Yaşlı kadın marketten muz almış evine gidiyordu. Sokakta yaşadığı anlaşılan bir çocuk görünce çocuğa iki tane muz uzattı. Çocuk muzları aldı, çok acıkmış olmalı ki hemen birini kabuğu ile yemeğe başladı.
Yaşlı kadın, “Evladım, kabuğunu soyup da yesen” deyince, çocuk onun kabuğuyla yenmeyeceğini anladı ancak bu konuda bilgisiz olduğum anlaşılmasın diye “Ben bunu kabuğu ile yemeyi seviyorum” dedi.
Yaşlı kadın çocuğun ruh halini anladı. Sonra poşetten bir muz daha çıkarıp kabuğunu soydu ve çocuğa tebessüm ederek verdi. “Evladım bir de bu şekilde ye bakayım. Bazen kendimizi kandırırız ama miden sana hangisinin daha doğru olduğunu söyleyecektir.” Dedi.
**
Bir pastanenin iç duvarına boydan boya yazılmış “İnsanları kandırabilirsiniz ama mideleri kandıramazsınız” yazısını görünce çok beğenmiştim. Çünkü zihnimiz bizim düşünce yapımızla ilgilidir yanlış bilgileri rahatlıkla kabul edebilir ama mide doğrudan biyolojinin kanunlarıyla çalışır, kanunlarına ters gelen duruma anında tepki verir. Bu gerçeği Cengiz Aytmatov, “Mide beyinden akıllıdır. Çünkü mide kusmayı bilir, beyin her pisliği yutar.” Diyerek ifade eder.
Bizler insanları kandırabiliriz ama fizik kanunlarını kandıramayız. Apartman yaparız, malzemeden çalarız, insanları kandırırız ama depremi kandıramayız. O ev başımıza yıkılır. Doğa ders verirken büyük acı ve zararla birlikte verir.
Bizler imar aflarını, imar barışlarını kullanarak dere yataklarına ev yaparız. Devlet de vatandaş da kendini kandırır. Ama devlet de vatandaş da doğa kanunlarını kandıramaz. Bir sel gelir hayatımızı elimizden alarak doğa kanunlarının kanmayacağını bize hatırlatır.
Bunun gibi ekonominin, sosyolojinin, psikolojinin doğal kanunları vardır. Eğer kendimizi ve diğer insanları kandırdığımız gibi onları da kandıracağımızı düşünürsek yanılırız. Onlar da tıpkı sel gibi, deprem gibi bir felaketle biz insanlara dersini verir.
Yorum Yazın