Son aylarda sanki bir yerden düğmeye basılmış gibi MHP ve Ülkücü Hareket üzerinde olumsuz bir imaj yaratma çabası çok net göze çarpmaktadır. Elbette eskiden de bunu yapıyorlardı ama şimdi bir sistemli çalışma dikkatlerden kaçmıyor. Bir cinayet, bir tecavüz, bir şiddet olayı oluyor, olaya karışan kişilerin Bozkurt yaparken, bir MHP sembolü önünde hasbelkader çekilmiş fotoğraflarıyla birlikte anında servis ediyorlar. Suça, olaya karışan kişilerin yüzlerce başka fotoğrafı var ama çok bilinçli olarak bu tür fotoğrafları kullanılarak algı yapılıyor. Fakat aynı suça, olaya karışan kişilerin CHP’li belediye başkanlarıyla da fotoğrafı olmasına rağmen haberi servis ederken onları asla kullanmadılar.
Kamuoyunda “Aleyna Çakır” ismiyle bilinen bayanın ölümünden sorumlu tutulan Ümitcan Uygun’un ve babasının CHP’li Çankaya ve Yenimahalle Belediye Başkanlarıyla fotoğrafı var ama yandaş sol medya Ümitcan Uygun’un ve babasının Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin posterleri önündeki ya da yöneticilerle olan fotoğraflarını ısrarla kullandılar. Aydın’da yaşlı bir kadına tecavüz edilip öldürüldü. Genç yaştaki sapığın 2015 yılındaki terörist Demirtaş ve HDP beğenileri görmezden gelindi ama onun Bozkurt işareti yaptığı, elinde üç hilal dövme olan fotoğrafı servis edildi. O fotoğrafı servis eden kişi de hakkında FETÖ soruşturması olan yerel bir gazeteci çıktı.
Yani buna benzer o kadar örnek var ki, inanın yazmaya kalksak sayfalar almaz. Bozkurt yapmak, MHP ve Ülkücü Hareket’in sembolleriyle poz vermek maliyetsiz bir iş… Zaten suça, olaya karışan kişiler MHP’nin yöneticisi değil, kaldı ki bu tür olaylar karşısında MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin hassasiyetini, kararlılığını herkes bilir. Bu tür suça, olaya karışan kim varsa idam edilmesi için imza verilmesi gerekirse ilk imzayı o verir. Duruşu, düşüncesi bu kadar nettir.
Ama yandaş sol medya sürekli “MHP’liler, Ülkücüler hep kriminal tipler” imajı vermeye çalışıyor.
Oysa sol medya şunu çok iyi anlamalı ve bilmeli…
İşbirliği, ittifak yaptıkları, her şeylerine sahip çıktıkları HDP’nin “Önder” dediği teröristbaşı Öcalan bile sorguda sıkışınca “Gençliğimde Ülkü Ocakları üyesiydim” demedi mi?
CHP’yi terör örgütlerinin yaşam bahçesine çeviren, Demirtaş gibi teröristlere sahip çıkan Kemal Kılıçdaroğlu özellikle seçim zamanlarında “Bozkurt” işareti yapmadı mı? Ne diyeceğiz şimdi “teröristbaşı Öcalan ve Kemal Kılıçdaroğlu Ülkücü” mü diyeceğiz?
Bu gibi Devrimci, Komünist olanlar niçin bu kavramları ve sembolleri kullanıyor?
Demek ki çeşitli organları sıkışanlar MHP ve Ülkücü Hareket’in sembollerine sarılıyor. Bence Türkiye’de suçu, suçluyu en çok teşvik eden, onlara moral veren Kemal Kılıçdaroğlu’dur.
Çünkü dünyanın en büyük organize terör örgütü olan PKK’nın öldürme, yaralama, tecavüz, yağmalama, uyuşturucu ve benzeri birçok suçu olduğu halde PKK’nın mensuplarına sürekli sahip çıkmakta ve onları korumak için CHP’nin siyasal tüm gücünü seferber etmektedir.
Siz hiç MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin bir tecavüzcüye, bir sapık katile, bir uyuşturucu tüccarına sahip çıktığını gördünüz mü?
İdeolojisi ne olursa olsun sahip çıkmaz. Onların cezalandırılması için her şeyi yapar. Suç ve terör örgütü PKK’nın himayesinde olan HDP’ye sahip çıkanlar aynısını söylemek mümkün mü?
MHP ve Ülkücü Hareket üzerinde “MHP’liler, Ülkücüler hep kriminal tipler” algısı yapmak isteyenler, geçtiğimiz hafta yaşanan iki olay sonrası süt dökmüş kediye döndüler.
Aydın’da insanlara şiddet uygulayan Fırat Delikanlı isimli bir psikopat sosyal medyada gündem olmuştu. Yine yandaş sol medya, troller, yazarlar “dindar, kindar nesil” diye saldırıya geçmişti ki Fırat Delikanlı Che Guevara dövmesiyle, Ahmet Kaya klipleriyle ortaya çıktı. Onların yaptığı gibi “Bu CHP’liler, bu solcular hep psikopat, hep ruh hastası” mı demeliyiz?
Tam bu olay tartışılırken Ankara’da “Yarasa Kız” adı verilen “Suç İşlemek İçin Örgüt Kurma, Yönetme ve Üye Olma- Yağma Nitelikli Dolandırıcılık ve Fuhuş” içerikli bir operasyon gerçekleştirildi. Operasyon yapılan evin duvarları hep Ahmet Kaya, Yılmaz Güney, Deniz Gezmiş posterleriyle kaplıydı. Ama bizler buradan bir genelleme çıkarıp “Tüm CHP’liler, solcular, devrimciler dolandırıcı, fuhuşçu” demedik. Demeyiz de… Çünkü suçun ideolojisi olmaz. Belki hiçbir sol partiyle organik bir bağları yoktur, sol bir partide yönetici değillerdir. Olsa da geneli bağlayan bir durum olmaz. Ama biz de onlar gibi genelleme yaparak hepsini zan altında mı bırakalım? Sol’un kokuşmuş medya ahlak anlayışı bunu normal görebilir ama bizim ahlakımız buna elvermez.
Sol yandaş medyanın ikiyüzlülüğü bu son iki olayda ortaya çıktı.
Her olayı, her suçluyu genelleme yaparak MHP ve Ülkücü Hareket’e mal eden sol yandaş medya resmen kendi kazdığı çukura düşmüştür. Saplantıları, takıntıları, kinleri, nefretleri, tezgâhları adeta kendi başlarına geçmiştir.
Eğer bir katile, tecavüzcüye, sapığa MHP yönetimi sahip çıkarsa o zaman gerekeni söylesinler. O zaman genelleme yapma hakları doğar. Ama CHP’deki tecavüzlere “CHP içinde taciz, tecavüz oldu mu oldu, tabii ki olacak, cinsiyet eşitliğinin olmadığı bir toplumda yaşıyoruz” şeklindeki bir tarzda tecavüz, taciz olaylarına sahip çıkacak bir MHP’li yönetici bulamazsınız. Çünkü Lider Devlet Bahçeli’nin ilkeli, ölçülü ve ahlaki duruşu MHP’ye her yönüyle hâkimdir.
CHP yönetimi binlerce kişiyi, PKK’lı teröristleri azmettirerek öldürtmüş, yaralatmış terörist Demirtaş’a şeref madalyası takarken hiç kimseye bu tür konularda ahkâm kesemez.
Yandaş-yancı sol medyanın propaganda ve algı tezgahlarına karşı herkes şuurlu ve dikkatli olmalıdır.
Onların meselesi asla ahlaki duruş, suçlunun cezalandırılması değil, ideolojik takıntı ve saplantılarını tatmin etmektir. Son iki olayla birlikte tüm maskeleri düşmüştür.
Yorum Yazın