Dün uzunca bir aradan sonra, Çanakkale'ye Tarihi Alan'a gittim. Daha doğrusu İçişleri Bakanlığı'mızın gençlerimiz için tertip ettiği, "Yarın çok geç olacak" isimli projede lütfettiler bendenize de yer verdiler. Tarihi anda rehberlerimiz ve tarihçilerimiz gençlerimize yaşananları anlatırken, ben de yaşananların hikayesini anlatarak bir nevi ayna tutmaya çalıştım. Şahindere Şehitliği'ne gelinmişti, gençler rehber ve tarihçilerden yaşananları dinlerlerken, bir köşede direkte dalgalanan Al Bayrağımıza gözlerim takıldı, kaldı!
Al Bayrağımızın her bir kıpırdanışı, adeta içimdeki közü üflüyordu!
Şahindere Şehitliği'nde bir program planlamamış olmama rağmen bir anda kendimi gençlerin önüne attım ve "Durun, durun ve biraz önce dinlediklerinizi düşünerek Al Bayrağımızı seyredin " dedim!
Gençler dediğimi yaptı ve her biri kendiyle baş başa kalarak, Al Bayrağımızı seyretmeye başladı!
Bir müddet sonra yanı başımda duran Şırnaklı gencin bir şeyler mırıldadığını duydum!
İlk etapta ne dediğini anlamadığımdan, dediklerini bir daha tekrarlasın diye bekledim, ancak ses gelmedi!
Ona çaktırmadan şöyle göz ucuyla baktım, bir de ne göreyim, gencecik yavrunun gözlerinden yaşlar akıyordu!
"Ne oldu yavrum?" diye sorduğumda gözlerini Al Bayrağımızdan zerre kaçırmadan, "Dünyanın hiçbir yerinde hiçbir bayrak bu kadar güzel dalgalanmıyordur " dedi!
Evet, dünyanın hiçbir yerinde bir bayrak bu kadar güzel dalgalanmamıştır, dalgalanmıyordur! Programın devamında, "Bugün yeni bir çağın eşiğinde, "Mavi Vatan"da, "Mavi Vatan" ımızdaki gaz yataklarını paylaşmak için karşımızda kimler varsa, dün de vatan toprağımızdaki petrolü paylaşmak için dedelerimizin karşısında onlar vardı" dediğimde gençlerden, "Aaa... Doğruuu..!" sesi yükseldi!
"Gençler merhum Mehmet Akif Ersoy Çanakkale Şehitleri şiirini buradaki savaşı görmeden yazmış" dediğimde, gençlerden,"Nasıl yani?" sorusu geldi!
Ben de, "Evet, Mehmet Akif Ersoy dedemiz, o günlerde Necid Çölleri'nde düşman oyunlarıyla boğuşuyordu, çünkü Müslüman Müslümanı boğazlıyordu, tıpkı bugünkü gibi!" dedim. Sözlerimi, Mehmet Akif Ersoy 'un, " Tarih'i 'tekerrür' diye tarif ediyorlar; Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi " sözüyle bitirdiğimde, gençlerin her biri, başı önde düşünmeye başladı! Ağrı, Ardahan, Iğdır, Batman, Şırnak, Adana, Kırıkkale'den gelen gençlerimiz..!
Gezi bitip, onlarla vedalaşıp, İstanbul yolunda, dünyada neler olup bitmiş diye haber sitelerine baktığımda Karadeniz'in öte yanında Kırım'da tansiyonun yükseldiği haberini gördüm!
Biliyor musunuz, bundan tam 238 yıl önce bugün, Kırım Hanlığı II. Katerina'nın emriyle, Rus İmparatorluğu tarafından ilhak edildi!
Yani, tarih yine bir Türk vatanında tekerrür ediyor! Neden mi?
Biz, ibret almamaya devam ediyoruz da ondan..!
Yorum Yazın