Arada kaynayıp gitti...
Amerikan Ticaret Bakanlığı geçen hafta 30 Çin kuruluşuyla ticari ilişkileri sınırlandırdı.
Bu kuruluşların 11'i biyoteknoloji ürünleri geliştiren araştırma enstitüleri...
Neden, derseniz.
İşte orası önemli...
Bakanlık resmi açıklamasına "insan haklarını zedeleyen" ürünler diyor ya..
Yetkililer açık açık bu ürünlerin "beyin-kontrol silahları" olduğunu vurguluyor.
***
Şurada "biyolojik temelli beyin kontrol silahları" diye bir yazı döşenseydik, ne çok kişi "heh heh yine mi komplo teorisi!" derdi, yalan mı?
Bizleri geçtim...
Uzun yıllar boyunca MK-ULTRA deneyleri üzerine yazılmış kitaplar Batı'nın kitapçı raflarında "komplo teorileri" olarak sınıflandırılarak satıldılar.
Yine biliyoruz ki...
Biyolojik-farmakolojik-kimyasal yolla; Yani bir tür ilaç vererek beyinkontrolünü anlatan filmlere "bilimkurgu fantazileri" olarak bakıldı hep.
Ama neymiş?
Meğer Çin "beyin-kontrol silahı" sayılacak şeyler üretiyor, üstüne üstlük piyasaya pazarlamaya kalkıyormuş...
Peki ya ABD?
ABD yapar mı hiç böyle şeyler!!!
***
Ticaret bakanı demiş ki...
"Ne yazık ki, Çin hayat kurtaracak teknolojileri insanları kontrol altına almak için kullanıyor. Biz bu icatların ve teknolojilerin ABD'nin ulusal güvenliğine karşı kullanılmasına izin vermeyeceğiz." Demek ki, durum ciddi ve ABD'yi kurtarmaya çalışıyorlar.
Ama dünya umurlarında mı?
Peki ABD'nin icatlarından dünyayı kim kurtaracak?
Ha diyeceksiniz ki..
Zaten pandemiyle her şey apaçık hale gelmedi mi?
Kitlelerin kontrol altına alınacak bir "beyni" kaldı mı ?
Popüler kültür, global medya, resmi söylemler beyin diye bir şey bıraktı mı bizlerde?
Eh, o da doğru.
***
AYIP YAHU!
İnsanı delirtir bunlar...
Hatta gözleri dönerse...
Hafızası hala yerli yerinde olan ve İstanbul'un Nurettin Sözen'li yıllarını bilen kuşakları "ışıklar içinde uyku"ya bile yatırabilirler.
Öyle ya...
Geçen hafta "Sözen zamanında İstanbul'da su sıkıntısı yoktu, asıl susuzluk AK Parti belediyesiyle başladı" diye sosyal medya rüzgarı estirenlerden...
İBB trollerinden..., Ve onların "Ajansı"ndan gerçekten korkulur!
Ne söyleseler gidiyor çünkü...
Haftada sadece üç gün musluklardan su akan mahallelerde oturmuş anne babalarından da utanmıyorlar.
Ayıp yahu!
Yorum Yazın