Ne ağlarsın benim zülfü siyahım
Bu da gelir bu da geçer ağlama
Göklere erişti feryadım ahım
Bu da gelir bu da geçer ağlama
Bir gülün çevresi dikendir hardır
Bülbül gül elinden ah ile zardır
Ne de olsa kışın sonu bahardır
Bu da gelir bu da geçer ağlama
Daimiyem her can ermez bu sırra
Eyüp sabır ile gitti Mısır'a
Koyun oldum, ağladım ardı sıra
Bu da gelir bu da geçer ağlama
En sevdiğim halk ozanlarındandır Daimi.. "Bu da gelir, bu da geçer ağlama"yı, çocukken ailenin masa başında toplandığı akşam yemekleri ve pazar kahvaltılarında, babam hem divandan hem de halk şiirinden okurdu bize. Minnacık asker maaşı ile oluşturduğu koca kitaplıkta şiir kitapları başköşedeydi.
Daimi'yi ben dinleye dinleye ezberledim. Sonra Sezen o muhteşem yorumu ile tüm Türk âlemine ezberletti..
Bugün niye aldım, köşeme..
Üç tane "Geçecek" yazısı var da ondan..
İlki Tarkan üzerine.. "Geççek" diye bir şarkı yazdı. Lafı iki kez düzeltip kabul ettirebildim bilgisayarıma.. "Geçecek" diye otomatik düzeltiyor çünkü.. Şarkı bugün piyasaya çıkıyor ama, daha kimse dinlemeden kıyamet koptu. Arada eksik "e" harfi yüzünden Tarkan'a denmedik bırakılmadı, sanki hepsi Türkçe'yi iyi bilir, iyi yazar, iyi konuşurlarmış gibi..
İkincisi, efsane olacak bir Kış Oyunları hikâyesi..
Üçüncüsü, ısrarla, inatla aşı yaptırmayan ve kurallara uymayan, ama öte yandan her yazıları ile insanda panik yaratmak için ne lazımsa yazanlara inat, Doktor Erdoğan "Tünelin ucu göründü" dedi.. "Geçecek" dedi..
Ben de öyle diyorum işte..
Geççek!.
***
PANDEMİDE SONA DOĞRU MU?..
Hem aşı yaptırmayıp hem de insanımızda panik havası yaratmak için felaket tellallığı yapanlar, bu yazıyı sakın okumasın. Çünkü Kovid yayılmaya başladığından beri, bilime ve doktor olarak Kovid'le 7/24 boğuştuğu için, kişisel deneyimlerine dayanarak, bu köşede yazdığı her şey doğru çıkan Dr. Erdoğan, dün elime geçen mailinde "Tünelin ucunda ışık var" dedi.
Buyurun, "Bilimin hem de uygulayıcı sesi"ni okuyun!.
*
Defalarca vurguladığım ve insanları uyardığım gibi, yine diyorum ki..
"Artık pandemide sona doğru yaklaşıyoruz, tünelin ucunda ışık göründü. Bu kâbustan daha çabuk uyanmamız için hâlâ hepimize büyük görev düşüyor, biraz daha sabır, kurallara bir süre daha ciddi olarak uyma ve aşılamayı hızlandırma."
Omicron varyantı, insanlık için büyük şans. Pandeminin bitmesine büyük katkısı olacak. Kovid, grip gibi endemik olacak, yani belli mevsimlerde, belli bölgelerde görülecek. Bakınız, geçenlerde Omicron'un bir alt varyantına rastlandı, yani yeni bir mutasyon. Omicron'a çok benziyor, daha hızlı bulaşıyor, ama hastalık daha hafif geçiriliyor. Şimdilik çok çok az görüldü. Zaten Omicron son olacak asla demedik, bundan sonra da varyantlar elbet olacak. İki yıldır yazdığım gibi..
"Virüsler asla ölmek istemez, yaşamak ister, yaşamak için mutlaka bir konağa ihtiyaç duyar. Kovid-19'da konak insandır. İnsan ölürse virüs de ölür. Bu Kovid-19 da diğer virüsler gibi, konağını öldürmeyip onunla yaşamayı öğrenecek, mutasyonlara uğrayacak!"
Yine Nisan 2020'de bu köşede şöyle yazdım:
"Peki yazdan sonra ne olacak? Asıl püf nokta bu! Virüslü insan sayısı yine artacak, ancak asla şimdiki gibi bir ölü sayısı görülmeyecek!"
Nitekim yaşadığım ve çalıştığım Almanya'dan örnek verecek olursam, günlük vaka sayıları 250 binleri aştı, ancak kayıp sayıları geçen yılla asla kıyaslanamaz. Bu bulaş sayılarını geçen yıl, örneğin Delta varyantında yaşasaydık, kesinlikle on, belki yüz misli insanımızı kaybederdik.
Ben bilim insanıyım, müneccim değilim. Daha önceki pandemilerde de durum hep böyle oldu. Ben tıbbın tecrübelerine dayanarak bunları yazdım.
Gezegenimizdeki virüs sayısını hayal bile edemezsiniz, bizim bildiklerimiz, tanıdıklarımız devede kulak bile değil. Bu nedenle, dönem dönem Kovid-19'da olduğu gibi daha baskın virüsler ortaya çıkıp pandemiler yapabilecektir.
Bilim o kadar ilerledi ki, son zamanlarda 132 bin yeni RNA virüsü bulundu yeni tıbbi teknolojilerle. Şimdiye kadar bilinen virüs sayısının 10 katı! Üstelik bunların içinde 9 yeni Kovid-19 akrabası da var.
Bu virüslerle ilgili araştırmalar devam ediyor, önemli olan bunları tanıyıp gözaltında bulundurmak. Örneğin, bir hastada hiç tanınmayan bir virüs bulunsa, yeni dijital yöntemle iki dakikada virüs bankasına girilerek, orada bulunup bulunmadığı anlaşılacak, aynı parmak izi bankası gibi.
*
ABD'de son yapılan araştırma gösterdi ki, aşılarını tamamlamış olanlar, olmayanlardan 97 kat daha az ölüyor! Hiç aşı olmamış insanlarda Kovid-19'dan ölüm oranı 100 binde 10 kişi, iki aşı olmuş olanlarda bu oran 100 binde 0.7 kişi, hatırlatma aşısını yaptırmış olanlarda ise bu oran 100 binde 0.1! Farkı görüyor musunuz?
Aşıyı karalamak isteyenler, akıl almaz hikâyeler uyduruyorlar. Önce 5G teknolojisiyle koronayı ilişkilendirdiler, sonra "mRNA teknolojisiyle içimize çip takacaklar, hatta bununla insanları öldürecekler" dediler.
Bu palavralara inananlar başlangıçta vardı, bunların sayıları azalınca "Kadınları kısır, erkekleri iktidarsız yapıyor bu aşı" dediler.
Dediler de dediler ve hâlâ demeye devam ediyorlar. mRNA teknolojisiyle değil de klasik aşı bulunsaydı bu kadar çabuk, ona da bir kulp takarlardı emin olun.
mRNA aşısının da amacı, insan vücudunda bu virüse karşı antikor oluşmasını sağlayarak, insana virüs bulaştığında hastalıkla kolayca mücadele edebilecek durumu yaratmak.
Sadece teknoloji farklı, ama yeni değil. Bu teknolojiyi biz yaklaşık 20 yıldır tanıyoruz. Yakın bir gelecekte kanser tedavisinde çok önemli ve başarılı bir yer tutacak mRNA teknolojisi. İyi ki bu teknoloji var, iyi ki bilim insanları bu teknolojiyi kullanarak bu kadar kısa sürede aşıyı bulup insanlığın hizmetine sunabildiler. Aksini, yani klasik aşı üreteceğiz diye, 10 yıl beklediğimizi düşünmek bile istemiyorum.
*
Ben, artık vaka sayılarının düşüşe geçeceğine, hastaneye yatış oranlarının çok ama çok azalacağına inanıyorum, dolayısıyla ölüm sayıları da azalacaktır. Dünya Omicron sayesinde sürü bağışıklığına doğru giderken, aşılamalar da hızla devam ediyor.
Biraz daha sabır ve kurallara uymakla, insanoğlu Kovid-19'u da yenecektir elbet.
Gelecek yazıda daha güzel haberler verebilmek umuduyla, sağlıklı kalın, mutlu kalın..
***
BUGÜN 13.00'TE EKRAN BAŞINDA OLUN!..
Yani başlığa dikkat.. Kış Oyunları'nı canlı izleyebiliyorsanız, mutlak.. İş durumu varsa, o zaman TRT Spor Yıldız veya Eurosport'ta tekrarını arayın ve Kamila Valieva'yı kaçırmayın.. Tek Bayanlar Finali var, bugün 13.00'te ve dünyada Dörtlü Salçov, Üçlü Aksel ve 4+3 bağlantılı Toeloop'u ilk yapan kadın patenci o.. Ama onu bugün spor dünyasının bir numaralı konuşulanı yapan, fiziksel güzelliğinin yanında muhteşem sporculuğu değil.. 15 (On beş) yaşındaki bu genç kız başka sebeplerle konuşuluyor.
Mesela açık ara favori olduğu bugünkü yarışmayı kazanırsa, ödül töreni yapılmayacak.
Neden?.
Kamila, Rus Olimpiyat Komitesi adına yarışıyor. Ruslar Olimpiyatlar'da büyük çapta dopingli sporcu ile yakalandığı için, IOC (Uluslararası Olimpiyat Komitesi) Rusya'yı Olimpiyatlar'dan men etti.. Ama ülkeye verdikleri bu ceza yüzünden, masum sporcuların da yasaklanmasına razı olamadılar ve masum sporcuların ROC (Rus Olimpiyat Komitesi) adına, madalya töreninde Rus bayrağı çekilmeden ve Rus milli marşı çalınmadan yarışmasına karar verdi.
Ve doping cezalısı Rusya'nın 15 yaşındaki muhteşem kadın patinajcısı Kamila, birkaç ay evvel İsveç'te yapılan Avrupa Şampiyonası'nda dopingli çıktı. Kanında bulunan doping maddesi, bir kadın rahatsızlığı için devamlı aldığı ilaçta da vardı. Bu yüzden itiraz edildi. Ama Kamila başka sebeple çalışmalarına devam edebildi. 16 yaşından küçükler reşit olmadıkları için doping konusunda korumada idiler. Cezayı onlar değil, antrenörleri ve yöneticileri alıyordu. Ancak ITA (Uluslararası Test Ajansı), Spor Mahkemesi CAS'a başvurup itiraz etti.. CAS, Kamila'nın yaşı dolayısı ile koruma altında olduğu kararını onayladı ve genç kız, Beijing'e geldi. Önce takım yarışmasında harikalar yarattı ve birinci oldular.
Salı günü, onu Bayanlar Serbest Program'da izledim. Gene harikaydı. Birinci oldu.
Bugün 13.00'te işte, "Serbest Program"da, final yarışacak. Harika bir güzellik, hem fiziksel hem de sportif güzellik izleyeceksiniz. Ama madalya töreni yapılmayacak. Takım yarışmalarında da yapılmayacak. Çünkü WADA, kararında ısrarlı. Olimpiyat sonrası Kamila'nın durumu tekrar elden geçirilecek.
Karar Kamila aleyhine kesin sonuca bağlanırsa, "Madalyaları geri isteme ve değiştirme" durumları olmasın diye IOC, bu kararı aldı.
Bugüne dek Olimpiyat tarihinde görülmemiş şeyler yaşıyoruz yani..
Ama bana sorarsanız..
Hepsini boşverin ve bugün Olimpiyatlar'dan Kamila geçecek. Canlı izleyin..
Değer.
***
ALDIRMA TARKAN SAKIN ALDIRMA!..
Dünya medyası "yıldız" yaratmak için elinden geleni yapar.. Çünkü "yıldız", tirajdır, reytingdir. Tirajın ve reytingin getirdiği reklamdır. Ve o medya, maaşını, gelirini o yıldızın sağladığı reklamlarla kazandığının farkındadır. Bizde durum tam tersi.. Olan yıldızı bile karalamak, yıkmak için elinden geleni yapar, medyamız.. Yazılısı, sözlüsü, görüntülüsü ve sosyaliyle her türlüsü.
İlk parlamaya başladığı günlerden beri Tarkan'ın başına gelenler, roman olur, film olur..
Bugün piyasaya çıkacak şarkısının adını açıkladı geçen hafta..
"Geççek!."
..Ve kıyamet koptu. Türkçe'yi bozmuş, rezil etmiş, gençlere kötü örnek olmuş.. Türk Dil Kurumu ona verdiği ödülü geri almalıymış, vesaire vesaire..
Yahu bu ülkede şive, lehçe, hatta anadil diye kendi dillerini konuşan milyonlarca insan var.. Tarkan bir şarkısında "Geççek" diyemez mi?.
Hele tüm lafları bir görelim, anlayalım bakalım niye böyle demiş, o zaman konuşsak olmaz mı?.
Olmaz.. O zaman Tarkan'ı yaralamaz, hırpalamaz, yıkamaz, bezdiremeyiz ki!.
Adam ülkesinin en ünlü bulvarına yıldızının adını, bir yıldız içinde törenle çakar ve ölümsüzleştirir. Los Angeles'ta o kaldırımda yürüdüm.. Gary Cooper'ı, Marilyn Monroe, Meryl Streep, Gene Kelly'yi gördüm, ufak ufak yağan yağmur altında yürürken.
Onlar, yaşarken "ölümsüz" yapıyorlar.. Biz ölmeden gömüyoruz.. Farka bakar mısınız?.
Aldırma Tarkan, bu sosyal medyaya da, bu sosyal medyadan "beğeni" işareti almak için, onların huyuna suyuna göre yazı yazan, gazete çıkaranlara..
Seni Los Angeles'tan Paris'e, Moskova'ya dünya tanıyor.. Bu ülkede, Süper de değil, Mega Star'sın.
Açıkhava'yı 7 gece arka arkaya dolduran adamsın senelerden beri..
Sen Mega Yıldız'dan, Güneş'ten fazlasın.. Sen Samanyolu'sun Tarkan!.
Aldırma ve üzülme sakın!.
Bu yazı çıktığında şarkını dinlemiş olurum inşallah!.
***
TEBESSÜM
Yıl 1995, 29 yaşında ve fakir bir bekâr anneyim.. Yazdığım kitabı 12 yayınevi reddetti.
Yıl 2020.. 54 yaşındayım. Yazdığım kitap dünya üzerinde 500 milyonun üstünde sattı ve beni ilk kitap milyarderi yazar yaptı.
(Kadının adı.. J.K. Rowling / Kitabın adı.. Harry Potter)
***
SEVDİĞİM LAFLAR
Hayatında olmuş hiçbir şey için pişmanlık duyma. Çünkü olanı değiştiremez, olmamış ya da unutulmuş yapamazsın. Ondan ders al, öğren ve yürümeye devam et!.
Anonim
Yorum Yazın