En sonunda iki gencin alışverişine şahit oldum, neredeyse küçük dilimi yutacaktım!

Biri diğerine, 2 Bitcoin'e arabasını satmaz mı, şaşırdım kaldım, az kalsın, "Sen ne yapıyorsun, arabanı ne olduğu belli olmayan bir parayla mı satacaksın" diyecektim sustum! Zira, arabasını satan gayet mutluydu!

Sana ne oluyor, demeyin..!

Ne bileyim, çocukcağız dizi setlerinde gece demeden gündüz demeden çalışıp, araba sahibi oldu, emeğine yazık olacak diye, üzüldüm!

Öbürü arabaya atladı gitti, yanına yaklaştım, merakla, "Kaça verdin arabayı" dedim, ama o gayet sakin,

Elindeki telefonla bir şeylerle uğraştıktan sonra, "Hocam 1 Bitcoin'e " dedi!

İçimden altın olsa eninde sonunda 1 olan şey nasıl olur da..?

İşte, orada kalakaldım, çünkü bende ötesini düşünecek hiçbir bilgi falan yoktu!

Ben şaşkınlığın zirvesindeyken telefonum çaldı, telefondaki ses, "Hoca, sen Clubhouse 'da varmısın" deyince, şaşkınlığın zirvesinden tepetaklak yuvarlandım!

"O dediğin nedir bilmiyorum, ama bildiğim şu, ben şu anda tiyatrodayım ve sanal kütüphanede kitap okuyorum" diyebildim!

Telefondaki dostum, "Hoca tam senlik, hemen çocuklara söyle, sana Clubhouse indirsinler" dedi ve telefonu kapattı!

Küçük oğlumu çağırdım, " Clubhouse da ne ki" deyince, telefonumu aldı, bir şeyler yaptı önüme koydu, "Tamam" dedi ve başladı anlatmaya!

Sizin anlayacağınız, ben de artık Clubhouse'lu oldum!

Aman Allah'ım, bir de baktım herkes orada!

Sanki, iş çıkışı Cafe alışkanlığı olanın cafeye, akşamcıların meyhaneye ya da eve gitmeden Mahalle Kahvesi'ne uğraması gibi herkes, ahbaplarıyla muhabbette!

Bildiğiniz, sanki Marmara Kıraathanesi, Deniz Çay Ocağı ya da Galata Meyhanesi muhabbeti!

Şu üç günlük tecrübemle derim ki, agalar, ha bu Clubhouse'un önünde ne lider kalır da ne de hükümetler!

Dijital dünyada, her alanda olduğu gibi, bu Clubhouse 'un benzerleri de pıtrak gibi çoğalacak! İşin bir başka acı tarafı da var ki, Facebook'ta da Twitter'da da olduğu gibi, bizim kendimize ait bir Clubhouse' umuz da yok!

Sizin anlayacağınız, biz yine bir başkasının Kulüp Evindeyiz!

Twitter'da ya da Facebook'ta olduğu gibi, an gelip de "Çık dışarı" derlerse, ne olur bilemem? Dışarıda hava, insanın kanını donduracak derecede..!

Tamam, önümüz bahar, ama bir de bunun yakıcı yaz günleri var!

Demem o ki, bize acilen bizim tarafımızdan, bize göre bir Kulüp Evi şart!

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar