İki muhtar adayı seçime girmişlerdi. İkisi de kazanacağı konusunda iddialıydı. Ama sonuçta biri kazandı diğeri kaybetti.
Kaybeden muhtar adayı köy kahvesine geldi. Kahvedekiler onun kaybetmesine çok üzülmüşlerdi. Biri sordu.
-Senin dürüst olduğunu tüm köylü biliyor. Seni çok sempatik buluyoruz ama buna rağmen seçimi nasıl kaybettin, tam anlayamadık.
Muhtar adayı kalabalığa şöyle bir soru sordu:
-İki yarış atı var. Aynı alandalar. Atlar otlansın diye 10’ ar metrelik bir iple bağlanmışlar. İpler sabit ve uzamıyor. Oysa atlardan biri 10 metrenin içinde aç kalırken diğeri daha geniş alanda karnını doyuruyor. Ve yarışta diğer atın önüne geçiyor. Bu nasıl olabilir?
Köylülerden çok zeki olan biri cevapladı:
-Bence şöyle olabilir. Evet ipin uzunluğu aynıydı ama aç kalan atın başına bağlanan ipin diğer ucu bir ağaca bağlanmıştı. Oysaki diğer atın başına bağlanan ipin öbür ucu herhangi bir yere bağlanmamıştı, dilediği yerde otlanabiliyordu. Bu nedenle karnını doyurmuş ve yarışmada diğer atı geçmiştir.
Muhtar kendine yönelmiş gözlere bakıp şöyle izah etti:
-İşte ben de ağaca bağlanan at gibi kurallara bağlıydım. Diğer at da nasıl ki bağlı gibi görünüyor ama gerçekte bağlı değilse aynen o şekilde diğer muhtar adayını bağlayan kurallar yoktu. Şimdi beni anlıyor musunuz?
Yorum Yazın