Bugün, bir çok neslin hayatında büyük izler bırakan 12 Eylül 1980'in seneyi devriyesi!
43 sene önce açılan yaralar kalın kabuklar bağladı...
Dün, işkencelerin altında çile çekenlerin çoğu dede, nine...
Hiçbir ayrım yapmadan, "sağdan, soldan..." tarifi yapılarak delikanlıların hayatları üzerine kalem kırılan tarihtir, 12 Eylül 1980!
Bir yanda Mustafa Pehlivanoğlu diğer yanda yaşı büyütülerek katledilen Erdal Eren!
Onların isimleri, "Delikanlılar"...
12 Eylül 1980, Delikanlıların neslinin kurutulması operasyonudur!
Sizler bu satırları okurken, ben, işte o Delikanlıların ilk tohumlarının atıldığı, yaşadıkları kader ile sonrasında gelecek Delikanlılara, adeta kaderlerini de miras bıraktıkları diyarda olacağım.
Kazan'da...
Ben bu yazıyı Kazan Üniversitesi' nin önünde yazmaya başladım.
Tolstoy'un, Lenin'in okudukları üniversitenin önünde...
Devamında da Vahidov'un heykelinin bulunduğu meydana geçtim, oradan da Mirseyit Sultan Galiyev Meydanı'na geçtim.
Mücadelelerine, yaşadıklarına baktığımda gördüm ki, 12 Eylül 1980'de Mustafa Pehlivanoğlu, Erdal Eren'in yaşadıkları, sanki aynı hikayenin devamı...
İki zalimin arasına sıkıştırılmış, mazlum Delikanlılar!
Bir yanda Rusya'da proletarya diktatörlüğü diğer yanda vahşi kapitalizmin arasında kalmış Delikanlılar!
Düşünün ki, Vahidov devamında Mirseyit Sultan Galiyev, Rusya 'da devrimde destansı emek veriyorlar, lakin zalim Stalin tarafından katlediliyorlar!
12 Eylül 1980'de, "Bizim çocuklar başardı" diyen ABD kuklası darbede de Mustafa Pehlivanoğlu ve Erdal Eren katlediliyor!
Evet, Kazan'dan diyorum ki, ilk sosyalistler Türk Milliyetçisiydiler, ilk Türk Milliyetçileri de sosyalisttiler.
Ondandır ki, 1921'de Mustafa Suphi katledildi, Nihal Atsız 1944'de tabutluklara atıldı!
Ondandır ki, 1970'de Dursun Önkuzu, "Ne Amerika ne Rusya ne de Çin! Her şey Türklük için!" dediği için işkencelerle katledildi!
Ondandır ki, 1972'de Deniz Gezmiş, "Altıncı Filo defol" dedi idam edildi !
Ah ki, ne ah...!
Keşke, keşke Vahidov'un, Mirseyit Sultan Galiyev'in hikayelerini bilip ibret alabilselerdi!
Ne mi olurdu?
İnanın, çok şey farklı olurdu...
İnanın, 12 Eylül 1980 olamazdı!
Ve inanın, bugünkü Türkiye ve dahi dünya, çok ama çok başka olurdu!
Neden mi?
12 Eylül 1980 sonrası neler yaşadık ve hala nelerle mücadele ediyoruz, büyük bedeller ödedik ve ödüyoruz, baktığımızda her şey apaçık görülecektir!
Evet, sözde 12 Eylül 1980 bir çırpıda bıçak gibi sokak kavgalarını bitirdi, ama kimse ülkenin %100'ünde sıkıyönetim olmasına rağmen neden olayların devam ettiğinin hesabını, 12 Eylül'ü yapanlardan soramadı.
Gerçi, cevabı da kendileri vermişlerdi, "... olgunlaşmasını bekledik" (Bedrettin Demirel)!
Sonrasında, 1984'te Eruh olaylarıyla başlayan terörde, on binlerce canın verilmesinin hesabını soramadı!
Çünkü, dünya yeniden düzenlenmeliydi ve o düzen Anadolu'dan Ortadoğu 'dan başlayacaktı!
Hülasa 12 Eylül Delikanlıların soyunun kurutulması için yapılmıştır !
Hep aynı...!
Zalimin tek düşmanı var, Delikanlılar!
Kimseler de kusura bakmasın, bu Delikanlıların menbaı Türkler...
Hayatta olan Delikanlıları saygıyla selamlıyorum!
İşkencelerde, idam sehpalarında can vermiş Delikanlılar, ruhunuz şad olsun!
Yorum Yazın