Her yerden...
Sosyal merdivenin her basamağından...
Herkesten...
Ve özellikle yukarılardan ego fışkırıyor...
Sular seller gibi...
Egolar tavan, zarafet ve akıl taban...
Hele statün sağlamsa, egonu kimse susturamıyor; car car car...
Tanık ola ola, yorulduk...
***
Bir de o meşhur "Sizinle avukatlarımız görüşecek" tehditleri var.
Laf da söylenmiyor böylelerine...
Hukuk bunun için mi vardı yahu?
Statüsü sağlam(!) olanların, statüsü üfürükten tayyare olanları korkutması için mi?
Yoksa bu memlekette "tüketici hakları" denen şeyin buharlaşıp gitmesini sermaye sadizminin hukuk tanımayan tatbikatlarına mı borçluyuz?
***
Dün de her kesime yayılmış "küçük insan" hâllerinin bizi getirdiği yerden söz açmıştım, hatırlarsınız...
Siyasetçinin egosundan, kibrinden falan şikâyet edenlerin azıcık da dönüp kendisine bakmasının zamanının geldiğini yazmıştım...
İtiraf ediyorum, aynı yerden devam etmek istemiyordum; (sanki mümkünmüş gibi) bir soluk alalım istemiştim.
Ama bu noktada kalıp yüzlerimize ayna tutmakta fayda var.
***
Elbette yüksek sosyal statüyle şımarmış kişileri konu etmek bir yerden sonra kolaycılık olabilir...
Çünkü biliyoruz; yükseklik baş döndürüyor, gürültü çıkartarak içinizdeki liyakat şüphesini bastırmaya çalışıyorsunuz.
Ara sıra da çeşitli resepsiyonlarda siyasetçilerin liyakatsizliğinden şikâyet ettiniz mi, tamamdır.
***
Lakin bu hastalık viral...
Bütün kesimlere yayılıyor; sosyal merdivenin ilk basamaklarını da çürütüyor...
En üzücü tarafı da burası...
Toplumu değiştirecek enerjiye sahip gençler, emekçiler, mobbing kurbanı beyaz yakalı profesyoneller...
Hepsi ama hepsi statü, mevki, makam odaklı bir hayat anlayışına kurban edildiler.
***
Daha önce yazmış mıydım, hatırlamıyorum...
Bir AVM kapısından çıkmak üzereydim...
Önümde 20'li yaşlarda iki genç kadın var, ister istemez kulak misafiri oldum.
Biri diğerine, "İşe girmene çok sevindim, nasıl bir pozisyonun var?" diye sordu.
Diğerinin söylediklerinden şu kadarını işittim: "Altımda iki kişi var, ben en altta değilim, bu tarafı iyi!"
***
NOT DEFTERİ
Kimseyi de istemiyordu yanında, yalnız kalmak en iyisiydi; çünkü yanında insanların bulunuşu ona yalnızlık hissettiriyordu. (D. H. LAWRENCE / Ölen Adam)
Yorum Yazın