Hukuk fakültesi birinci sınıf öğrencisi Roma Hukuku dersinden kalmıştı. İkinci yılda da yine başarı göstereceğinden emin olamıyordu. Roma Hukuku hocasının Adıyamanlı olduğunu öğrenmişti. Hoca’nın odasına gitti. Durumunu anlattı. Sonra da “Hocam siz Adıyamanlı imişsiniz ben de Adıyamanlıyım” diyerek hemşerilikten bir destek devşirmek istedi. Hoca kararlı bir şekilde:
-Değil Adıyamanlı, Romalı bile olsan bilmeden bu dersi geçemezsin, dedi.
Öğrenci boynunu büktü, sonra;
-Tamam Hocam, Roma’da bir Roma hukuku var ama bizim ülkemizde de bir hemşerilik hukuku yok mu? Dedi.
**
Eğer bir ülkede ahbap çavuş kültürü hukuk kültürünün üstüne çıkarsa; orada adalet, ehliyet, liyakat ayakta kalamaz. Ahbap çavuş kültürünü, hemşerilik ilişkisini o kadar içselleştirmişiz ki bunu deyimlerimizde görmek mümkündür. “Bizden olsun, çamurdan olsun” “Uzayan kol bizden olsun.” Elin iyisinden bizim kötümüz daha iyidir.” gibi. Herkesin kanıksadığı adına torpil dediğimiz ahbap çavuş kültürü hepimize çok doğal, çok normal gelmektedir. Sonra da “Niye kötü yönetiliyoruz” “Neden başımıza bunlar geliyor” diye feveran ederiz. Sebepleri göz ardı edip sonuçları yargılamak bir çeşit akıl sakatlığıdır.
Namık Kemal ilkeli ve tutarlı bir devlet adamıydı. Bir karar alırken ehliyete ve liyakate dikkat eder, eş dost, akraba diye haksız kayırmalara yer vermezdi. Bu durum yakın çevresinin şikâyet etmesine yol açınca, onlara şu cevabı verdi:
“Etrafa merhametten ekseri umuma ihanet çıkar!” Yani yakınları kayırmaktan çoğunlukla topluma ihanet çıkar.
Yorum Yazın