Ölüm, iyiden iyiye kendini hissettirdikçe unuttuğumuz, hızlı yaşadığımız, hızlı tükettiğimiz ve hızla da tükenmeye doğru gittiğimiz, daha da hızlanabilir miyiz diye, 5G, 6G hızına ayak uydurmaya çalışırken, “Ölüm de var” gerçeği her an kendini hissettirmeye başladı farkında mıyız?
Yavuz Sultan Selim Han arkadaşı Hasan Can’a her sabah kendisine, “Ölüm de var” demesi için bir altın akçe verirmiş!
Rivayet bu ya bir sabah Hasan Can her sabah yaptığı gibi Han’a yaklaşır, Han “Sus Hasan Can” der, Hasan Can şaşırır!
Hasan Can’ın şaşkınlığını gören Yavuz Sultan Selim Han ona, sakalındaki bir tek ak kılı gösterir!
Sakallarımdaki ak kıllar sayılamayacak kadar arttığından mıdır, yoksa uyum sağlanmaya çalışılan 5G 6G hızına ayak uyduracak mecali kendimde hissedemediğimden midir bilmem, ölüm bir başka giriyor dünyama!
Ne yalan söyleyeyim, sanki cesedimiz ortada kalacakmış gibi bir korku da sardı içimi!
Gerçi ne zaman ki, 1991 yalında Almanya Köln Mezarlığı’nda bir mezarın başında duran levhada, “"Mezarların kullanma süresi bitmiştir. 1 Nisan 1995 tarihine kadar mozole ve kabri kaldırabilirsiniz. Belirtilen zamandan sonra mezarlık tamamen kaldırılacak ve düzlenip çimlenecektir. Köln
Belediyesi, kaldırılan malzemelerin muhafazasından sorumlu değildir." Yazısını okuduğum günden bu yana, ölüm ne zaman düşse aklıma, içimde ufak da olsa bir korku belirmiyor değil!
Komşusunun satılığa çıkardığı tarlayı alabilmek ya da bir traktör belki de yavuklusuna kavuşabilmek için başlık parasını denkleştirmeye Almanya’ya giden ve gidişinden kısa bir zaman sonra ölen Coşar Kurban’ın mezarının başında okumuştum!
Hemen az ötesinde de merhum Necmettin Erbakan’ın kardeşi Akgün Erbakan’ın mezarı...
Hülasa, “Coşar Kurban’ın dirisine bile tahammülü olamayan Avrupa, mezarı bile çok gördü” diyerek o gün bugündür, merhum Mehmet Akif Ersoy ‘un duasındaki gibi, “Allah’ım canımı vatan toprağında al” duamı etmeye başlamışımdır !
Lakin, dün sabah ajanslara düşen bir haberle, artık son nefesi vatan toprağında vermenin de yetmeyeceğini öğrendim!
“ Her yıl ortalama 70 bin kişinin hayatını kaybettiği İstanbul'da mezar yeri bulmak da zorlaştı. Yeşilçam'ın ünlü simalarının aralarında bulunduğu, Türkiye'nin bir çok ünlü isminin de defnedildiği Karacaahmet, Zincirlikuyu, Aşiyan, Edirnekapı'daki mezar yerleri ise neredeyse yüzde 100 doluluğa yaklaştı. Hal böyle olunca fırsatçılar da harekete geçti. Kişiler, yıllar önce aldıkları ya da akrabalarından miras kalan yerleri fahiş fiyatlarla internet üzerinden satışa çıkardı. İlanlarda 2 milyon liraya mezar yeri satan bile var. Zincirlikuyu Mezarlığı'nda 17 metrekarelik alanının bulunduğunu belirten bir kişi, burayı 2 milyon liraya satışa çıkarmış durumda”
Hadi bakalım, ölün ölebilirseniz!
İstediğimiz gibi hür nefes alamamak derken, ölmek bile dert oldu bizlere!
Kirlene kirlene geldiğimiz bu noktada, artık kirimiz diğer canlılara, yılanlara, çiyanlara bulaşmasın diye, kireçlenerek gömülürken, artık gömülecek toprak da bulamayacağız!
O bu değil de cesedimizi, kurtlar kuşlar bile yemeyecekler!
Dahasını demeye dilim varmıyor..!
Yorum Yazın