Tatil için Ege'ye gidişte Yavuz Sultan Selim ve Osman Gazi Köprüleri ile İstanbul-İzmir ve İzmir- Aydın otobanlarını kullanarak 5 buçuk saatte Didim'e vardım. Dönüşte ise Atınoluk, 1915 Çanakkale Köprüsü ve Karadeniz Otoyolu üzerinden 4 saatte İstanbul'daki evime geldim.
hareketli mesleği yüzünden çocuk yaşta ailemle birlikte uzun yol yapmaya alışkındım. Ama o yıllarda bırakın Ege'ye Akdeniz'e gitmeyi, İstanbul'dan Ankara'ya zamanında ve sağ salim varmak bile meseleydi. Hele Çanakkale geçişleri tam bir kabustu. Bayram trafiğine kötü hava koşulları da eklenince bir kıtadan diğerine ulaşmak işkenceye dönerdi. Kaç kez Eceabat'taki feribot kuyruklarında geceyi arka koltukta uyuyarak geçirdiğimi bilirim.
Şimdi bakıyorum da ülkemin dört bir yanı duble yollar, 6'şar şeritli otobanlar, asma köprüler, tüneller, viyadükler ile bezeli. Oralardan her geçişte emeği geçenlere dua ediyorum.
Bazıları yaptıklarıyla anılır, bazıları ise yapamadıkları için anırır. Kimilerinden icraat, kimilerinden ise sadece caart sesi çıkar.
Allah herkesi "ayırt edebilenlerden" eylesin!..
Her motosikletin sesi çatlak çıkmaz
Haber, bültenlerde ufacık yer aldı. Ama bana göre anlamı son derece büyüktü.
Almanya'da kanser yüzünden son günlerini yaşamakta olan çocuk, babasına "Keşke evimizin önünden üç tane Harley Davidson motosikleti geçse" demiş. Babası bu isteği sosyal medyada paylaşmış. Ertesi gün tam 20 bin Harley'ci evin önünde toplanmış...
Bu bana eski bir hikayeyi anımsattı. Adam, motosiklet almak için Harley bayiine gitmiş. Satıcıya "Bu motorlar için ne kadar süre garanti veriyorsunuz?" diye sormuş. Satıcı; iri kıyım, sakallı, deri ceketli bir Harley'cinin motor üstünde göründüğü duvardaki posteri gösterip, "Siz bu adama çürük bir mal satabilir misiniz?" demiş.
Gerçekten de aralarında Ölüm Melekleri adlı grubun da bulunduğu pek çok Harley'ci yasa dışılığa meyilli, sert ve acımasız adamlar olarak bilinir. Demek ki neymiş? Dış görünüş hiçbir şey, vicdan her şeymiş...
Hakan Ural Kelebek'e fena çaktı
Bizim medya sektöründe grubun adamının o grubu canlı yayında ağır sözlerle eleştirmesi pek alışılageldik bir durum değildir. Bu nedenle Hakan Ural'ın Kanal D ekranlarında cuma sabahı yaptığı konuşma "tarihi" bir öneme haizdi.
Bir aylık tatil öncesi programın kapanışında emeği geçenlere teşekkür edildikten sonra sazı eline alan yorumcu Hakan Ural, açtı ağzını yumdu gözünü. "Benim Kelebek eki ile ciddi bir sıkıntım var. Hürriyet gazetesi Demirören Medya'nın değil mi? Onun eki Kelebek'in yöneticisi Selim Akçin ile bir husumetimiz mi var? 7 yıldır burada program yapıyoruz, bir kere kendimizi şöyle ilk sayfada görmedik. Buradan Hürriyet'in Genel Yayın Müdürü Ahmet Hakan'a da sesleniyorum..."
Aman ki ne aman...
Gaf kürsüsü
Show Haber muhabiri, ucuz tatil haberini verirken "Hesaplı bir tatil için Kuzey Ege'ye yönelmekte fayda var, örneğin Erdek'e" dedi. Oysa Erdek Marmara Bölgesi'nde, Marmara Denizi kıyısındaydı.
Zap'tiye
Son yakıt zamlarından sonra Cem Yılmaz'ın Opet reklamındaki "otomobile yelken takma" fikri hiç de uçuk gelmemeye başladı. Yelken bezine zam gelmeden Manifaturacılar Çarşısı'na koşayım bari...
Ne demiş?
"Sesim güzel olmasaydı Las Vegas'taki en iyi direk dansçısı olurdum." (Aleyna Tilki'den gündeme direkt dalış)
Yorum Yazın