“Haber” desem...
Değil...
“Analiz” desem o da değil...
Öyleyse ne?
“Ayağınızı denk alın” uyarısı mı...
Önce neden söz ettiğimi anlatayım.
Dün, dünyanın önde gelen ekonomik medyalarından biri olan Bloomberg’de tuhaf bir yazı yayınlandı.
Yazının konusu Türkiye’de Bayraktar grubunun ürettiği SİHA’lardı...
Yazının anafikrini özetleyen en önemli cümle şu:
“Bu teçhizatların Türkiye’de üretilmesi için atılan adımlar Ankara’nın tedirgin edici bir şekilde yeni müttefikler bulmasına ve geleneksel NATO müttefikleriyle arasının açılmasına yol açıyor.”
*
İki defa okudum....
Sonra kendi kendime sordum:
Türkiye bir NATO müttefiki ülke. Başarılı bir savunma teknolojisi geliştirmesinin NATO’ya ne zararı olabilir ki?
Tam aksine dünyanın en sorunlu bölgesindeki müttefikin güçlü bir savunma sanayisine ve orduya sahip olması NATO için çok iyi bir şeydir.
*
“Niye S-400 alıyorsunuz” sorusunu anladım da...
“Niye böyle başarılı SİHA’lar üretiyorsunuz” sorusunu hiç anlamadım.
*
Acaba asıl sorun SİHA’lar mı... Yoksa Türkiye’nin askeri bir güç olarak oyun kurucu bir güce erişmesi mi...
Türkiye bu gücüyle Libya’da hem Birleşmiş Milletler’in hem de NATO’nun işine gelecek bir denge yaratmayı başardı.
Türkiye’nin Suriye politikasını başından beri hep eleştirdim, ama şu an bölgede Rusya ve İran’ın etkisini dengeleyecek bir konumda bulunduğunu kimse inkâr edemez... Azerbaycan’da bütün dünyanın yıllardır haksız bulduğu bir işgalin ortadan kalkması için etkili bir adım atılmasına yardımcı oldu.
*
Haberde şöyle bir de ayrıntı var:
“Bayraktar, MIT (Massachusetts Institute of Technology) okulundan mezun ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kızıyla evli...”
Acaba sorun bu araçların Türkiye’de üretilmesi mi...
Yoksa üretenin Erdoğan’ın kızıyla evli olması mı...
*
Eğer böyleyse öteki NATO üyeleri, şahsi kızgınlıkları ve duyguları ile temel stratejik değerlendirmelerini birbirine karıştırmaya başlamış demektir... Bu da Türkiye’nin değil, NATO’nun ciddi bir sorunudur.
BALKONLARDA ÇIPLAK MANKENLER, DİSKOTEKLERDE İBRANİCE ‘YA HABİBİ’
PAZARTESİ gününün en eğlenceli haberi, Dubai’de bir otelin balkonunda çırılçıplak fotoğraf çektiren mankenlerdi.
İşte o gün Dubai’de çalışıp birkaç günlüğüne İstanbul’a gelmiş üç arkadaşımla sohbet ettim.
*
Şu an Dubai’de içki yasakları adım adım kalkıyormuş.
Çok sayıda Yahudi hem çalışmaya, hem eğlenmeye Dubai’ye geliyormuş.
Kulüplerde ise Arapça, Yunanca, İbranice ve Türkçe şarkılar gırla gidiyormuş.
Şu sıralar en çok çalınan şarkılardan biri İsrailli Omar Adam’ın “Tel Aviv Ya Habibi” adlı parçasıymış.
Tam masaya fırlayıp dans edilecek şarkı... Sözler İbranice, “Seni seviyorum” nakaratı Arapça...
*
Arap ülkeleri eğlenmeye başladı...
Akdeniz ruhu ta oralara yayılıyor...
Umarım İskenderiye de Lawrence Durrell’ın romanındaki o şahane “Vintage Doğu Akdeniz” havasını bulur...
*
Uzun yıllardır Baas, İhvan ve IŞİD baskısı altında yaşayan Müslümanlar biraz nefes almayı hak etti artık...
Bu yeni Ortadoğu’yu anlamak istiyorsanız hemen bugün çok sevdiğim Mısırlı şarkıcı Amr Diab’ın “Nour El Ein” şarkısını koyun...
Sesini açın....
Ne anlatmak istediğimi daha iyi anlayacaksınız...
69 YAŞINDAKİ KADIN 62’SİNDEKİ MADONNA GİBİ GİYİNEMEZ Mİ
BEN “kılık kıyafet zaptiyesi”nin sadece İran’da bulunduğunu sanırdım, meğer Amerika Birleşik Devletleri’nde de varmış.
ABD Başkanı Biden’ın eşi geçen gün bu kıyafetle fotoğraflanmış...
Amerikan sosyal medyasında büyük bir tartışma başlamış.
Ee tabii... Siyah ceket, kısa deri etek, kısa botlar...
Veee özellikle desenli tül çoraplar...
Bir grup var, “Ağır ol da molla desinlerci”...
Diyor ki:
“Başkan eşi böyle giyinir mi”.
Dünyanın her yerinde böyle diyen mutlaka çıkar...
Ama bir grup var ki o şöyle diyor:
“69 yaşındaki kadın Madonna gibi giyinir mi?”
Yahu arkadaşlar Jill Biden 69 yaşında... Madonna da 62 yaşında ve öyle giyiniyor...
*
Vallahi ben bu kıyafeti çok sevdim...
Çok yakışmış...
Üzerinde çok genç ve şık duruyor...
TANSU DA 68’İNCİ YAŞ GÜNÜNDE BU GÜZEL KIYAFETİYLE POZ VERDİ
DÜNYADA artık iki gelişme var:
Biri “Cross gender”...
Yani giyimde cinsiyetler arasındaki sınırlar siliniyor.
*
İki “Cross age”...
Yani yaş grupları arasındaki sınırlar siliniyor...
*
Üç “Cross style”...
Yani her şeyi her şeyle kombine yapmak...
*
Eşim Tansu 4 Nisan günü 68 yaşına girdi...
İkinci aşıdan sonra bir 65 plus olarak antikor testine giderken, Urla’da bu fotoğrafı çektirmiş...
Onu da çok sevdim...
X FILES
DÜN GECE 4 TANIDIK RUHUN GAİPTEN SESLERİNİ DUYDUM
BAŞLIĞI okuyunca “Özkök kafayı yedi” diye düşünebilirsiniz...
Hayır kafayı yemedim, ama gerçekten gaipten gelen sesler dinledim...
Hem de çok sevdiğim Nirvana’nın solisti Kurt Cobain’in, Jimi Hendrix’in, Doors’un solisti Jim Morrison’un ve Amy Winehouse’ın seslerini...
Olay şu...
“Over the Bridge” isimli Kanadalı bir organizasyon, 27 yaşında ölen 4 müzisyenin ses yapılarını, şarkılarını bir yapay zekâ programı ile analiz edip yeni şarkılar yapmış.
Bir başka programla da şarkı sözleri yazılmış.
Sonra yine yapay zekâ programıyla bu yeni şarkıları, sesleri çok benzeyen sanatçılara okutulmuş.
*
Bu 4 şarkı “Lost Tapes of the 27 Club” adlı bir albüm olarak YouTube ve Spotify’a konmuş.
Anlayacağınız önceki gece gaipten gelen seslerden oluşan bir konser dinledim.
Eminim önümüzdeki dönemde bunlara “hologramları” da eklenir...
Hepimiz evlerimizde gaipten konserler seyrederiz.
KARŞILAŞTIRMA
4 rock’çının yapay zekâ ruhu en çok hangi şarkıdan etkilenmiş
ŞARKILARI dinlerken kafamdaki soru şuydu:
Acaba yapay zekâ bu 4 sanatçı ile ilgili şarkı yazarken en çok hangi çizgilerinden ve şarkılarından etkilenmiştir?
Benim kulağım şu cevabı verdi:
*
Kurt Cobain’in ruhu: “Drowned in the Sun”.
En çok “Smells like Teen Spirit” şarkısından etkilenmiş.
*
Amy Winehouse’ın ruhu: “Man, I Know”.
En çok “Back to Black” şarkısından etkilenmiş.
*
Jimi Hendrix’in ruhu: “You’re Gonna Kill Me”.
En çok “Woodoo Child” şarkısından etkilenmiş.
*
Jim Morrison’un ruhu: “The Road Are Alive”.
En çok “Break on Through” şarkısından etkilenmiş.
KATKIDA BULUNANLAR
Sayfa Editörü: Firuzan Demir
Düzeltmen: Metin Usta
Tasarım ve Uygulama: Selma Songül Zengin
Yorum Yazın