1) Bana göre dün hepimizin sağlığını ilgilendiren bir devrim oldu...
Pandemi boyunca hepimiz adım saydık...
Rekor işinsanı Cavit Çağlar’daydı.
Günde 25 bin adım.
*
Posta gazetesinin eski genel yayın yönetmeni Rıfat Ababay...
Her gün 15 bin adım ata ata bitirdi kendini, o aslan gibi adam kuşa döndü, sadece bir tutam bıyık kaldı yüzünde...
Çetenin elebaşısı ve azmettiricisi tabii ki Hürriyet’in başyazarı Osman Müftüoğlu’ydu...
Her gün iWatch’unun, üzerinde 17 bin adım yazan ekranını yüzlerce insana postaladı...
12 bin adım yürüyenlerimiz bile komplekse kapıldı, ötekileri geçeceğim diye bastı gaza...
Günde en az 10 bin adım atmayan bizden değildir sloganı hepimizin ruh duvarlarına devasa bir billboard olarak asıldı.
Sonunda “eski Türkiye”nin koskoca bir “60 plus” nesli yola koyuldu...
Hepimiz, Amerika’yı bir baştan ötekine durmadan yürüyen Forrest Gump’a döndük...
Zaten darmadağın olmuş eski Türkiye veteranları, yollarda telef olup gitti.
*
Bense durmadan “Osman Hocam, bu 10 bin adım fazla, şunu 7 bin 500’e indir” dedim.
Heyhat ben öyle dedikçe Osman Hoca, tersinden gaza geldi, 15, 17, 20 bin derken, bir gün Cavit Çağlar 25 bin diyerek noktayı koydu.
*
Ve geldik düne...
Dünyanın en ciddi gazetesi New York Times dün, Osmanhocagillerin 10 bin adım balonuna iğneyi sokuverdi...
Ve o balon büyük gümbürtüyle patladı...
2) MEĞER O 10 BİN ADIM JAPON BİR SAATÇİNİN UYDURMASIYMIŞ
EVET...
Bu 10 bin adım efsanesi, bundan 60 yıl önce bir
Japon’un uydurduğu balonmuş...
Saat üreten bir Japon, 1964 Olimpiyatları’ndan sonra çıkardığı bir saate bir adım ölçer koymuş. Marka fotoğrafı olarak da Japonca’da okunduğunda10 bin rakamı gibi görünen bir sporcu deseni koymuş.
İşte o günden sonra bu 10 bin adım efsanesi yerleşmiş.
Şimdi gerçek araştırmaları ve şu bilgileri vereceğim ve hepinizi rahatlatacağım.
Bir kadın günde kaç adım atmalı...
Bir erkek günde kaç adım atmalı...
Buyurun artık efsane ve balonlar değil, bilim konuşuyor...
3) BİR KADINDA ERKEN KALP KRİZİ RİSKİ KAÇ ADIMDA AZALIYOR
New York Times’a konuşan Harvard Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Min Lee 2019 yılında 70’li yaşlardaki 5 bin kadın üzerinde yapılan bir araştırmanın şunu ortaya koyduğunu söylüyor:
Günde 4 bin 400 adım atan bir kadının erken bir kalp krizi riski, günde 2 bin 700 adım atan bir kadına göre yüzde 40 daha az.
Günde 5 bin adım atan kadında bu risk daha da düşüyor, ama 7 bin 500 adımdan sonra artık sabit kalıyor.
4) BİR ERKEKTE ERKEN KALP KRİZİ RİSKİ KAÇ ADIMDA AZALIYOR
ERKEKLERE gelince...
Orta yaşta 5 bin erkekte yapılan araştırma şunu ortaya koymuş:
Günde 8 bin adım atan bir erkeğin erken kalp krizi geçirme riski, günde 4 bin adım atan erkeğe göre yüzde 50 daha az.
Bunun ötesinde attığımız adımlar kalp riskinde öyle anlamlı bir düşüşe yol açmıyor...
Yani 25 bin adım atan Cavit Çağlar, 17 bin adım atan Rıfat Ababay, 15 bin adım atan Osman Müftüoğlu ve zaman zaman ben bütün pandemi boyunca boşu boşuna telef etmişiz kendimizi...
Şimdi gelelim bu meselenin psikolojik yanına...
5) HOCAYI OKUYANLARIN YÜZDE KAÇI 10 BİN ADIMI UYGULUYOR
BEN başından beri 10 bin adımın ulaşılması zor bir hedef olduğunu söylüyorum.
Çalışan bir insanın bu kadar yürümesi mümkün değil.
Ama bunu hedef olarak koyduğunuz zaman, ulaşılamayan hedef insanda stres yaratıyor.
Hele benimki gibi hırslı arkadaşlarınız varsa iyice
gıcık oluyorsunuz.
Meğer kendi pratiğimden çıkarak söylediğim bu sözlerin aslında bilimsel bir nedeni de varmış.
2005 yılında Belçika’da yapılan ünlü bir “Gantt Çalışması” var...
Küçük bir yerel bölgede 650 erkek ve kadın günde 10 bin adım atmak üzere kuvvetli biçimde motive edilmiş.
Ancak araştırma süresi sonunda şu görülmüş.
Bu 650 erkek ve kadının sadece yüzde 8’i bu hedefi tutturabilmiş.
6) STRESE GİRMEK İSTEMEYEN BİR İNSAN İÇİN MAKUL YÜRÜME PROGRAMI
PEKİ makul olan süre veya adım nedir?
Bir kere adım sayma yerine başka bir formüle geçin.
Bugün Amerika Birleşik Devletleri ve birçok başka ülkenin sağlık protokolünde haftada 150 dakika yürümenin sağlık için yeterli olduğu belirtiliyor.
Belki daha doğrusu günde yarım saat...
7) ADIM SAYMAYI DAHA DİSİPLİNLİ GÖRENLER İÇİN MAKUL FORMÜL
PEKİ adım saymayı daha disiplinli görüyorsanız ne olacak?
Onun için de bir formül var.
Haftada 16 bin adım...
Benim formülüm ise şu:
Günde 5 km yürüyorum.
Bu da 5 bin 500-6 bin adım yapıyor.
Buna ev içinde, çeşitli günlük faaliyetlerimde yaptığım 2 bin adımı eklerseniz, işte 7 bin-7 bin 500 adım çıkıyor.
8) HOCAM GEL KURTARALIM ŞU SAÇ BAŞ DAĞILMIŞ İKİ ARKADAŞI
OSMAN Hocam...
Zorlama artık bizi...
Bak Cavit ve Rıfat garibim Forrest Gump’a döndü...
Biri evinin içinde öteki İstanbul sokaklarında, sabahın 05.00’inden gecenin yarısına kadar saç baş dağılmış yürüyorlar ve kendi kendilerine konuşuyorlar.
Gelin şu 7 bin 500 adıma...
Kurtaralım şu arkadaşları...
YAŞ ORTALAMASI 77 OLAN KIRIŞ KIRIŞ BU 4 ADAM GÜNDE KAÇ ADIM ATIYOR
THE Rolling Stones grubu dün streaming platformlara, “Miss You” adlı şarkılarının canlı performans bir kaydını koydu.
Kapak olarak da bu fotoğrafı koymuşlar...
Çok estetik ve güzel bir kare bu...
*
Mick Jagger ve Keith Richards 77 yaşında...
Charlie Watts 80 yaşında.
Grubun en küçüğü Ronnie Wood 74 yaşında...
Yani grubun yaş ortalaması 77...
*
Gençliklerinde her tür musibeti kullanmışlar.
Öyle sağlıklarına pek dikkat ettikleri havası yok.
Yüzlerindeki kırışıklıklara bakarsanız, estetik varsa bile pek izi kalmamış....
Ama hâlâ müthiş bir sahne performansları var.
Mick Jagger kalp ameliyatı geçirdikten 2 ay sonra yine sahnedeydi.
Merak ediyorum...
Bu adamlar konser dışında günde kaç adım atıyorlardır...
ARKA PENCERE
ŞARKIDA ‘ŞARAP’ KELİMESİ OLMAYINCA EKSİK KALIYOR
DÜN streaming platformlarına Sufle ile Teoman’ın birlikte söyledikleri “Nasıl Güzel” adlı şarkıyı koydular.
Şarkı bir zamanlar Nancy Sinatra ile Lee Hazlewood’un söylediği “Summer Wine” adlı şarkının Türkçe düzenlemesi.
Hemen söyleyeyim, orijinali kadar, hatta ondan bile güzel olmuş.
Teoman’ın bundan önce Kalben’le yaptığı “Robot Kozmonot” benim gibi ikisine de hayran bir insan için tam bir düş kırıklığıydı.
Bunu çok sevdim...
Tabii şöyle bir sorunum var.
Bu şarkının orijinal adının Türkçesi “Yaz Şarabı”...
Ona öyle alışmışız ki, aynı şarkının içinde şarap kelimesi olmayınca eksik geliyor.
BİR KADIN CARAVAGGİO TABLOSUNDAN ESİNLENİP KOCASININ BAŞINI KESER Mİ
ÖNCEKİ gecemin konusu, streaming platformlardaki bir gerçek cinayet belgeseliydi...
Adı “Elize Matsunaga: Once Upon a Crime...”
Brezilya’da zengin işinsanı kocasını öldürüp parçalara bölen bir kadının belgeseli.
Kadın eski bir eskort...
Kocası ile tanıştıktan sonra İtalya’ya gittiğinde Caravaggio’nun tablolarından çok etkileniyor ve bir Caravaggio hayranı haline geliyor.
Onu en çok etkileyen eseri ise “Judith Holofernes’in Başını Keserken” adlı tablosu...
İlk gördüğünde kendi kendine “Bir kadın nasıl böyle bir şey yapabilir” diye soruyor...
Yıllar sonra kocasının kafasını keserken gözünün önünde hep bu tablo oluyor...
Bir insan bir tablodan nasıl böyle etkilenebilir?
Ama Caravaggio’nun bu tablosunun hikâyesini ve ayrıntılarını okuyunca ilginç bir psikolojik tablo çıkıyor karşınıza...
Caravaggio’nun gücü ve etkisi de burada zaten...
Benim gözümde İtalyan sanatının en büyüğü...
Yorum Yazın