“Üç kişi bir kaplan eder” sözü Eski Çin’de bir deyim olarak geçer. Hikayesi ilginçtir. (MÖ-475-221) yıllarında. İmparatorun en yakınlarından biri olan Pang Cong aleyhinde dedikodular yayılır. Pang Cong ise imparatora bunun gerçek olmadığını şu diyalogla ispatlamaya çalışır. Balkonda beraberken İmparatora aşağıdaki kalabalığa bakmasını söyler ve bir soru sorar:
-Bir kişi aşağıda kaplan olduğunu söyle ona inanır mıydınız?
İmparator:
-İnsanlar sakin görünüyor, bu durumda inanmazdım.
-Peki iki kişi aşağıda bir kaplan olduğunu söyleseydi?
-Hımm… Bunu tabi ki biraz düşünürdüm.
-Eğer üç kişi aşağıda bir kaplan olduğunu söyleseydi?
-Üç kişi, o zaman evet, kesinlikle buna inanmam gerekirdi.
-Yani gözlerinizin önündeki kanıtlara rağmen, üç kişi kaplan olduğunu söylese ona inanacak mıydınız?
Son soruyla İmparator Pang Cong’la ilgili dedikodunun mahiyetini anladı.
**
Gerçeklerin ne olduğunu anlamaktan ziyade toplumsal eğilimlere bakarak karar veriyoruz. Her gün iki siyasi kutba ayrılmış televizyon kanallarından haberler izliyoruz. Bu kanallar izleyicilerine kendi görüşlerinin doğruluğunu ispatlamak için sokak röportajları yapıyor. Bunların içinden kendi görüşlerini yansıtanları veriyorlar. Böylelikle gerçekçi olmayan ama çoğunluğun öyle düşündüğü yansıtan haberlere inanmamızı sağlıyorlar. Oysa yaşadığımız hayatın içinde gerçekler gözümüzün önündedir. Ama yine de fikir birliği gibi gördüğümüz toplumsal sürüden ayrı kalmayı göze alamıyoruz. Sürü psikolojisi bu. Yaşadığımız hayata akıl gözüyle bakar, olayları akıl terzisiyle tartarsak, duyduklarımız bizi yanıltamaz. Düşünen insan için “üç kişi bir kaplan” etmez.
Yorum Yazın