Birçok esere imza atmış Şair Yazar Faik Reşat Bey (1851-1914) dil konusunda oldukça takıntılı imiş. İshakpaşa yangınıyla birlikte evi ve kitapları yanmış. Bu nedenle kiralık ev aramaya çıkmış. Kiralık bir ev görmüş, evi gezmiş beğenmiş, tutmaya karar vermiş. Kapıdan çıkınca penceredeki ilanı okumuş “kiralık hane” yazıyormuş. Ev sahibine;
-Ben ilanının imlası yanlış bir evde oturamam, deyip oradan ayrılmış.
(Meğerse Arapçada kelimenin aslı “kra” iken ev sahibi onu “kira” olarak yazmış.)
**
Günlük hayatta da bu tür tıp diliyle obsesif insanlara çok sık rastlıyoruz. Bir tanığım var. Birinden nefret ettiğini söyledi. Sebebini sordum. “Konuşurken kapalı ‘e’ ile açık ‘e’ yi karıştırıyor” dedi. Yine tanıdığım biri, bir yazardan bahsederken “O edebiyatın ‘de’sinden anlamaz” dedi. Sebebini sordum. “Bir cümlesinde dahi anlamındaki ‘de’ yi bitişik yazmış” dedi. Benim kitaplarımı okuyup kitap hakkında bir cümle söylemezken içinde yakaladığı bir kelimenin yanlışını söyleyenler çıkıyor. Sadece gülümseyip içimden Allah sağlık versin diyorum. Zülfü Livaneli’nin ekşi sözlük röportajında bir okuyucu kitabıyla ilgili “Yunan kelimesindeki ‘y’ harfini küçük yazmışsın onun büyük yazılması gerekirdi” deyince Livaneli gülümsedi. “300 sayfalık kitapta bir onu mu gördün?” dedi.
Yorum Yazın