Son dönemde iyice dikkati çekiyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, üst akıl işi olduğu izlenimi veren bir üslup tutturmuş görünüyor.
Örneğin...
Kanal İstanbul bahanesiyle önce müteahhitleri tehdit ediyor, sonra yabancı kreditörlere gözdağı veriyor.
Veya...
"Sizi çok çetin müzakereler bekliyor. Yok öyle!" diye büyük büyük laflar ediyor.
Denilebilir ki...
"Ne var bunda?"
Şunlar var:
Birincisi, AK Parti'yi ve icraatlarını sistematik biçimde töhmet altında bırakıyor. İçeride ve dışarıda şüphe uyandırmaya oynuyor.
İkincisi, bir tür algı yönetiyor. Sanki yakında seçim olacakmış, CHP ve dostları iktidara gelecekmiş gibi siyasi bilinçaltına "ya tutarsa" misali fikri tohumlar ekmeyi deniyor.
Ve nihayet...
Ciddiye alınmasa, kendince mesafe kat ediyor.
Ciddiye alınsa, politik kurgusunun haklılık kazandığı hissine kapılıyor.
Hep söylediğim gibi...
Muhalefet, hedef odaklı şekilde AK Parti'nin en güçlü olduğu alana yani hizmet siyasetine yükleniyor. Ve yapılan her işi ya küçümsüyor ya kötülüyor ya da usulsüzlük varmış kanaati yaratarak geniş toplum kesimlerini manipüle etmeye uğraşıyor.
O halde...
Hesabı kitabı açık açık ortaya koymakta, proje tercihlerini, gerekçelerini, artısını eksisini izah etmekte, muhalefete takılmadan halka olayın doğrusunu, hatta arka planını anlatmakta fayda var.
***
CUMHUR'DA, MODELİTEYİ GÜNCELLEMEK GEREKİR Mİ?
Cumhur İttifakı hemen her vesile ile ya gündem maddesi ya da yıpratmaya konu oluyor. İttifakın özgün karakteri, an itibariyle siyaset ve devlet okumasında partilerin buluştuğu ortak payda birçok çevrede hazmetme kapasitesi sorunu olarak dışa vuruyor.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, olası gelişmeleri öngördüğü için ittifaka dair bağlılığı -kim ne derse desin-vurgulamaktan geri durmuyor. Bunu ya grup toplantıları ya da resmî açıklamalarıyla yapıyor. Bahçeli, kendi tutumunu pekiştirir, partisinin kimliğini korumayı da gözetirken, çoğu kez "siyasi alana ya da AK Parti'ye ayar veriyor" tarzı eleştirilerden de kurtulamıyor.
Acaba diyorum...
2023'e giderken...
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'la MHP Lideri Devlet Bahçeli arasında, sadece ihtiyaca binaen değil de belli periyotla düzenli zirveler ya da kabuller mi olmalı?
Veya MHP'nin de kabine bileşiminde düşünülmesinin zamanı geldi mi?
Burada esas olan...
İttifakın gerekliliği ve sürdürülme şartlarıyla ilgili kafa yorulması sadece.
Yorum Yazın