Bir musibet bin nasihatten iyidir" demiş atalarımız. Ama tarihinden ders alana, tecrübelerini eyleme dönüştürebilene, unutmayana, unutturmayana... Her ne kadar suya yazı yazdığımı bilsem de, az sonra söyleyeceklerimin bir sonraki felakete kadar unutulacağına inansam da, son depremlerden kendi adıma çıkarttığım dersleri sıralayacağım. Bir kişinin bile kulağında kalsa kârdır.
■ Biz bir deprem ülkesiyiz. Fay hatları haritası hep gözümüzün önünde olsun. Çünkü tek ve değişmez gerçeğimiz bu. Ya daha sağlam binalarda yaşamanın bir yolunu bulacağız, ya öleceğiz.
■ Pahalıya satılan her ev güvenli değildir.
■ Malzemeden çalan, masumların hayatından çalar.
■ Çürük binayı onaylayan, insanlık suçu işlemiş demektir.
■ Deprem sonrası hasarlı binaya girmek, Allah'ın verdiği ikinci şansı elinin tersiyle itmektir.
■ Enkazdan can kurtarmayı çok iyi öğrendik ama kurtarılacak hale gelmemeyi bir türlü öğrenemedik.
■ Etrafımız vatan hainleriyle dolu. Ar damarlarındaki çatlak, kolonlardaki çatlaklardan daha çok zarar verir.
■ Neyse ki etrafımız aynı zamanda yardımsever insanlarla çevrili. Keşke bütünleşmek için kırılmaya ihtiyaç duymasak.
■ Dünyada düşmanımızdan çok dostumuz varmış.
■ Köpeklere, kedilere, kuşlara ve hatta karıncalara daha iyi davranalım. Enkazda can kurtaran, sahibinin yerini gösteren, deprem olacak diye uyaran hep onlar.
■ Yatmadan önce sevdiklerimize sarılmayı, çocuklarımızı öpüp, kokularını içimize çekmeyi ihmal etmeyelim. Anladık ki bazen hiç sabah olmuyor.
■ Hiçbir şeyi ertelemeyelim.
■ Kiraya 15 bin, eve 5 milyon isterken elimiz vicdanımızda olsun. Mülkün sahibi Allah'tır. Asla aklımızdan çıkarmayalım.
Peki ya özel okullar?
Devlet okullarında deprem alarmı verildi. İstanbul'da sağlam raporu alamayan 93 okul tahliye edildi. Peki ya özel okullarda okuyan çocuklarımız? Eminim ki özel okulların arasında da çürük olanlar vardır. Onlar için şimdilik bir girişim yok. Ama yine eminim ki Milli Eğitim Bakanlığı bu işe de zaman geçirmeden el atacak. Zira maddi açıdan giderek büyük bir külfete dönüşen özel okul ücretleri zaten velileri zorlarken buna bir de hayatta kalma endişesi eklenmesi herkesin huzurunu iyice kaçırdı. Çocuklarını özel okullarda okutan anne babalar okul önlerinde eylemlere bile başladı. Okullarından sağlam raporu isteyen velilere ise pek çok okulda ret cevabı verildi.
Görünen o ki, bu durum devam ederse velilerin büyük bölümü çocuklarını özel okuldan alıp devlet okuluna verecek. Ama bu da bir başka soruna neden olacak. Deprem felaketi nedeniyle zaten 11 ildeki çocuklar diğer illerdeki okullara transfer edildi. Yani mevcut okullarda büyük bir yığılma ve derslik sorunu ortaya çıktı. Buna bir de özel okullardan kaçanlar eklenirse durum iyice vahamet arz edecek. Buna izin verilmemeli.
Pelüş ayıcıkların sıcaklığı
İki hafta önce Trabzonspor - Basel maçı sonrası bu sütunlarda "Keşke bordo- mavili tribünlerden sahaya depremzede çocuklara gönderilmesi için pelüş ayıcıklar atılsaydı" diye yazmıştım. Bu aralar ne murat etsem gerçekleşiyor çok şükür. Bu kez de öyle oldu. Beşiktaş seyircisi Antalyaspor maçında sahaya binlerce pelüş ayıcık yağdırdı. Taraftarından ekran başındaki izleyiciye, sahadaki futbolcusundan en görmüş geçirmiş teknik direktörüne kadar herkesin, hepimizin gözlerinden yaşlar süzüldü. O ayıcıklar, bir depremzede çocuğu mutlu etmeden önce günlerdir acıdan kaskatı kesilmiş ruhlarımızı yumuşattı. Gelgelelim buraya da "keşke" ile başlayan bir cümle koymak zorundayım:
Keşke o asil, o mümtaz taraftarın arasına yuvalanmayı başaran kirli eller, kendi takımlarının alt yapısından yetişen gencecik rakip kaleciyi, attıkları cisimlerle yaralamasalardı.
Bir güzelliği sonuna kadar yaşamak bize nasip olmayacak mı?
Ne demiş?
"Bizler oyuncak görüyoruz ama tribünler sahaya yüreklerini attılar." (Beşiktaş - Antalyaspor maçını BeIN Sports'ta anlatan spiker Özkan Öztürk'ün şahane betimlemesi)
Zap'tiye
Meğer en büyük fay hattı altılı masanın altından geçiyormuş. İlk sallantıda un ufak olan Millet İttifakı'nın malzemesinden fena çalmışlar.
Şeref kürsüsü
Depremlerde onlarca can kurtaran hassas burunlu kurtarma köpeklerine dönüşte kafeste değil, koltukta uçma izni veren THY yönetimini gönülden kutluyorum.
Yorum Yazın