Çok ilginç günler…Seçimin öncesinde anketlerle algı manipülasyonu yaptılar. Güya, anketlerde Kılıçdaroğlu yüzde 5 daha yüksek görünürse vatandaşın oy vereceğini sandılar. (Sanki millet bahis oynuyor!) Gazetecilerini, sanatçılarını devreye soktular, önce masadan kalkma girişiminde bulunan Meral Akşener'i, sonra masaya oturmayan Muharrem İnce'yi linç etmeye kalktılar. Arkasından aynı aktörleriyle manipülatif gazetecilik denediler. Bot hesaplarla videolarını milyonlar beğenmiş görüntüsü yarattılar. FETÖ aparatlarına sarıldılar. Yabancı medyayı arkalarına aldılar. Sonuç, kendileri açısından hezimet oldu, kendilerine oy veren milyonlarca insan içinse hüsran...
Peki 28 Mayıs'taki ikinci tur öncesinde ne yapacaklar?
İşte 'çok ilginç günler' dediğim de bu…
Biliyorsunuz, İngiliz dergi The Economist seçim öncesi kirli algı operasyonunun merkeziydi. Erdoğan'ı ve AK Parti'yi karalıyordu. O kadar ileri gitmişti ki, okurlarının karşısına 'Erdoğan gitmeli' manşetiyle çıktı. Fakat 14 Mayıs gecesi Kılıçdaroğlu fark yiyip, Erdoğan'ın ittifakı Meclis'te birinci çıkınca, apar topar sosyal medyasından kapağı kaldırdı. Şimdi ise yeni oyun planı devreye girdi.
Önceki gece meşhur İngiliz ekonomist Timothy Ash'in sosyal medya hesabından yaptığı skandal paylaşımı gördünüz mü?
Londra'daki sermayedarlara çağrı yapıyor, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turu öncesinde borsada spekülasyon öneriyor: "Kılıçdaroğlu için şu anda belki son bir şans, ikinci turdan önce borsa gibi aparatlarla Türkiye'nin ekonomik olarak çakılması kaldı. Kılıçdaroğlu için şu anda en iyi şans, piyasaların ikinci seçimden önce büyük satış yemesi ve böylece seçmeni Erdoğan'ı seçmelerine pişman etmesi…"
Dinleyen var mı derseniz…
"Borsada iki gündür yaşananlara bakın" derim. Büyük bir kapışma yaşanıyor. Yabancıların işlem yaptığı aracı kurumlar adeta borsayı çökertmek üzerine oynuyorlar. Onlar zararına hisse satıyor… Bizim yerli aracı kurumlar ise hisse alarak bu spekülatif hareketi bozmaya çalışıyor.
Meseleyi belki de taa seçim öncesine, algı operasyonunun başını çeken Konda'nın, siyasi yasak olmasına rağmen açıkladığı ankete kadar götürmek lazım…
11 Mayıs Perşembe günü bir anket piyasaya sürdüler. Ankette, Kılıçdaroğlu ve Erdoğan arasındaki fark 5.6 puan gösterildi. Kemal Kılıçdaroğlu'nun yüzde 49.3, Recep Tayyip Erdoğan'ın yüzde 43.7 oy alacağı ileri sürüldü. Aynı gün borsa yüzde 7.87 yükseltildi, Tüpraş, Akbank, Koç Holding, Doğan, Anadolu Efes gibi şirketlerin hisseleri tavana çıkarıldı. Kim mi aldı? Yabancı aracı kurumlar!
Bank of America (Bofa), Ünlü, QNB…
Yükseltildi diyorum çünkü adım kadar eminim ki, borsadaki düşüşü de çıkışı da belirleyebilecek şirketlerin üzerinden spekülasyon yapmaya kalktılar.
Bunu niye diyorum?
Çünkü aynı gün akşam saatlerinde Kemal Kılıçdaroğlu'na 'Euro düştü, borsa uçtu. Siz daha 15 Mayıs'ta Bay Kemal gelince görün olacakları' diye tweet attırdılar. O akşam piyasadaki birçok arkadaşım arayıp "Kemal Kılıçdaroğlu geliyor galiba… Hep Millet İttifakı'na yakın şirketlerin hisseleri yükseldi" diyordu. Anlayacağınız, borsa yatırımcısı üzerinde böyle bir algı oluşturmayı denediler.
Sonra…
14 Mayıs bitti, Kılıçdaroğlu fark yedi. Bu kez senaryo revize edildi. Muhalefetin akıl hocalığına soyunan İngiliz Timothy Ash gece sufleyi verdi. Amaç, borsadaki hisselerin satılıp, vatandaşın gözünde ekonominin kötü gittiğine, Erdoğan'a güvenmediğine dair algı yaratmaktı.
Peki ne oldu?
15 Mayıs'ta yine aynı hisseler (Tüpraş, İş Bankası, Akbank, Koç Holding, Doğan, Anadolu Efes) taban oldu.
Satanlar kimler?
Yine yabancıların işlem yaptığı aracı kurumlar… HSBC, Ünlü, Tera…
Pazartesi günü neredeyse 2.5 milyarlık mal sattılar. Yerli aracı kurumlar (Ziraat, Vakıf, Halk, Garanti, İş) borsayı toparlamak için alım yapmasına rağmen endeks eksi 6.14 kapattı. Dün de bu hisselerin taban seviyelerine 3 milyarlık satış yazılmış… Bir arkadaşım diyor ki, "Yahu adam para kazanmaya gelmiş, yatırımcı bu satar." Kimse kusura bakmasın. Hiçbir yatırımcı zararına mal satmaz. Adamların tabandan çıkmaya çalışmalarındaki tek dert "Bakın Kılıçdaroğlu olmazsa, borsa böyle çöker" dedirtmek… Ne tesadüf ki (!), dün de piyasa verilerine baktım. Satıcılar Bank Of America, HSBC, Ünlü Menkul…Yani yabancılar… Üstelik borsa yükselmesine rağmen Koç Holding, Yapı Kredi, Akbank, İş Bankası, Anadolu Efes yine taban... Bana kalırsa, bu iş başka bir yere evriliyor. Sermaye Piyasası Kurulu'nun bir an önce hisse bazındaki spekülatif hareketleri de bu işe aracılık eden kurumları da incelemesi gerek.
Yorum Yazın