Başlık bir bilmece gibi gelebilir. Çünkü değil kelimesi hariç diğerleri Arapça ve Fransızcadır. Başlıktaki anahtar kelime ise afazi kelimesidir.
Afazi Fransızca bir kelime olup TDK sözlüğünde söz yitimi olarak karşılık bulmuştur. Afazi, genellikle bir inme ya da kafa travması sonucunda aniden ortaya çıkan ve beynin dilden sorumlu alanlarının hasarlanmasından kaynaklanan bir dil bozukluğudur. Afazi durumunda sözcükleri kullanma ya da konuşmayı anlama yeteneği bozulur. Dolayısıyla kişi bir şeyi anlatma ve anlamada başarısız olur.
Alev Alatlı bir tıp kavramı olan afaziyi sosyal bilime taşımıştır. Alatlı, kendi ürettiği celbedilmiş afazi kavramıyla gerek kelimelerdeki anlam bulanıklığı gerekse nesne ve olgu isimlerinin sürekli değişmesi sonucunda dilde kaotik durum oluştuğunu dolayısıyla artık anlatma ve anlama melekelerimizi yitirdiğimizi ifade etmektedir. Toplumumuzda aynı kelimeye aynı anlam verilmediğini bu nedenle konuşmalarımızdan bir anlaşma çıkmadığını vurgulamaktadır.
Alatlı, afazi kavramıyla toplumdaki olguyu eşleştirerek celbedilmiş afazi kavramını üretmiş ise de bu kavram kastedilen toplumsal olguyu tam ifade etmekten uzaktır. Celbetmek Arapça bir kelimedir, Türkçe karşılığı kendine çekmektir. Afaziyi kendine çekmek tabiri ile açıklanan metin karşılaştırıldığında maksatla söz birbirini tam karşılamamaktadır.
Ben, hukuktan aldığım bir kavramla afaziyi birleştirerek taammüden afazi kavramını oluşturdum ve bunun günümüze daha çok uygun olduğunu düşündüm.
İletişim ve bilgi çağında artık bir kelimenin yanlış anlaşılması veya anlam bulanıklığı nedeniyle kişilerin birbirini anlamaması söz konusu olamaz. Çünkü anında kavramlarla ilgili bilgiye ulaşabiliyoruz. Ben anlaşılmazlıkların artık ahlakın (etikin) bozulması ve iyi niyetin ortadan kalkması sonucu planlanarak, tasarlanarak kasıtla yapıldığını yani eski hukuk tabiriyle taammüden yapıldığını düşünüyorum.
Taammüden afaziyi en çok siyasi sahada görüyoruz. Diyelim ki bir soru soruluyor. Soru gayet açık. Hiçbir kavram bulanıklığı ve soruda da hiçbir kapalılık bulunmuyor. Ama karşı taraf gayet açık olan soruya başka bir anlam yükleyerek hiç cevap olmayacak başka bir karşılık veriyor. Yani bir afazi var ama bu afazi taammüden afazidir. Şöyle örneklendirelim. Gerçekten uyuyan bir kişiyi ile rol yaparak uyuyan bir kişiyi düşünelim. Gerçek uyuyan bir kişiyi uyandırmak isterseniz, biraz ses yükselterek hemen uyandırabilirsiniz. Ama uyumayıp da rol yapan kişiye seslendiğiniz zaman uyanmadığı gibi horultusunu da artırır, başında davul çalsanız bile uyandıramazsınız. Taammüden afazi içinde olanlar işlerine gelmediği için yanlış anlamayı ve öyle karşılık vermeyi bir hayat tarzı haline getirmişlerdir.
Tıp alanındaki afazi bazen kendiliğinden geçer. Bazı durumlarda ise afazi tedavi edilir. Bir kısım afaziler “konuşma terapisi” ile tedavi edilmektedir. Taammüden afazilerin tedavileri ise pek mümkün görünmemektedir. Çünkü bu hastalıkla malul kişilerin ahlakları diğer bir deyimle karakterleri bozulmuştur. Bunun geriye dönüşü neredeyse imkansızdır.
Her gün televizyonda taammüden afaziler sonucu saçmalıkları izliyoruz. Belki siyasette topyekûn yeniden bir ahlak devrimi yapılırsa taammüden afazilerden de kurtulmuş olabiliriz.
Yorum Yazın