Ertuğrul Özkök

Ertuğrul Özkök

Mail: djghdgd@hotmail.com

Bu kadın 'Yetmez ama evetçi'leri fabrika ayarlarına döndürür mü

Bu yıl ekonomi dalında Nobel alan üç ekonomisti tanımıyorum.

Ama bir ekonomist var ki, nereye baksam onu görüyorum şu son zamanlarda.

Mariana Mazzucato...

*

Dünyayı sarsan 68 Mayıs olaylarından bir ay sonra, 16 Haziran 1968’de doğmuş.

İtalyan asıllı ama çifte vatandaşlığı var.

Aynı zamanda Amerikalı...

Londra Kolej Üniversitesi’nde ekonomi bölümü öğretim üyesi.

Aynı zamanda Dünya Sağlık Örgütü Ekonomi Konseyi üyesi.

İskoç hükümetinin ekonomi danışmanı.

*

Peki neden Papa dahil birçok insan onu konuşuyor?

Çünkü, herkesin özel girişimin erdemlerini sayıp bitiremediği bir dönemde o, devlet ve kamu girişimciliğinin hayati önemini savunuyor.

Diyor ki: “Hepiniz Silicon Vadisi’ne bakıp bir efsane yaratıyorsunuz. Oysa, “Tembel Devlet” ve “dinamik, çalışkan, yaratıcı özel girişimci” klişesi bir safsatadır.

“Bugün Amerika’da devletin internet alanında, telekomünikasyon alanında devasa yatırımları olmasaydı, ne Apple, ne Facebook, ne Google, ne Microsoft olabilirdi...”

Bu kadın Yetmez ama evetçileri fabrika ayarlarına döndürür mü

Yani diyor ki:

Devlet ekonomide bir “tamirci” değildir. Tam aksine yaratıcı bir girişimcidir.

Mazzucato’nun yeni kitabı “Girişimci Devlet” bu ağustos ayında Türkçe de yayınlandı.

Yayınlayan da Koç Üniversitesi...

Geçen hafta başladım ve altını çize çize okudum.

Vallahi kafam karıştı.

Bu kadın Yetmez ama evetçileri fabrika ayarlarına döndürür mü

Gözümün önüne benim eski solcu arkadaş takımım geldi.

Cengiz Çandar’lar, Haluk Şahin’ler, Mehmet Altan’lar, Halil Berktay’lar...

Yani bilumum “Yetmez Ama Evet” takımı.

Şimdi çoğu muhalif...

İster misiniz bu kadın hepsini yeniden fabrika ayarlarına döndürsün...

Malum eskiden hepsi sosyalistti.

Mariana Mazzucato: “Girişimci Devlet” Kamu Sektörü-Özel Sektör Karşıtlığı Masalının Çürütülmesi, Çev: Esin Soğancılar, Koç Üniversitesi Yayınları, Ağustos 2021

KENDİNİ ‘SERVET YARATICI’ İLAN EDENLERE KARŞI SAVAŞ

BU kitabı yazma amacını şöyle anlatıyor:

“2008 ekonomik krizinin ardından büyümeyi yeniden başlatmak için atılması gereken tek adımın kamu harcamalarında kesinti yapılarak, açıkların daraltılması olduğu görüşüne karşı çıkmak için yazdım...”

Ve tezi şu:

Yatırımları sıkmak yerine şu dönemde daha da arttırılmalıdır.

Böylece “Kendini ‘servet yaratıcı’ ilan eden dar bir grubun kolektif olarak yaratılan değere el koyması da zorlaştırılabilir.”

Kitabın özellikle Apple’ın büyüme dönemine ait bölümünü çok dikkatle okudum.

Bu bölümün yazılmasında, birlikte çalıştığı Öner Tulum isimli bir Türk ekonomistin de büyük katkısı olmuş.

Özellikle Apple ile ilgili verilerin işlenmesini o yapmış.

Bu kadın Yetmez ama evetçileri fabrika ayarlarına döndürür mü

KAPİTALİZMİ PAPA’NIN ÖVDÜĞÜ MAZZUCATO MU KURTARACAK

PAPA Francis, Mariana Mazzucato’nun “Her Şeyin Değeri” adlı kitabı için şöyle diyor:

“Bu kitap geleceği nasıl düşüneceğimize yardımcı olabilir...”

Daha şimdiden The Economist, McKinsey gibi ekonomi ile ilgili ciddi kuruluşlardan çok sayıda ödül almış.

Bazıları onu Nobel’e aday gösteriyor.

COVID-19 sonrasında kapitalizmi kurtarmanın reçetesi bu kitap olabilir.

Hatırlayın...

Türkiye’yi 2001 krizinden Kemal Derviş’in politikaları çıkarmıştı.

Bu kitabı okurken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ilk yıllarını, altyapı konusundaki ısrarlı çabalarını ve başardıklarını düşündüm. Galiba Mazzucato’nun bugün dediği şeyleri yapıyordu.

*

Uzmanlığımla değil ama hissiyatımla, Mazzucato’nun yazdıklarına bir ölçüde hak veriyorum...

Ama bir yandan da çok güçlü endişelerim var.

Aşırı güçlenmiş devlet ekonomisi, aşırı güç kazanmış bir devlet ve siyasi liderlik sağlam bir adalet ve demokrasi temeline dayanmazsa...

Bu gücü de arkasına alarak, kafasındaki ideolojiyi veya misyonu herkese empoze etmeye kalkarsa doğacak sıkıntılar nasıl giderilecek?

Bence buna çare bulunmazsa, korkarım ki Mazzucato’nun teorileri, ekonominin büyümesinden çok otoriterliğin azmanlaşmasına hizmet eder... Ki o da dünyayı iyi bir yere götürmez...

Bu kadın Yetmez ama evetçileri fabrika ayarlarına döndürür mü

ŞAMPANYA OLAYI
VALİLİKTEN GELEN YAZIDA OYBİRLİĞİ İLE YAZILAN SON CÜMLE NE DİYOR

BAŞARILI Formula 1 yarışı sonunda kazananların yaptığı şampanyalı kutlamayı yazmıştım.

Valiliğin buna izin veren bir yazı gönderdiğini de eklemiştim.

Yazıda bunun “İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun izni ile yapıldığını” da eklemiştim.

Dün Soylu’nun basın bürosundan aradılar.

Bakanın bu izinden haberi yokmuş. Ayrıca kendisi de haberim yok diye bir tweet attı.

*

Dün konuyu tekrar araştırdım.

Valilikte Formula 1’le ilgili bir koordinasyon toplantısı yapılmış.

Bu toplantıya il emniyet yetkilileri, sağlık yetkilileri, asayiş yetkilileri ve Büyükşehir Belediyesi yetkilileri katılmış.

Orada düzenleme ile ilgili alınan kararlar da Formula 1 yetkililerine resmi bir yazıyla bildirilmiş.

Bu kadın Yetmez ama evetçileri fabrika ayarlarına döndürür mü

İşte o yazının son cümlesi aynen şöyle:

“Yarışlarda derece alan pilotların şampanyalı kutlama yapmasına izin verilmesine oybirliği ile karar verilmiştir.”

Yani karar oybirliği ile alınmış.

Ama anlıyorum ki, Valilik bunu rutin bir işlem olarak görmüş.

Yani Bakan’ın iznini almak gibi bir durum söz konusu olmamış.

*

Bence de doğrusunu yapmışlar.

Geçen yıl şampanyalı kutlama yapılmamasını yasaklama olarak görüp, siyasi karara bağlayanlar vardı.

Hep bu tür kararların siyaset dışı kalmasını savunmuyor muyuz...

Neticede geçen yıl Türkiye ile ilgili şakalara yol açan bir uygulamadan vazgeçilmiş.

Böylece bu konu, İçişleri Bakanı’nın haberi bile olmadan en pratik şekilde çözülmüş.

BİLETLERİ EN HIZLI ‘SOLD OUT’ OLAN SANATÇI KİM

TÜRKİYE’de biletleri en hızlı “sold out” olan (tükenen) sanatçıları say deseniz, ilk iki sıraya Sezen Aksu ve Tarkan’ı koyardım. Bu yaz onlara Fazıl Say da eklendi.

Ama şimdi hiç beklenmedik biri de “Sold out lobisi”ne katıldı...

Hem de hayatta olmayan biri... Atlantik Plak şirketinin kurucusu Ahmet Ertegün...

Bu kadın Yetmez ama evetçileri fabrika ayarlarına döndürür mü

26 Ekim akşamı New York’ta yapılacak “Ahmet Ertegün’ü Anma Gecesi”nin biletleri geçen ay satışa çıktığı gün tükendi neredeyse... Türkiye’nin “Cream de la Cream”i belki de en büyük “post COVID-19 açılımı”nı New York’ta yapacak.

*

Amerikan Türk Cemiyeti’nin düzenlediği gecenin bütün biletleri o kadar hızlı tükendi ki anlatamam.

Geçen gün çok yakın bir arkadaşım benim vasıtamla bilet bulmaya çalıştı ama bulamadık.

Bu kadın Yetmez ama evetçileri fabrika ayarlarına döndürür mü

AHMET ERTEGÜN’ÜN EN ÖNEMLİ GRUBU DA TURNEDE ‘SOLD OUT’

GEÇENLERDE bir arkadaşımın kardeşi Rolling Stones’un ABD’deki Charlotte konserine gitmiş.

Müthiş bir “post COVID-19 coşku patlaması” bu...

Rolling Stones, grubun kuruluşundaki orijinal beşlisinden üç üyesini kaybetti.

Brian Jones ve Charlie Watts öldü.

Bill Wyman ise bir anlamda müziği bıraktı...

Ama grubun iki ana elemanı Mick Jagger ve Keith Richards, en gencinden en yaşlısına hâlâ o enerjiyi vermeye devam ediyor.

Turnede bütün biletleri sold out...

Amerikan şehirleri COVID-19’dan çıkışı adeta onlarla kutluyor.

Rolling Stones’u Amerika Birleşik Devletleri’nde Ahmet Ertegün lanse etmişti. Eminim Mick Jagger turnede olmasaydı Ertegün’ün gecesine mutlaka gelirdi.

Bakalım en azından bir Zoom mesajı gönderecek mi...

Bu kadın Yetmez ama evetçileri fabrika ayarlarına döndürür mü

BU FOTOĞRAFA BAKIP ‘KOÇ GİBİ’ DER MİSİNİZ

PAZAR günü Kelebek’te organizatör Ata Çağlayan’la, sevgilisi yaşam koçu İlknur Özkuş arasındaki kavgayla ilgili haberi okurken “koç” kelimesine takıldım.

Bir Özkuş’un fotoğrafına baktım, bir de koç kelimesine...

Sizce de bir tuhaflık yok mu...

*

Bizde “koç” çok dominant ve belirgin bir kavram.

Sözlüğe baktım şu yazıyor:

“Damızlık erkek koyun...”

Bir anlamı da şu:

“Sağlıklı, gürbüz, delikanlı, yiğit...”

Yani bu fotoğrafa bakıp, öyle “Koç gibi” veya “Koçum benim” diyeceğiniz bir durum yok ortada.

*

Kelime bize İngilizceden geçti.

Tabii orada “coach” diye yazılıyor, “koç” olarak okunuyor.

Anlamı da şu:

“Danışan kişinin potansiyelinin  en üst limitlerine çıkmasını ve yaşam hedeflerine ulaşmasını sağlayan profesyonel bir rehberlik sistemi.”

*

Bence “yaşam danışmanı” demek daha doğru olacak.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar