İki kişi konuşuyordu. Bir diğerine:
-Covid-19 a yakalanan ve ölenlerin gerçek rakamları halktan saklanıyormuş. Ben şunu merak ediyorum. Saklanan rakamları ne yapıyorlar acaba?
Öbürü cevap vermiş:
-Benim kanaatime göre saklanan rakamlar maksadının zıddına hareket ediyor. Yani saklandıkları yerden çıkıp halkın dedikodularına karışıyor ve bu şekilde saklanan rakamlar daha abartılı ve daha görünür oluyor.
**
Bir yaşlı ile bir genç bankta sohbet ediyormuş. Yaşlı adam dert yanmış:
-Bu ne biçim iş anlayamadım. 65 yaş üstü için sokağa çıkma kısıtlamaları getiriliyor. Zaten; “eski kafalı” “eli ermez gücü yetmez” “yaş yetmiş iş bitmiş” “bir ayağı çukurda” gibi deyimlerle aşağılanırdık, şimdi yine yaş ayrımcılığı nedeniyle dışlanıyoruz.
Genç devam etmiş:
-Bizler içinde aynı kısıtlama var. 20 yaş altındayız diye bize kısıtlama geliyor. Bizim için de, “çocuk aklı” “yaşı ne başı ne” “yeni yetme” gibi deyimlerle küçük görülürdük, şimdi de sokağa çıkmayın diyorlar. “Yaş ayrımcılığına son” Yaşasın genç ve yaşlı kardeşliği”
**
İki kişi sohbet ediyormuş. Biri heyecanlı heyecanlı anlatıyormuş:
-Aşı maşı hikâye. Ben korona virüsüne karşı çözümü buldum. Zeytin yaprağını kaynatıyorum. Sonra çörek otunu havanda eziyorum, bala karıştırıyorum. Bu karışımı zeytin yaprağı çayına katıp içiyorum. Korona virüsüne birebir.
Öbürü merakla sormuş:
-Ben de deneyeyim. Peki bunun bilimsel tıbbi bir geçerliliği var mı?
Anlatan biraz bozulmuş ve izah etmiş:
-Yahu, tıp çaresiz kalırsa onun dışında kalan tüm çözümler alternatif tıp oluyor. Benim ki de bir çeşit alternatif tıp işte. Yersen böyle.
**
İki kişi dert yanıyormuş biri şaşkınlığını dile getiriyormuş:
-Eskiler, “suya sabuna dokunmazsan başın ağrımaz” derlerdi. Şimdi ise “suya sabuna dokunmazsan ölürsün” diyorlar. Ne yapacağımızı şaşırdık.
Öbürü konuya bilgece açıklık getirmiş:
-Neylersin işte! Asıl olan akıl temizliğidir. Eğer akıl kirli olursa suyu da sabunu da nerede, nasıl kullanacağını bilemez ki, demiş.
(Devam edecek)
Yorum Yazın