Turgut Özal’lı yıllarda torun dedesine soruyormuş.
-Dede İsmet İnönü kötü müydü?
-Evet kötüydü evladım. Milli şef dönemi alternatifsiz olduğu için çok keyfi davrandı.
-Menderes dönemi nasıldı?
-Kötüydü, iki dönem üst üste iktidar olunca kimseyi takmadı.
-Peki, Özal dönemi nasıl?
Dede düşünmüş düşünmüş:
-Hele bir düşsün onu da söylerim, demiş.
**
28 Şubat Şubat 1997'de olağanüstü toplanan Millî Güvenlik Kurulu toplantısı sonucu açıklanan kararlarla başlayan ve irticaya karşı, ordu ve bürokrasi merkezli süreç başlatılmıştı. Bu süreç, dönemin Başbakanı Erbakan'ın istifasına ve 54. Türkiye Hükûmetinin dağılmasına yol açmıştı. Siyasete yapılan bu müdahale post-modern darbe olarak da adlandırılmıştır.
Bugün 28 Şubat’ın 23. Yıldönümü. O döneme alkış tutan basın mensupları, siyasetçileri, bürokratları sahneden silinmediler. Yeni dönemlerde yeniden vaziyet aldılar. Biz de bir kültürdür “Gelen ağam giden paşam” tavrı. Divan şairlerinin “Gelene methiye gidene mersiye” düzdükleri gibi.
28 Şubat sürecinde haksızlıklar, zulümler yapıldığı için karşı çıkıyoruz. Esas olan adaletsizliğe karşı çıkmaktır. Zulüm hangi dönem de kim tarafından yapılırsa yapılsın karşı çıkabiliyorsak 28 şubat sürecine de karşı çıkmamızın bir anlamı vardır.
Abdurrahim karakoç’un dediği gibi:
“Beni dinle ey kadı
Bozuldu işin tadı
Zulümse eğer adı
Kenan yapsa da aynı
Yunan yapsa da aynı
**
Bu gemi böyle gitmez
Giderse zulüm bitmez
Kim örnektir farketmez
Hasmım olsa da aynı
Nefsim olsa da aynı”
Zamanında sesini çıkarmayıp hatta alkış tutanların geçmişe yönelik kahramanlık göstermelerinin samimiyeti yoktur. Zulmü sadece belli gruplar yaptığı zaman karşı çıkan kişilerin samimiyeti yoktur. Erdemli olmak, zulüm hangi dönemde kim tarafından yapılırsa yapılsın zamanında karşı çıkmak ve dik durabilmektir. Kendi partisi, grubu hizbi, milleti, cemaati dahi adaletsiz davranıyorsa adaletten yana tavır alabilmektir. Önemli olan işimize geldiği zaman değil, işimize gelmediği zaman da adaletten ve erdemden ayrılmamaktır.
Yorum Yazın