Bir çağ yangınındayız, kesin. Ama nasıl geldik buraya?
Göz göre göre mi?
Hiç beklenmedik biçimde mi?
Yoksa salgından küresel ısınma patırtısına kadar her şey çok önceden belirlenmiş miydi?
Bilimi, dünyayı, global ekonomi ve siyaseti "bilen"ler başımıza gelecekleri de biliyor muydu?
Zihnimizde bu sorular uçuşup duruyor değil mi?
Ya cevaplar?
***
Son günlerde sık sık dijital ortamda aldığım eski notları ve belgeleri gözden geçiriyorum.
Bilgisayarın çekmecelerini karıştırmak gibi bir şey...
"Çekmece"den çıkanlarla bugün yazılıp çizilenleri karşılaştırınca insan bir tuhaf oluyor.
Son zamanlarda Batı medyası astrofizikçi/ kozmolog Martin Rees'in 2002'den bu yana her fırsatta dile getirdiği görüşlerini tartışıyor. Rees, modern tıbbın gelişmelerini ve insan ömrünün uzamasındaki katkısını fazla büyütmemek gerektiğini, bu gelişmelerin bir "biyoterör" noktasına doğru gittiğini söylemişti.
Rees'e göre "böyle bir biyoterör çok kısa bir süre içinde bir milyon insanın ölümüne yol açabilecekti."
Katıldığı panellerde ona çok saygı duyan dinleyiciler bile bu sözlerine gülmüş, burun kıvırmıştı.
Şimdi Rees'in tarih bile verdiği hatırlanıyor...
Çünkü ünlü astrofizikçiye göre insanlık 2020'den başlayarak biyoterörle karşılaşacaktı.
***
Baktım, 2018 Eylül'ünün başında dış basında çıkan küçük bir haberin görselini de saklamışım.
Dubai'den gelip New York'a, Cezayir'den gelip Paris'e, Nijerya'dan gelip Londra'ya ve Münih'ten gelip Philadelphia'ya inen dört uçak havaalanlarında aniden başka bir piste çekilip yolcular karantinaya alınmış.
Yolculara tıbbi testler yapılmış, ortalık biraz karışmış, bazı yolcular itiraz etmiş.
Sonra yalandan "rutin bir tarama" denilip bir saatlik karantinalar kaldırılmış.
Sonra kimse pek üzerinde durmamış
Bir iki yorumcu "mültecilerle ilgili bir uygulamanın hazırlık çalışması" olarak görmüş.
Üç yıl önceye dönüp bakın ve söyleyin bana...
Bu olayla 2020 kışında yaşadıklarımız arasında hiçbir bağ yok mudur?
***
Olaydan kalkarak kaleme aldığım "Karantina" başlıklı bir yazım 14 Eylül 2018'de bu köşede çıkmıştı.
Şimdi okuduğumda ürperiyorum.
Yazımın girişinde şöyle demişim...
"Hazırlanmalıyız...
İyi savunma iyi hazırlıkla mümkün.
Dünya öyle boş bırakmaya gelmiyor artık!
Kimse oyunun dışında kalamıyor.
Hakkında donanımlı olmamız gereken kavramlar, terimler, işaretler var.
Mesela bulaşıcı hastalık, karantina, salgın gibi kavramlar..."
Yorum Yazın