Bazen, üzerime elzem olmayan konulara çok mu karışıyorum diye, düşünmüyor değilim.
Epey bir zaman önce kendime, bu konuda telkin vermeye, "Yeter, üstüne elzem olmayan konulara karışmayı bırak" demeye başladım. Ne kadar başarabiliyorum bilmiyorum, ama en azından elimden geldiği kadarıyla verdiğim kararı uygulamaya çalışıyorum.
Gelin görün ki, öyle şeylere şahit oluyorum ki, hadi karışma da göreyim!
Bakınız, bu sütunlarda defalarca, "Bu başarısız bir darbe girişimi değildir, bu düpedüz başarısız bir işgal girişimidir" demiş; özellikle de geçmişte Talat Aydemir olayına dikkat çekerek, "Bakınız, 251 insanımızı şehit eden bu canilerin yaptıklarına darbe derseniz, yarın öbür gün af gündeme gelir" demiştim. Demiştim demesine de...!
Buyurun, artık medyanın hemen hemen her kanalında, seksen beş milyonun gözlerinin içine baka baka alenen, af konuşulmakta!
Yetmez gibi, birileri bu ihanet odağını finanse edenlerin mallarının derdine düşmekte...
Neymiş efendim, bu insanların malları talan edilmişmiş (!)
Eli kanlı cani PKK terör örgütü ise, girmiş birkaç kanadın altına, şimdilerde iktidar hayalleri kurmakta!
Utanılmasa, 15 Temmuz şehitlerimizin aileleri, mağdurları neredeyse suçlu ilan edilecek!
En çok kanıma dokunan da dün, 15 Temmuz Başarısız İşgal Girişimi öncesi ve sonrasında devlette başbakanlık, bakanlık, iktidar partisinde milletvekilliği bürokratlık yapmış isimlerin, bu canilerin, katillerin, hainlerin neredeyse avukatlığına soyunmaları!
Ben, bunlara diyecek bir tek söz bulamıyorum!
Buluyorum bulmasına da...
Bunlara bir tek şeyi hatırlatmak isterim, "Bir an titreyip kendinize gelin", unutmayın, bu toprağın altı da var!
251 şehidin iki eli, huzuru mahşerde yakanızda olacaktır!
Şanlı ecdadımız da, "Ne yaptınız mukaddes emaneti'' diyerek söze başlayacaklar!
İktidara gidilen yolda her yol mübah değildir, makamdan mevkiden çok daha önemli, Karunların hazinelerinin alamayacağı değerler vardır.
Eğer, siz bu erdemleri siyaset tezgahında, bit pazarına düşürürseniz, hem kendinize, hem zilliyetinize yazık edersiniz!
Onur, gurur, haysiyet, şeref... olmazsa olmazlarımız, insanlığımızın mihenk taşları...
251 şehit unutulmamalılar, ki bir avuç da olsa, bu memlekette hala yürekli serdengeçtiler var Allah'ın izniyle!
Hak vaki olduğunda musalla taşına uzatıldığınızda, cemaatinizde kaç kişi olacağını Allah bilir!
Ankara Kocatepe Camii avlusundan kalkan bir dönemin kudretlisi Kenan Evren'in cenazesini hatırlayın
caminin avlusu dolmamıştı bile... "Vatanın uğrunda ha ekmek yemişim ha kurşun diyerek candan geçenleri, Al Bayrağımızı indirip, yerine kızıl bayrak asanlarla aynı kefeye koyan, karıştır barıştırcı Kenan Evren'i...
Oysa, aynı mekandan "Her şeye rağmen iktidar değil, nasipse iktidar " diyerek yola çıkan merhum Muhsin Yazıcıoğlu da geçti!
28 Şubat'ın tüccarlarının satın alamadığı 7 milletvekiline karşılık neredeyse fazlası bakanlığı elinin tersiyle iten Muhsin Yazıcıoğlu...
Sizin anlayacağınız Delikanlı Muhsin Yazıcıoğlu!
Bu duruş öyle bir duruştu ki, Rahşan Ecevit'e belki de hayatında ilk kez başörtüsü bağlayıp cenazesine gelmişti!
O duruşu ifade etmeye en yakın kelime, delikanlılık...
Hülasa, ayrı düşmüş, hatta kavga da etmiş olabiliriz...
Bu başka bir şey ...
Yorum Yazın