Bir zamanlar Uşak’ta Kabakçının Mehmet Efendi, Yarenbaşı Hüseyin Efendi, Devenin Ahmet Efendi, Kalemin Osman Efendi, Eyüplerin Lütfi Efendi bir yerde toplanmışlar, içmişler eğlenmişler. Sabaha karşı eğlence bitince çıkıp evlerine doğru yürümeye başlamışlar.
Vakit seher vaktidir, tan ağarmaya, horozlar ötmeye başlamıştır. Kabakçı Mehmet Efendi
Zil zurna sarhoş keyif içinde eve yaklaşırken sabah ezanı okunmaya başlamış. Ezanın “Esselat-ü hayrün minenneeevm” kısmına gelince Kabakçı Mehmet Efendi minareye yüzünü çevirmiş ve şöyle haykırmış:
“Sen onu halâ uyuyan gafillere söyle! Biz daha gözümüzü kırpmadık.”
(Bir Uşak fıkrası)
**
Herkes kendi haline uygun meşru bir düşünce üretebilir. Asıl olan hal ve tavrın meşru bir zeminde midir?
Yorum Yazın